Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde harekat, istihbarat ve eğitim subayı olarak görev yaparken 28 Şubat sürecinde alınan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ile ordudan ihraç edilen eğitim subayı Sadık Paksoy, ''Soruşturmaya müdahil olmak isterim. Onlarla bu dünyada karşılaşmak ve hesaplaşmak isterim. Çünkü onlara yaşadığımız travmaları sormak isterim'' dedi.
Söğüt Jandarma Ulaştırma Er Eğitim Taburu'nda harekat, istihbarat ve eğitim subayı olarak görev yaparken Ağustos 1998'de YAŞ kararları ile disiplinsizlik nedeniyle ordudan ihraç edilen Kahramanmaraşlı 52 yaşındaki Paksoy, o süreçte yaşadıklarını ve 28 Şubat soruşturması hakkında görüşlerini açıkladı.
Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na binbaşı rütbesiyle tayin edildiğinde izinli olduğu dönemde YAŞ kararları ile ihraç edildiğini belirten Paksoy, ''28 Şubat süreci son derece kaygılı, son derece gergin, son derece tahrip edici bir süreç oldu. Maalesef bu süreci millet olarak hep beraber yaşadık. Özellikle hem kendi iç dünyamızda hem dış dünyamızda özellikle çocuklarımızda, ailemizde telafisi mümkün olmayan travmalar oldu'' diye konuştu.
28 Şubat'ın yurt dışı ve yurt içi boyutları olduğunu anlatan Paksoy, şunları kaydetti:''Bu süreci yaşarken şunu düşündüm; Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabesi'nde bir sözü var; 'memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhid edebilirler. Aslında hadise budur. Bunu açarsak zaten 28 şubatın şifrelerini çözmüş oluruz.'' Kendisinin sicil ortalamasının 100 üzerinden 98,1 olduğunu ve son verilen sicili 92 olduğu için ortalamasının 98,1'e düştüğüne işaret eden Paksoy, şöyle konuştu: ''Benim böyle olduğu gibi 28 Şubat sürecinde ihraç edilen bütün subay, astsubayların hepsinin sicili böyledir. Hepsi çok dürüsttür, vatanseverdir, vatanı ve milletini canından aziz bilir, son derece donanımlı insanlardır. Bu insanlar niye ihraç edildiler- Çünkü bu insanlar, vatanın milletin aleyhine hiçbir şeye müsaade etmezler. Bu yüzden bizi ihraç ettiler ve kendi emellerine ulaşabilmek noktasında bizim gibi subay ve astsubayları çok büyük engel gördüler. Öncelikli bu engelleri temizlemek 28 Şubat'ın hedefiydi.''
''Müdahil olmak isterim''
Ordudan ihraç edildikten sonra ailesiyle Gaziantep'e yerleştiğini, 3 çocuğu olduğunu ifade eden Sadık Paksoy, yerel bir radyo kanalında genel müdürlük yaptığını, Gaziantep Valiliği bünyesinde araştırmacı kadrosunda görev yaptığını kaydetti.
Paksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Devletimiz 12 Eylül referandum seçimlerinde yeniden haklarımızın iadesini, belki itibarımızın iadesi noktasında bize bir sayfa açtı. Buna da bugünkü hükümet vesile oldu. Ben Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bütün hükümet temsilcilerine teşekkürlerimi sunuyorum.''
28 Şubat'ta ülkeye ''sanal deprem'' yaşatanların hak ettiklerini hem dünyada hem ahirette göreceklerini ümit ettiklerini belirten Sadık Paksoy, şöyle dedi: ''Ben kesinlikle müdahil olmak isterim. Onlarla bu dünyada da karşılaşmak ve hesaplaşmak isterim. Çünkü onlara yaşadığımız travmaları sormak isterim. Nasıl bir cevap vereceklerini merak ediyorum. Vicdanları ölmemişse onlara seslenmek istiyorum; bu kadar insanı aileleri ile beraber niçin mağdur ettiler, kimin hesabını çalıştılar ve neyi elde ettiler- Ne cevap vereceklerini çok merak ediyorum. Soruşturmayı çok hayırlı olarak görüyorum. Hiç kimse yaptığının ve bu millete, bu ülkeye yaşattığının hesabını vermeden kabre girmesinler istiyorum.'' AA
Söğüt Jandarma Ulaştırma Er Eğitim Taburu'nda harekat, istihbarat ve eğitim subayı olarak görev yaparken Ağustos 1998'de YAŞ kararları ile disiplinsizlik nedeniyle ordudan ihraç edilen Kahramanmaraşlı 52 yaşındaki Paksoy, o süreçte yaşadıklarını ve 28 Şubat soruşturması hakkında görüşlerini açıkladı.
Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na binbaşı rütbesiyle tayin edildiğinde izinli olduğu dönemde YAŞ kararları ile ihraç edildiğini belirten Paksoy, ''28 Şubat süreci son derece kaygılı, son derece gergin, son derece tahrip edici bir süreç oldu. Maalesef bu süreci millet olarak hep beraber yaşadık. Özellikle hem kendi iç dünyamızda hem dış dünyamızda özellikle çocuklarımızda, ailemizde telafisi mümkün olmayan travmalar oldu'' diye konuştu.
28 Şubat'ın yurt dışı ve yurt içi boyutları olduğunu anlatan Paksoy, şunları kaydetti:''Bu süreci yaşarken şunu düşündüm; Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabesi'nde bir sözü var; 'memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhid edebilirler. Aslında hadise budur. Bunu açarsak zaten 28 şubatın şifrelerini çözmüş oluruz.'' Kendisinin sicil ortalamasının 100 üzerinden 98,1 olduğunu ve son verilen sicili 92 olduğu için ortalamasının 98,1'e düştüğüne işaret eden Paksoy, şöyle konuştu: ''Benim böyle olduğu gibi 28 Şubat sürecinde ihraç edilen bütün subay, astsubayların hepsinin sicili böyledir. Hepsi çok dürüsttür, vatanseverdir, vatanı ve milletini canından aziz bilir, son derece donanımlı insanlardır. Bu insanlar niye ihraç edildiler- Çünkü bu insanlar, vatanın milletin aleyhine hiçbir şeye müsaade etmezler. Bu yüzden bizi ihraç ettiler ve kendi emellerine ulaşabilmek noktasında bizim gibi subay ve astsubayları çok büyük engel gördüler. Öncelikli bu engelleri temizlemek 28 Şubat'ın hedefiydi.''
''Müdahil olmak isterim''
Ordudan ihraç edildikten sonra ailesiyle Gaziantep'e yerleştiğini, 3 çocuğu olduğunu ifade eden Sadık Paksoy, yerel bir radyo kanalında genel müdürlük yaptığını, Gaziantep Valiliği bünyesinde araştırmacı kadrosunda görev yaptığını kaydetti.
Paksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Devletimiz 12 Eylül referandum seçimlerinde yeniden haklarımızın iadesini, belki itibarımızın iadesi noktasında bize bir sayfa açtı. Buna da bugünkü hükümet vesile oldu. Ben Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bütün hükümet temsilcilerine teşekkürlerimi sunuyorum.''
28 Şubat'ta ülkeye ''sanal deprem'' yaşatanların hak ettiklerini hem dünyada hem ahirette göreceklerini ümit ettiklerini belirten Sadık Paksoy, şöyle dedi: ''Ben kesinlikle müdahil olmak isterim. Onlarla bu dünyada da karşılaşmak ve hesaplaşmak isterim. Çünkü onlara yaşadığımız travmaları sormak isterim. Nasıl bir cevap vereceklerini merak ediyorum. Vicdanları ölmemişse onlara seslenmek istiyorum; bu kadar insanı aileleri ile beraber niçin mağdur ettiler, kimin hesabını çalıştılar ve neyi elde ettiler- Ne cevap vereceklerini çok merak ediyorum. Soruşturmayı çok hayırlı olarak görüyorum. Hiç kimse yaptığının ve bu millete, bu ülkeye yaşattığının hesabını vermeden kabre girmesinler istiyorum.'' AA
RSS