Türkiye'nin PISA eğitim seviyesi ölçümlerinde geri kaldığı propagandası OECD'nin açıkladığı araştırmayla düzeltme geldi. OECD, "Türkiye'nin PISA performansı kızların ve fakir öğrencilerin sisteme katılımının büyük oranda artmasıyla daha önce düşünülenden çok daha etkileyici..."
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye'nin PISA eğitim sonuçlarında "başarısız" olduğu iddiasına düzeltme getirdi ve Türkiye'nin PISA'da öngörüldüğünden çok daha iyi performans gösterdiğini açıkladı. OECD bu büyük iyileşmenin yoksul öğrencilerle kız öğrencilerin eğitim sistemine çok yüksek oranlarda dahil olmasından kaynaklandığını bildirdi.
OECD, örgüte üye ülkeler için yapılan PISA ölçümlerine ilişkin yeni bir araştırmanın Türkiye için ilgi çekici bulgular ortaya koyduğunu bildirdi. Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye'ye övgüde bulunulurken şöyle denildi:
"Türkiye'nin PISA'daki durumuna ilişkin yapılan yeni araştırmanın analizleri, Türkiye'nin PISA testinde ilk kez yeralmasından bu yana, 15 yaşındaki Türk öğrencilerin okullaşma oranının, 2003 itibarıyla yüzde 45'ten, 2012'de yüzde 80'e doğru büyük yükseliş gösterdiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre bu; Türkiye'nin PISA'da zaman içinde giderek iyileşen performansının, genelde düşünüldüğünden çok daha etkileyici bir sonuca ulaştığı anlamına geliyor. Çünkü büyük oranda dezavantajlı geçmişe sahip çok daha fazla öğrenci, sisteme katılmış bulunuyor."
OECD açıklamasına şöyle devam etti:"Örneğin, hem test sonuçlarındaki iyileşmedeki hem de PISA testi için uygun bulunan 15 yaş nüfustaki artış gözönüne alındığında araştırma; Araştırma, 'matematik' ve 'okuma' düzeyinde Temel Düzey 2 (Level 2)'ye erişen 15-16 yaş çocukların yüzdesi arasındaki 2003 ve 2012 yılları arasındaki artışın daha önce belirtilenden iki kat fazla olduğunu gösteriyor.
Ve her ne kadar Türkiye'deki tüm öğrenciler iyileşmeden yararlansa da, kız öğrencilerle öğrencilerin en fakir yüzde 40 bölümünün, bundan en fazla yararlananlar olduğunu ortaya koyuyor. Bu büyük ölçüde kızlar arasında okulu bırakma ve okuldan erken ayrılma oranlarının 2003'te yüzde 38 iken 2013'te yüzde 20'ye gerilemesine bağlı. Aynı dönemde, Temel Düzey 2'ye ulaşan dezavantajlı 15-16 yaşındaki çocukların yüzdesi yüzde 13'ten yüzde 46'ya üç kattan fazla arttı.
Ancak, Level 2'ye erişen avantajlı (maddi şartları iyi) öğrencilerin oranındaki artıştan dolayı da zengin ve yoksullar arasındaki performans uçurumu da yüksek kaldı. Zengin öğrencilerin PISA'ya katılma oranı 2003'te yüzde 50 iken, 2012'de yüzde 82'ye çıktı."
Araştırmaya ilişkin açıklamada "Uluslararası Öğrenci Değerlendirmesi Programı'na (PISA) katılan OECD ülkelerinden Türkiye, PISA puanlarında (2003-2012) en düşük performans düzeyine ve en yüksek gelişme oranına sahiptir. 2003 ile 2012 yılları arasında Türkiye, neredeyse bir yıl süren Matematik öğrenimi (25 puan) ile öğrenme çıktılarını iyileştirmeyi başarırken, zengin ve fakir (eşitlik) arasındaki başarı farkını da azalttı. Bu, kendi içinde ve etkileyici bir başarı" dedi. OECD böylece Türkiye'nin PISA'da önceki iktidarlar döneminde içine düşürüldüğü uçurumun 2003-2012 yılları arasında iyileşme yoluna girdiğini kabul etmiş oldu. ANKA
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye'nin PISA eğitim sonuçlarında "başarısız" olduğu iddiasına düzeltme getirdi ve Türkiye'nin PISA'da öngörüldüğünden çok daha iyi performans gösterdiğini açıkladı. OECD bu büyük iyileşmenin yoksul öğrencilerle kız öğrencilerin eğitim sistemine çok yüksek oranlarda dahil olmasından kaynaklandığını bildirdi.
OECD, örgüte üye ülkeler için yapılan PISA ölçümlerine ilişkin yeni bir araştırmanın Türkiye için ilgi çekici bulgular ortaya koyduğunu bildirdi. Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye'ye övgüde bulunulurken şöyle denildi:
"Türkiye'nin PISA'daki durumuna ilişkin yapılan yeni araştırmanın analizleri, Türkiye'nin PISA testinde ilk kez yeralmasından bu yana, 15 yaşındaki Türk öğrencilerin okullaşma oranının, 2003 itibarıyla yüzde 45'ten, 2012'de yüzde 80'e doğru büyük yükseliş gösterdiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre bu; Türkiye'nin PISA'da zaman içinde giderek iyileşen performansının, genelde düşünüldüğünden çok daha etkileyici bir sonuca ulaştığı anlamına geliyor. Çünkü büyük oranda dezavantajlı geçmişe sahip çok daha fazla öğrenci, sisteme katılmış bulunuyor."
OECD açıklamasına şöyle devam etti:"Örneğin, hem test sonuçlarındaki iyileşmedeki hem de PISA testi için uygun bulunan 15 yaş nüfustaki artış gözönüne alındığında araştırma; Araştırma, 'matematik' ve 'okuma' düzeyinde Temel Düzey 2 (Level 2)'ye erişen 15-16 yaş çocukların yüzdesi arasındaki 2003 ve 2012 yılları arasındaki artışın daha önce belirtilenden iki kat fazla olduğunu gösteriyor.
Ve her ne kadar Türkiye'deki tüm öğrenciler iyileşmeden yararlansa da, kız öğrencilerle öğrencilerin en fakir yüzde 40 bölümünün, bundan en fazla yararlananlar olduğunu ortaya koyuyor. Bu büyük ölçüde kızlar arasında okulu bırakma ve okuldan erken ayrılma oranlarının 2003'te yüzde 38 iken 2013'te yüzde 20'ye gerilemesine bağlı. Aynı dönemde, Temel Düzey 2'ye ulaşan dezavantajlı 15-16 yaşındaki çocukların yüzdesi yüzde 13'ten yüzde 46'ya üç kattan fazla arttı.
Ancak, Level 2'ye erişen avantajlı (maddi şartları iyi) öğrencilerin oranındaki artıştan dolayı da zengin ve yoksullar arasındaki performans uçurumu da yüksek kaldı. Zengin öğrencilerin PISA'ya katılma oranı 2003'te yüzde 50 iken, 2012'de yüzde 82'ye çıktı."
Araştırmaya ilişkin açıklamada "Uluslararası Öğrenci Değerlendirmesi Programı'na (PISA) katılan OECD ülkelerinden Türkiye, PISA puanlarında (2003-2012) en düşük performans düzeyine ve en yüksek gelişme oranına sahiptir. 2003 ile 2012 yılları arasında Türkiye, neredeyse bir yıl süren Matematik öğrenimi (25 puan) ile öğrenme çıktılarını iyileştirmeyi başarırken, zengin ve fakir (eşitlik) arasındaki başarı farkını da azalttı. Bu, kendi içinde ve etkileyici bir başarı" dedi. OECD böylece Türkiye'nin PISA'da önceki iktidarlar döneminde içine düşürüldüğü uçurumun 2003-2012 yılları arasında iyileşme yoluna girdiğini kabul etmiş oldu. ANKA
RSS