Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, BİRTEK-SEN’in raporunu meclis gündemine taşıdı
Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), 19 Ekim 2025’te Şanlıurfa’da yaptığı basın toplantısında “Güneydoğu Tekstil Sektöründe Kadın Emeği ve Sendikal Algı Raporu”nu kamuoyuna sundu. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, raporu Meclis gündemine taşıdı.
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’a yazılı soru önergesi veren Karaca, raporu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuna da iletti. Karaca, “Uluslararası tekstil tekelleri Türkiye’yi ‘sendikasız işçi cenneti’ olarak görüyor. Kadın emeği en ağır koşullarda sömürülüyor. Bakanlığın bu köle düzenine karşı planı nedir?” diye sordu.”
“Bu raporun her satırı bir direniş kaydıdır”
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen de “Fabrikalarda örgütlenmeye çalışan kadınlar yalnız değildir. Bu raporun her satırı bir direniş kaydıdır. Adaletin ve eşitliğin sağlanacağı bir düzen, ancak örgütlü işçilerin mücadelesiyle mümkündür”dedi.
BİRTEK-SEN’in saha çalışması, kadın emeğinin görünmez kılındığı, haklarının sistematik biçimde gasp edildiği bir tabloyu açığa çıkarıyor. Sendika, raporu “bir araştırmadan öte, kadın işçilerin direniş belleği” olarak tanımlıyor.
Depremin etkilediği Adıyaman, Urfa, Malatya ve Adana illerinde 116 kadın işçiyle yapılan görüşmelere dayanan rapor, bölgedeki kadın emeği sömürüsünü çarpıcı biçimde gözler önüne serdi.
Kadın işçilerin büyük bölümü asgari ücret ya da altında gelir elde ediyor; hiçbir katılımcının maaşı 30 bin TL’yi aşmıyor. Türk-İş verilerine göre bir kişinin yaşama maliyeti 33 bin 587 TL.
Fabrikaların çoğunda 10–12 saatlik mesailer normal, sipariş dönemlerinde ise 18 hatta 36 saate kadar uzuyor.
Urfa’da Levi’s’e üretim yapan kadınlar, “Bir günü aşan vardiyalarda çalışıyoruz” diyor.
Bir kadın işçi şöyle anlatıyor:
“Sabah 8’de başladık, gece 4’e kadar çalıştık. Eve gidip uyuyorsun, sabah yine aynı. Ne zaman yemek, ne zaman hayat?”
Kadınların yüzde 95,7’si, ürettikleri markaların ürünlerini satın alamadığını söylüyor. Zara, Levi’s, Bershka gibi küresel markalara üretim yapan işçiler, “Kendi emeğimizin ürününe bile erişemiyoruz” diyor.
Bir işçi, “Zara’nın güneş desenli bir kotunu yaparken çok beğenmiştim. Paramı biriktirdim ama Türkiye’de satılmadığını öğrendim.” sözleriyle bu çelişkiyi özetliyor.
Tacize karşı şikâyet mekanizmaları işlemiyor
Kadınların %42,2’si işyerinde tacize maruz kaldığını belirtiyor; ancak yarısından fazlası şikâyetçi olamıyor.
Kadınlar “işini kaybetme korkusu” nedeniyle sessiz kalıyor. Bir işçi, “Ustabaşına söylesek ‘sen yanlış anlamışsındır’ diyorlar” diyerek çaresizliği anlatıyor.
Regl izni ve tuvalet hakkı ‘zincire’ bağlı
Kadınların %92,2’si regl döneminde zorlandığını, %74’ü tuvalet kullanımının sınırlandırıldığını söylüyor.
BİRTEK-SEN Urfa Temsilcisi Funda Bakış, “Kadınlar regl olduklarını söylemeye utanıyorlar. Tuvalet izni alabilmek için zincir gibi izin istemek zorundalar.” dedi.
‘Deprem oldu, dışarı çıkmamıza izin vermediler’
Rapora göre iş güvenliği önlemleri büyük ölçüde kâğıt üzerinde.
Kadınların %66,1’i işyerinde kaza yaşandığını belirtirken, %44,6’sı “depreme veya sele karşı hiçbir önlem yok” diyor.
Bir kadın işçi, artçı sarsıntılar sırasında bile içeride tutulduklarını anlattı:
“Deprem oldu, dışarı çıkmak istedik. ‘Bir şey yok’ deyip bırakmadılar.”
Kadınların %97,2’si, denetimlerin ardından hiçbir iyileşme olmadığını söylüyor.
“Fabrikalara denetim geleceği önceden bildiriliyor, kişisel koruyucu ekipmanlar sadece o gün takılıyor.” ifadeleri, sistemin çürümüşlüğünü gözler önüne seriyor. Kadınların %62’si gece 22.00’den sonra işten çıkıyor.
Ancak yalnızca %14,3’ü evinin kapısına kadar bırakılıyor.
Urfa’dan bir işçi: “Bazen gece 3’te çıkıyoruz. Servis beni karanlık bir kavşakta bırakıyor. Korkuyorum ama mecburum.”Kadınların sadece %27,7’si çalıştıkları yerde kreş olduğunu belirtiyor. İşverenlerin, 150 kadın sınırını aşmamak için kadın istihdamını bilerek sınırladığı da raporda yer alıyor.
Kadınların %51,7’si sendikasız. Sendika üyesi olanlar da baskı ve işten atılma korkusu altında.
Bir işçi şöyle diyor: “Sendikaya güvensem bile patron öğrenirse işten atar.” Yine de birçok kadın, “Sendikalı olmak hak aramanın tek yolu” diyor.bianet