Çalışma Bakanlığı ve Memur Sen’in kapalı kapılar ardında 3600 Ek göstergeyi görüştüğünü hatırlatan Parlakçı, “Şimdiye kadar yapılan toplantılarda neler konuşuldu kendileri dışında kimse bilmiyor. Adeta sır gibi saklanıyor. 3600 Ek gösterge tüm kamu emekçilerini kapsıyor mu? Kimler düzenlemenin dışarıda kalacak? Kimler, nasıl etkilenecek? Çalışma Bakanlığı ve Memur Sen arasında devam eden çalışmada neden diğer konfederasyonlar devre dışı bırakılıyor?” diye sordu.
Parlakçı, “Konfederasyonumuz daha önceden de kamuoyuna açıkladığı gibi ön lisans ve lisans mezunlarının ek göstergesinin 3600’den başlayarak düzenlenmesini, tabip, diş tabibi bakımından ise bu oranların yukarıya doğru 7600 ek göstergeye ulaşacak şekilde yükseltilmesini talep ediyor. Lise ve altı mezun olanlar bakımından ise ön lisans ve lisans mezunlarına yapılacak oransal artış dikkate alınarak, yardımcı hizmetler sınıfına tabi hizmetliler de dâhil edilerek, ek gösterge tablosunun yeniden düzenlenmesini ve bu şekilde 1400 puan artışın bu gruptakilerine de yansıtılmasını, ek gösterge tablosunda yapılacak düzenlemenin 5434 sayılı kanuna tabi kamu görevlilerinin emekliliğine adaletli bir şekilde yansıyabilmesi için 5434 sayılı kanunun ek 70. Maddesinde düzenlenen özel hizmet aylığı oranlarının aşağıdaki gibi yükseltilmesini talep etmekteyiz” ifadelerine yer verdi.
Ek göstergeden yararlanabilecek tüm kamu görevlilerinin ek gösterge tablosunun 3600’e göre yeniden düzenlemenin kendi içerisinde adaletli olmasını, bu düzenlemeden 5434’e tabi olanların tümünün yararlanabilmesi için de özel hizmet aylığı oranlarının yükseltilmesini önererek adaletli bir teklif sunduklarının altını çizen Parlakçı, “Mayıs 2008 tarihinden sonra kamu görevine başlayan kamu grevlileri de dâhil olmak üzere emekli aylıklarının insan onuruna yakışır bir düzeye çıkarılması en az 3600 ek gösterge hususu kadar önem taşıyor. Kamuoyunda hiç tartışılmayan ancak halen görevi başındaki kamu görevlilerinin çoğunluğunu ilgilendiren emekli aylıklarının iyileştirilmesi ile ilgili iki temel önermemiz var. 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı yasadan önce emekli aylığı bağlama oranı neydi, sonradan nasıl oldu, maaşlara yansıması nedir hususuna açıklama getirmek aydınlatıcı olacak” değerlendirmesini yaptı.
TİS görüşmelerinde 3600’ün hiç gündeme getirmiyor olması kabul edilemez
KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İktidarın tüm vatandaşları ilgilendiren bu denli önemli konuyu niçin gündeme getirmediği emek karşıtı, sermaye yanlısı politikalarından dolayı şaşırtıcı değil. Ancak yandaş konfederasyonun gerek TİS görüşmelerinde ve gerekse de bağlantılı olması nedeniyle 3600 ek gösterge tartışmalarında konuyu hiç gündeme getirmiyor olması kabul edilemez. Sorunun çözümü; on yıl boyunca kurulan toplu sözleşme masalarına yansıyan tutumu ve altına imza attığı mutabakatlar başta olmak üzere altı milyon kamu emekçisinin ve emeklinin temel taleplerini savunmaktan uzak olduğunu defalarca ispatlayanlar ile iktidar arasında kapalı kapılar ardında yapılacak görüşmelere bırakılamaz. Kaldı ki, tüm geriliklerine rağmen mevcut 4688 sayılı yasa hükümlerine göre kamu emekçilerinin ve emeklilerinin geneline ilişkin görüşmelere en çok üyeye sahip üç konfederasyonun katılması zorunlu.” Özer Karınca