Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, “2011 yılının ilk yarısı sonunda bölgede elde ettiğimiz ve kullandırdığımız kredileri kıyasladığımız zaman, 12 milyar TL kredi vermişken Gaziantep'ten aldığımız kaynak 5 milyar TL düzeyindedir. Yani başka yerlerden topladığımız kaynağı da Gaziantep'e kullandırmış durumundayız. Türkiye'de ortalama kredi mevduatı oranı yüzde 90 iken Gaziantep'te bu oran yüzde 250 civarındadır. Gaziantep nakdi kredi kullanım açısından Türkiye genelinde 8. sıradadır" dedi
Gaziantep önemli bir merkez
Aydın, TBB ve Sanayi Odası işbirliğiyle düzenlenen ''Bankacılığın 2012 vizyonu'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Gaziantep'in önemli bir üretim ve ticaret merkezi olduğunu vurguladı, bankacılık sektörünün Gaziantep'e 2011 yılının ilk yarısının sonunda 12 milyar lira kredi vermişken Gaziantep'ten topladığı mevduatın 5 milyar lira düzeyinde bulunduğuna, Türkiye'de ortalama kredi mevduat oranı yüzde 90 iken Gaziantep'te yüzde 250 olduğuna dikkati çekti.
Krizin etkilerini sınırlandırmak için yoğun çaba harcıyoruz
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, ''Küresel ekonomide çok ciddi sorunların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin nasıl tamamlanacağı ve sonuçlarının nasıl olacağı hususunda bir tahmin yapmak için hala çok fazla zamana ihtiyacımız vardır. Şimdilik söyleyebileceğimiz, krizin etkilerinin sınırlandırılması için yoğun bir çabanın harcandığıdır'' dedi.
Kaynakların vadesi kısa aracılık
üzerindeki yükler fazla
“Ülkemizde kredi hacminin milli gelire oranının düşük, kaynakların vadesinin kısa, aracılık üzerindeki yüklerin çok fazla, sermaye piyasasının küçük ve sığ” olduğunu dile getirerek, “Çabamız finansal sektörü tüm kurumları ile büyütmek ve ekonomik faaliyetin finansmana katkı sağlamaktır. Böylece tasarrufların büyütülmesi ve daha verimli kullanılması ile yeniden şekillenen dünya ekonomisinde bölgesel olarak daha güçlü rol almayı düşünmekteyiz'' dedi.
Özel sektör kredileri hazineye
açılan kredilerden hızlı büyüdü
Yakın dönemde ülkemizde bankacılıkta çok önemli değişme ve gelişmeler yaşandığını, bilanço yapısında ve iş yapma biçiminde farklılaşmalar olduğunu, bankaların özel sektörün finansmasında daha fazla rol aldığını belirten Aydın, şu bilgileri verdi. ''Eylül sonu itibariyle toplam krediler 668 milyar TL'ye ulaştı, bunun 450 milyar lirasını oluşturan bölüm kurumsal kredilerden oluşmaktadır. KOBİ kredileri ağustos sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41 artarak, 151 milyar lirayı aşmıştır. Toplam kredilerin üçte ikisi TL kredilerden oluşmaktadır. Özel sektöre kullandırılan krediler, hazineye açılan kredilerden çok daha hızlı büyümüştür. Bilhassa 2000'li yılların başında bankalar reel sektörü finanse etmekten ziyade ağırlıklı olarak devlete borç veriyordu. Ama devlet iyi yönetildikçe, bütçe dengeleri sağlıklı korundukça bankalar asli fonksiyonu olan reel sektörü kredilendirmeye yönelmiştir. Bu doğrultuda 2002 yılında kredilerin toplam aktiflere oranı yüzde 25 iken 2011 yılında bu oran yüzde 60'lara yaklaştı. Yani bilançomuzun ciddi bölümünü artık kredilere tahsis eder hale geldik.''
''Küresel kriz''
TBB Başkanı Aydın, küresel ekonomik gelişmelere ilişkin şunları kaydetti:''Küresel ekonomide çok ciddi sorunların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin nasıl tamamlanacağı ve sonuçlarının nasıl olacağı hususunda bir tahmin yapmak için hala çok fazla zamana ihtiyacımız vardır. Şimdilik söyleyebileceğimiz, krizin etkilerinin sınırlandırılması için yoğun bir çabanın harcandığıdır. Birçok ülke ekonomik büyümenin canlandırılmasına, bankalarına olan güvenin korunmasına ve finansal sektörün yeniden işlevsel hale getirilmesine çaba göstermektedir. Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü küresel krizde iyi bir performans ve sağlam bir duruş gösterdi. Sağlam bilanço yapısı, dengeli risk dağılımı, güçlü özkaynaklar ve başarılı risk yönetimi sayesinde Türkiye'de bankacılık sistemi, küresel krizi güven içinde geçirdi. Ekonomik faaliyeti ve istihdamı desteklemeye devam etti. Yeni dönemde rekabetin güçlenerek artacağını, faaliyet hacminin büyüyeceğini, kar marjlarının düşeceğini, tüm sektörlerde ortaklık yapısının değişmeye devam edeceğini, sermaye piyasasının daha da gelişeceğini beklemekteyiz.''
Aydın, bankacılık sektörü olarak ekonomiye ve girişimci sanayiye destek olmaya devam edeceklerini kaydetti.
''Sektör olarak kahramanlık yapıyoruz''
Sanayicilerin sorularını da yanıtlayan Aydın, ''AB'nin resesyona girip girmeyeceği'' sorusuna karşılık, ''AB aslında bir ekonomik birlik olarak başlamakla birlikte, aslında nihai amacı siyasi birliktir. Ve eğer bu siyasi birliği realize edemezlerse Avrupa'da zaman zaman ekonomik problemler görmeye devam edeceğiz. Nihai anlamda AB'nin ekonomisinini tek elden yönetilmesinin bir gün zorunlu hale gelebileceğini düşünüyorum. Son krizin de bu işi tetiklediğini söyleyebilirim'' değerlendirmesinde bulundu.
Aydın, ''Ortalama 45-60 gün vadeyle topladığımız kaynakları, 60 ay, 120 ay hatta son dönemde onu aşacak tarzda daha uzun vadeler vererek aktifte kullandırıyoruz. Aslında biz bu bahsettiğimiz sıkıntıların giderilmesi için sektör olarak baya kahramanlık yapıyoruz'' dedi.
''Türkiye ekonomisi bu yaşanan
dalgalanmada sağlam durdu”
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de konuşmasında, Türkiye ekonomisinin bu yaşanan dalgalanmada ciddi şekilde sağlam durduğunu ve iyi bir sınav verdiğini, bunun arkasındaki en temel göstergenin daha az borçlu bir ülke olması olduğunu söyledi. Bali, ''Önümüzdeki dönemin daha makul bir büyüme oranı, ekonomik aktivitedeki şimdiden izleri görülmekte olan yavaşlama, finansal istikrarın karlılıkla yeteri kadar beslenmeyen büyümelerin yerini alacağı bir konjonktür bizleri bekliyor. Konjonktürel avantajlı dönemin sona erdiğini hepimiz görmeli ve ona göre işlerimizi yönetmek durumunda olduğumuzu her aşamada hissetmeliyiz'' dedi.
GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu da Türkiye'de en fazla ihracat yapan altıncı il konumundaki Gaziantep'in bu yıl 5 milyar dolarlık ihracat hedeflediğini vurgulayarak, markalaşma ve inovasyon projelerinin temellerini oluşturduğunu ve bu temeller üzerinde el birliğiyle çalıştıklarını söyledi.
Konukoğlu, ''Bugüne kadar bankacılar, Gaziantep sanayicilerimize ve ihracatçılarımıza inanılmaz destekler verdiler. Ama bizim beklentimiz bundan sonra daha fazla bizlere destek vermeleri. Çünkü Türkiye'de güneş doğudan doğar ama Gaziantep'te yükselir. Türkiye güneşinin yükseldiği bu şehre sahip çıkıldığı, buradaki sanayiciye ve ihracatçıya destek verildiği takdirde değil 5 milyar dolar 25, 30, 50 milyar dolar ihracat yapmamız işten bile değil'' şeklinde konuştu.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer de Gaziantep'in ülkede en fazla göç alan ikinci şehir olduğunu, ama sanayicisinin yarattığı üretim ve istihdam gücüyle bugüne kadar şehirde teröre meydan vermediğini belirterek, bankacılardan Gaziantep'in bu vizyonuna daha fazla destek vermesini istedi.
GSO'da düzenlenen 'Bankacılığın 2012 Vizyonu' konulu toplantıya, AK Parti Gaziantep milletvekili Nejat Koçer, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, Ziraat Bankası, İş Bankası, Garanti Bankası, Akbank, Yapı Kredi Bankası, Vakıflar Bankası, Halk Bankası, Finansbank, Türk Ekonomi Bankası, HSBC Bank, Şekerbank, T. Sınai Kalkınma Bankası, Türkland Bank, Denizbank, Türk
Eximbank ve Eurobank Tefken'in üst düzey yöneticileri katıldı.
Gaziantep önemli bir merkez
Aydın, TBB ve Sanayi Odası işbirliğiyle düzenlenen ''Bankacılığın 2012 vizyonu'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Gaziantep'in önemli bir üretim ve ticaret merkezi olduğunu vurguladı, bankacılık sektörünün Gaziantep'e 2011 yılının ilk yarısının sonunda 12 milyar lira kredi vermişken Gaziantep'ten topladığı mevduatın 5 milyar lira düzeyinde bulunduğuna, Türkiye'de ortalama kredi mevduat oranı yüzde 90 iken Gaziantep'te yüzde 250 olduğuna dikkati çekti.
Krizin etkilerini sınırlandırmak için yoğun çaba harcıyoruz
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, ''Küresel ekonomide çok ciddi sorunların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin nasıl tamamlanacağı ve sonuçlarının nasıl olacağı hususunda bir tahmin yapmak için hala çok fazla zamana ihtiyacımız vardır. Şimdilik söyleyebileceğimiz, krizin etkilerinin sınırlandırılması için yoğun bir çabanın harcandığıdır'' dedi.
Kaynakların vadesi kısa aracılık
üzerindeki yükler fazla
“Ülkemizde kredi hacminin milli gelire oranının düşük, kaynakların vadesinin kısa, aracılık üzerindeki yüklerin çok fazla, sermaye piyasasının küçük ve sığ” olduğunu dile getirerek, “Çabamız finansal sektörü tüm kurumları ile büyütmek ve ekonomik faaliyetin finansmana katkı sağlamaktır. Böylece tasarrufların büyütülmesi ve daha verimli kullanılması ile yeniden şekillenen dünya ekonomisinde bölgesel olarak daha güçlü rol almayı düşünmekteyiz'' dedi.
Özel sektör kredileri hazineye
açılan kredilerden hızlı büyüdü
Yakın dönemde ülkemizde bankacılıkta çok önemli değişme ve gelişmeler yaşandığını, bilanço yapısında ve iş yapma biçiminde farklılaşmalar olduğunu, bankaların özel sektörün finansmasında daha fazla rol aldığını belirten Aydın, şu bilgileri verdi. ''Eylül sonu itibariyle toplam krediler 668 milyar TL'ye ulaştı, bunun 450 milyar lirasını oluşturan bölüm kurumsal kredilerden oluşmaktadır. KOBİ kredileri ağustos sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41 artarak, 151 milyar lirayı aşmıştır. Toplam kredilerin üçte ikisi TL kredilerden oluşmaktadır. Özel sektöre kullandırılan krediler, hazineye açılan kredilerden çok daha hızlı büyümüştür. Bilhassa 2000'li yılların başında bankalar reel sektörü finanse etmekten ziyade ağırlıklı olarak devlete borç veriyordu. Ama devlet iyi yönetildikçe, bütçe dengeleri sağlıklı korundukça bankalar asli fonksiyonu olan reel sektörü kredilendirmeye yönelmiştir. Bu doğrultuda 2002 yılında kredilerin toplam aktiflere oranı yüzde 25 iken 2011 yılında bu oran yüzde 60'lara yaklaştı. Yani bilançomuzun ciddi bölümünü artık kredilere tahsis eder hale geldik.''
''Küresel kriz''
TBB Başkanı Aydın, küresel ekonomik gelişmelere ilişkin şunları kaydetti:''Küresel ekonomide çok ciddi sorunların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin nasıl tamamlanacağı ve sonuçlarının nasıl olacağı hususunda bir tahmin yapmak için hala çok fazla zamana ihtiyacımız vardır. Şimdilik söyleyebileceğimiz, krizin etkilerinin sınırlandırılması için yoğun bir çabanın harcandığıdır. Birçok ülke ekonomik büyümenin canlandırılmasına, bankalarına olan güvenin korunmasına ve finansal sektörün yeniden işlevsel hale getirilmesine çaba göstermektedir. Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü küresel krizde iyi bir performans ve sağlam bir duruş gösterdi. Sağlam bilanço yapısı, dengeli risk dağılımı, güçlü özkaynaklar ve başarılı risk yönetimi sayesinde Türkiye'de bankacılık sistemi, küresel krizi güven içinde geçirdi. Ekonomik faaliyeti ve istihdamı desteklemeye devam etti. Yeni dönemde rekabetin güçlenerek artacağını, faaliyet hacminin büyüyeceğini, kar marjlarının düşeceğini, tüm sektörlerde ortaklık yapısının değişmeye devam edeceğini, sermaye piyasasının daha da gelişeceğini beklemekteyiz.''
Aydın, bankacılık sektörü olarak ekonomiye ve girişimci sanayiye destek olmaya devam edeceklerini kaydetti.
''Sektör olarak kahramanlık yapıyoruz''
Sanayicilerin sorularını da yanıtlayan Aydın, ''AB'nin resesyona girip girmeyeceği'' sorusuna karşılık, ''AB aslında bir ekonomik birlik olarak başlamakla birlikte, aslında nihai amacı siyasi birliktir. Ve eğer bu siyasi birliği realize edemezlerse Avrupa'da zaman zaman ekonomik problemler görmeye devam edeceğiz. Nihai anlamda AB'nin ekonomisinini tek elden yönetilmesinin bir gün zorunlu hale gelebileceğini düşünüyorum. Son krizin de bu işi tetiklediğini söyleyebilirim'' değerlendirmesinde bulundu.
Aydın, ''Ortalama 45-60 gün vadeyle topladığımız kaynakları, 60 ay, 120 ay hatta son dönemde onu aşacak tarzda daha uzun vadeler vererek aktifte kullandırıyoruz. Aslında biz bu bahsettiğimiz sıkıntıların giderilmesi için sektör olarak baya kahramanlık yapıyoruz'' dedi.
''Türkiye ekonomisi bu yaşanan
dalgalanmada sağlam durdu”
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de konuşmasında, Türkiye ekonomisinin bu yaşanan dalgalanmada ciddi şekilde sağlam durduğunu ve iyi bir sınav verdiğini, bunun arkasındaki en temel göstergenin daha az borçlu bir ülke olması olduğunu söyledi. Bali, ''Önümüzdeki dönemin daha makul bir büyüme oranı, ekonomik aktivitedeki şimdiden izleri görülmekte olan yavaşlama, finansal istikrarın karlılıkla yeteri kadar beslenmeyen büyümelerin yerini alacağı bir konjonktür bizleri bekliyor. Konjonktürel avantajlı dönemin sona erdiğini hepimiz görmeli ve ona göre işlerimizi yönetmek durumunda olduğumuzu her aşamada hissetmeliyiz'' dedi.
GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu da Türkiye'de en fazla ihracat yapan altıncı il konumundaki Gaziantep'in bu yıl 5 milyar dolarlık ihracat hedeflediğini vurgulayarak, markalaşma ve inovasyon projelerinin temellerini oluşturduğunu ve bu temeller üzerinde el birliğiyle çalıştıklarını söyledi.
Konukoğlu, ''Bugüne kadar bankacılar, Gaziantep sanayicilerimize ve ihracatçılarımıza inanılmaz destekler verdiler. Ama bizim beklentimiz bundan sonra daha fazla bizlere destek vermeleri. Çünkü Türkiye'de güneş doğudan doğar ama Gaziantep'te yükselir. Türkiye güneşinin yükseldiği bu şehre sahip çıkıldığı, buradaki sanayiciye ve ihracatçıya destek verildiği takdirde değil 5 milyar dolar 25, 30, 50 milyar dolar ihracat yapmamız işten bile değil'' şeklinde konuştu.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer de Gaziantep'in ülkede en fazla göç alan ikinci şehir olduğunu, ama sanayicisinin yarattığı üretim ve istihdam gücüyle bugüne kadar şehirde teröre meydan vermediğini belirterek, bankacılardan Gaziantep'in bu vizyonuna daha fazla destek vermesini istedi.
GSO'da düzenlenen 'Bankacılığın 2012 Vizyonu' konulu toplantıya, AK Parti Gaziantep milletvekili Nejat Koçer, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, Ziraat Bankası, İş Bankası, Garanti Bankası, Akbank, Yapı Kredi Bankası, Vakıflar Bankası, Halk Bankası, Finansbank, Türk Ekonomi Bankası, HSBC Bank, Şekerbank, T. Sınai Kalkınma Bankası, Türkland Bank, Denizbank, Türk
Eximbank ve Eurobank Tefken'in üst düzey yöneticileri katıldı.