Karatay, “Maliye Bakanlığınca her yıl aralık ayında açıklanan ve vergi, resim ve harçlar ile her türlü Devlet alacağını artırmada baz alınan yeniden değerlendirme oranları gelir vergisi dilimlerinin yükseltilmesinde 2002 yılından beri görmezden geliniyor. Bizler iyi biliyoruz ki, eğer yeniden değerleme oranları kamu alacaklarına uygulandığı gibi gelir vergisi dilimlerine de uygulansaydı, 2022 yılında uygulanan otuz iki bin liralık alt dilim seksen bin liranın üzerinde olacaktı ve biz kamu çalışanları ve diğer emekçileri bir nebzede olsa daha az vergi ödeyecektik” hatırlatmasını yaptı.
Kaşıkla verilen maaş artışlarının kepçe ile geri alındığı süreçleri yaşıyoruz
‘Kaşıkla verilen maaş artışlarının kepçe ile geri alındığı süreçleri yıllardır yaşıyoruz” diyen Karatay, “Maaş ve ücretlerde gerçekleşen nominal artışlar gelir vergisi tarifesinde yer alan vergi dilimlerinin yeniden değerleme oranına yani üretici fiyatlarına göre artırılmadığından yılın ikinci yarısı ile birlikte yüzde 20, yüzde 27’lik vergi dilimleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Yıllardır kamu emekçilerine verilen temmuz maaş artışları vergi dilimi marifeti ile geri alınıyor. Yıllardır söylüyoruz yaşam maliyetinde ortaya çıkan artışlar emekçilerin tasarruf yapma imkânını ortadan kaldırdığından gelirimizin tamamını harcamak zorunda kalıyoruz. Yaptığımız her harcamada başta KDV ve ÖTV olmak üzere ödediğimiz dolaylı vergilerle satın alma gücümüz sürekli düşüyor, enflasyon arttıkça ödediğimiz dolaylı vergilerde artıyor. Gelir durumuna bakılmaksızın herkesten aynı oranda alınan dolay vergiler gelir dağılımı eşitsizliğini derinleştirmeye devam ediyor” tespitini yaptı.
Bütçe süreçlerinin açık, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmesini talep ediyoruz
Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İsmet Karatay, konuşmasını şöyle tamamladı: “Emekçilerin ödediği gelir vergisinin yüzde 10’da sabitlenmesini, açlık sınırı rakamlarının vergiden muaf tutulmasını, tüketilmesi zorunlu mal ve hizmetlerden alınan dolaylı vergilerin kaldırılmasını, verginin harcamalar üzerinden değil kazanç ve servet üzerinden alınmasını, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini, kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, bütçe süreçlerinin açık, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmesini talep ediyoruz.” Özer Karınca