Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından açıklanan yeni müfredata bir tepki de Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay’dan geldi. Ay yeni müfredatın usulen doğru hazırlanmadığını savunarak, “Bu kadar köklü bir değişimin, katılımcı bir şekilde hazırlanması gerektiği gerçeği bir yana dursun, daha uzun vadeye yayılması gerektiği ve pilot uygulamalarla test edilmesi gerekiyor” dedi.
100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu
en az müfredatın kendisi kadar karanlık
Ay, “2 yıldır süren çalışmalarla meydana getirildiği söylenen müfredat için bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün değil, yandaş sendikaların ve Bakan Yılmaz’ın ifadesiyle 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşü alındı. Bu 100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu sorusu da, en az müfredatın kendisi kadar karanlık” dedi.
Yeni müfredatı yangından
mal kaçırır gibi hazırlandı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredatı yangından mal kaçırır gibi gündeme getirdiğini savunan Ay, “Bakanlık, bu müfredatı hem kısa bir zamanda ve şeffaf olmayan bir süreçte hazırlamış, hem de pilot uygulamaya gitmedi. Bakan’ın son ana kadar üzerinde ince çalışmalar yapıldığını iddia ettiği müfredatın, içeriğinin sadece yandaş sendikalarca değil, yandaş yayınevleri tarafından bile biliniyor olması da trajikomiktir” ifadesini kullandı.
Bu çalışmanın nasıl bir
çevreyle yapıldığı açıkça görülüyor
“Bir sürpriz gibi açıklanan müfredat, hali hazırda yandaş yayınevleri tarafından incelenmiş, bu alanda kitaplar basılmaya bile başlanmıştır” diyen Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmaya şöyle devam etti: “Yeni müfredata ilişkin daha önce nokta atışı yapan sendikalar ve yayınevlerine bakıldığında da, bu çalışmanın nasıl bir çevreyle yapıldığı açıkça görülüyor. Hayatı ve canlıları anlamanın en bilimsel yolu olan biyoloji dersi, dünya ve yaşamın kökeni konularına yer verilmeyerek sadeleştirilmiştir.”
Öğrenciler yaşamı
sorgulamaktan uzaklaşacak
Canlıları inceleyen bir bilim dalının, Google’da bile arandığında 6 milyon 810 bin sonuç çıkan, hakkında 200 bini aşkın bilimsel makale yayımlanan evrim teorisi yeni müfredattan çıkarıldığını ileri süren Ay, “Trajikomik biçimde ise evrim teorisiyle iç içe olmadan düşünülemeyecek mutasyon, doğal seçilim ve adaptasyon kavramlarına dokunulmamıştır. Bu haliyle öğrenciler, anlayamadığı kavramları ezberlemek durumunda kalacaktır ve yaşamı sorgulamaktan çok uzaklaşacaklar. Biyolojik çeşitlilik konusunda yine evrimsel tarih açıklanmadığı için, sadece ezbere dayalı canlı çeşitliliği verilmektedir. Bu kadar canlı çeşitliliği varken, canlının oluşum tarihini bilmemek, öğrencilerde bilgi bütünlülüğü oluşmaması anlamına geliyor. İnsanlık tarihini anlamak için en önemli kalıntıları çanak çömlek olarak tanımlayıp, 2 metro durağını daha fazla önemseyen zihniyet, fosil kayıtları ve jeolojik oluşum konularını da müfredattan tamamen silmiştir” diye açıklama yaptı.
Ay, “Yeni müfredatta, branş uzmanlarımızın yaptığı ilk derin incelemede; ortaya çıkan karanlık tablo yukarıdaki gibidir. Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi kapsamında programa dâhil edilen Anadilde Eğitim’in tanımının yapılmaması, ölçme-değerlendirme kısmında yer verilen “Uygulama ve Dönem Sonu Sınavları”nın nasıl uygulanacağı, programı açıklayıcı, uygulamasını kolaylaştırıcı öğretmen kılavuz kitapları hazırlanıp hazırlanmayacağı soruları da en az müfredatın kendisi kadar karanlıkta kalmıştır. Uluslararası standartlar ve teamüllerin aksine; bu kadar kapsamlı bir değişikliği, pilot uygulama yapmadan tüm ülkede başlatacak olan Bakanlık, müfredatın başarı ya da başarısızlığını, uygulanabilirliğini nasıl ve hangi kriterlerle ölçecek sorusu da cevapsızdır” şeklinde açıklama yaptı.
Ses çıkarmayanlar yarın
yaşayacaklarını onaylamış olacak
Çocukların eğitimi, ülkenin nasıl bir yere dönüşeceğini ve içinde yaşayanların nasıl yurttaşlar olacağını belirleyeceğinin altını çizen Ay, bu karanlık eğitim tablosuna ses çıkarmayan herkesin, yarın yaşayacaklarını onaylamış olacağını sözlerine ekledi. Hüseyin Karataş
100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu
en az müfredatın kendisi kadar karanlık
Ay, “2 yıldır süren çalışmalarla meydana getirildiği söylenen müfredat için bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün değil, yandaş sendikaların ve Bakan Yılmaz’ın ifadesiyle 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşü alındı. Bu 100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu sorusu da, en az müfredatın kendisi kadar karanlık” dedi.
Yeni müfredatı yangından
mal kaçırır gibi hazırlandı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredatı yangından mal kaçırır gibi gündeme getirdiğini savunan Ay, “Bakanlık, bu müfredatı hem kısa bir zamanda ve şeffaf olmayan bir süreçte hazırlamış, hem de pilot uygulamaya gitmedi. Bakan’ın son ana kadar üzerinde ince çalışmalar yapıldığını iddia ettiği müfredatın, içeriğinin sadece yandaş sendikalarca değil, yandaş yayınevleri tarafından bile biliniyor olması da trajikomiktir” ifadesini kullandı.
Bu çalışmanın nasıl bir
çevreyle yapıldığı açıkça görülüyor
“Bir sürpriz gibi açıklanan müfredat, hali hazırda yandaş yayınevleri tarafından incelenmiş, bu alanda kitaplar basılmaya bile başlanmıştır” diyen Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmaya şöyle devam etti: “Yeni müfredata ilişkin daha önce nokta atışı yapan sendikalar ve yayınevlerine bakıldığında da, bu çalışmanın nasıl bir çevreyle yapıldığı açıkça görülüyor. Hayatı ve canlıları anlamanın en bilimsel yolu olan biyoloji dersi, dünya ve yaşamın kökeni konularına yer verilmeyerek sadeleştirilmiştir.”
Öğrenciler yaşamı
sorgulamaktan uzaklaşacak
Canlıları inceleyen bir bilim dalının, Google’da bile arandığında 6 milyon 810 bin sonuç çıkan, hakkında 200 bini aşkın bilimsel makale yayımlanan evrim teorisi yeni müfredattan çıkarıldığını ileri süren Ay, “Trajikomik biçimde ise evrim teorisiyle iç içe olmadan düşünülemeyecek mutasyon, doğal seçilim ve adaptasyon kavramlarına dokunulmamıştır. Bu haliyle öğrenciler, anlayamadığı kavramları ezberlemek durumunda kalacaktır ve yaşamı sorgulamaktan çok uzaklaşacaklar. Biyolojik çeşitlilik konusunda yine evrimsel tarih açıklanmadığı için, sadece ezbere dayalı canlı çeşitliliği verilmektedir. Bu kadar canlı çeşitliliği varken, canlının oluşum tarihini bilmemek, öğrencilerde bilgi bütünlülüğü oluşmaması anlamına geliyor. İnsanlık tarihini anlamak için en önemli kalıntıları çanak çömlek olarak tanımlayıp, 2 metro durağını daha fazla önemseyen zihniyet, fosil kayıtları ve jeolojik oluşum konularını da müfredattan tamamen silmiştir” diye açıklama yaptı.
Ay, “Yeni müfredatta, branş uzmanlarımızın yaptığı ilk derin incelemede; ortaya çıkan karanlık tablo yukarıdaki gibidir. Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi kapsamında programa dâhil edilen Anadilde Eğitim’in tanımının yapılmaması, ölçme-değerlendirme kısmında yer verilen “Uygulama ve Dönem Sonu Sınavları”nın nasıl uygulanacağı, programı açıklayıcı, uygulamasını kolaylaştırıcı öğretmen kılavuz kitapları hazırlanıp hazırlanmayacağı soruları da en az müfredatın kendisi kadar karanlıkta kalmıştır. Uluslararası standartlar ve teamüllerin aksine; bu kadar kapsamlı bir değişikliği, pilot uygulama yapmadan tüm ülkede başlatacak olan Bakanlık, müfredatın başarı ya da başarısızlığını, uygulanabilirliğini nasıl ve hangi kriterlerle ölçecek sorusu da cevapsızdır” şeklinde açıklama yaptı.
Ses çıkarmayanlar yarın
yaşayacaklarını onaylamış olacak
Çocukların eğitimi, ülkenin nasıl bir yere dönüşeceğini ve içinde yaşayanların nasıl yurttaşlar olacağını belirleyeceğinin altını çizen Ay, bu karanlık eğitim tablosuna ses çıkarmayan herkesin, yarın yaşayacaklarını onaylamış olacağını sözlerine ekledi. Hüseyin Karataş