Binevler’deki Zemge Yayınevinde bulunan fosiller büyük ilgi görüyor. Öküzden salyangoza, fok balığından kitap okuyan ağaca benzeyen şekillerde taşlar bulunuyor.
Zemge Yayınevi Sahibi Mehmet Kara, “Geliyorlar bakıyorlar, ticari değeri var mı, hayır. Ne değeri var? Kültürel değeri var. Bu toprakların altıda, üstü de kültür. Burada büyük bir medeniyet yaşamış. Onların taş baltalarının örneklerini de bulduk. Şu anda Gaziantep’in milyon yıl önce hangi tarafı deniz, hangi tarafı göl, nerede insan yaşadı, neresi orman bunun resmini çizebilirim. Dolayısıyla bunun bir kitapta toplanması gerekiyor” dedi.
Demek ki o zaman buralar okyanusmuş
Fosil taşların kazılarak çıkarılmadığını belirten Kara, “TÜBİTAK’ın kaynakları fosil taşlarla ilgili oluşumları 300 milyon yıl olarak tanımlanıyor. Demek ki o zaman buralar okyanusmuş. TÜBİTAK’ın bu konuda yayınladığı bir kitap geçti elime. Kitapta tarih öncesi dönemlerde, Jeolojik çağlarda Afrika ve kuzeyinin, Suudi Arabistan’ın tamamının okyanus olduğunu okudum. Dolayısıyla bunların fosil taşlar olduğu hükmü pekişti. Tema’da başlayan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nde arkadaşlarımız flora taraması yapar. Bölgemizdeki endemik çiçeklerin fotoğrafını çeker gönderirler ya da arşivlerler. Fotoğraftan gördüğüm 1-2 fosil taştan hareketle bu taşları toplamaya başladım. Doğanın sıradan olmayan her ne görüntüsü varsa betonlaşan bu kentin bir köşesine bana sahte bir cennet oluştursunlar diye o taşlardan elime geçtikçe yığdım. Sonra bir baktım ki bir müze olacak nitelik kazanmış” şeklinde konuştu. Kara, “Taşlar için Gaziantep Üniversite ve Büyükşehir Belediyesi ile iletişime geçmeyi düşünüyorum. Fotoğraflayıp albüm haline getirdikten sonra başvurumu yapacağım. Üniversiteden bir Arkeolog arkadaşım geldi ve ancak Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bu işle ilgili bir bölüm ve müze var. Ya onlara bağışlayabilirsin ya da Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile iletişime geçersin onlarla görüşürsün ve ilgilenirlerse sergilenmesi için bağışlarsın dediler” diye konuştu.
Gaziantep’te bir tarama yapılması gerekir
“TÜBİTAK’ın çıkardığı kitaptan daha zengin elimde örnekler var” diyen Zemge Yayınevi sahibi Mehmet Kara “Gaziantep’in okyanus olduğu fok ve büyük midye fosillerinden belli. Erikli köyü 5. Sanayi Bölgesi’nin gelişme bölgesi. Bundan kimse haberdar değil, çünkü Gaziantep bölgesinde Tübitak2ın kitabında sadece petrol ararken bulunanlar, maden çıkarırken bulunanlar şekilde tasnif edilmiş. Hiç aranmamış. Bu konuda yetkilileri uyarmak gerek. Gaziantep’te bir tarama yapılması gerekir” ifadesini kullandı. Kara konuşmasına şöyle devam etti: “Ortaya çıkan hayvan figürlü taşların bazıları tesadüf. Deniz canlıların hepsi fosil. Yer alt üst olduğunda bir şekilde kapalı kalıyorlar. Kapalı kalan beden kimyasal olarak çürüdüğünde bir kalıbı çıkıyor. Hayvanın şeklinin bir kabarcığı oluşuyor. Onun yerine belli eriyik taşların sızmasıyla orada kalıba alınmış oluyor. O hayvan canı iken nasılsa taşa olarak doğada bulabiliyorsunuz.” Erkan Günyolu
Zemge Yayınevi Sahibi Mehmet Kara, “Geliyorlar bakıyorlar, ticari değeri var mı, hayır. Ne değeri var? Kültürel değeri var. Bu toprakların altıda, üstü de kültür. Burada büyük bir medeniyet yaşamış. Onların taş baltalarının örneklerini de bulduk. Şu anda Gaziantep’in milyon yıl önce hangi tarafı deniz, hangi tarafı göl, nerede insan yaşadı, neresi orman bunun resmini çizebilirim. Dolayısıyla bunun bir kitapta toplanması gerekiyor” dedi.
Demek ki o zaman buralar okyanusmuş
Fosil taşların kazılarak çıkarılmadığını belirten Kara, “TÜBİTAK’ın kaynakları fosil taşlarla ilgili oluşumları 300 milyon yıl olarak tanımlanıyor. Demek ki o zaman buralar okyanusmuş. TÜBİTAK’ın bu konuda yayınladığı bir kitap geçti elime. Kitapta tarih öncesi dönemlerde, Jeolojik çağlarda Afrika ve kuzeyinin, Suudi Arabistan’ın tamamının okyanus olduğunu okudum. Dolayısıyla bunların fosil taşlar olduğu hükmü pekişti. Tema’da başlayan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nde arkadaşlarımız flora taraması yapar. Bölgemizdeki endemik çiçeklerin fotoğrafını çeker gönderirler ya da arşivlerler. Fotoğraftan gördüğüm 1-2 fosil taştan hareketle bu taşları toplamaya başladım. Doğanın sıradan olmayan her ne görüntüsü varsa betonlaşan bu kentin bir köşesine bana sahte bir cennet oluştursunlar diye o taşlardan elime geçtikçe yığdım. Sonra bir baktım ki bir müze olacak nitelik kazanmış” şeklinde konuştu. Kara, “Taşlar için Gaziantep Üniversite ve Büyükşehir Belediyesi ile iletişime geçmeyi düşünüyorum. Fotoğraflayıp albüm haline getirdikten sonra başvurumu yapacağım. Üniversiteden bir Arkeolog arkadaşım geldi ve ancak Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bu işle ilgili bir bölüm ve müze var. Ya onlara bağışlayabilirsin ya da Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile iletişime geçersin onlarla görüşürsün ve ilgilenirlerse sergilenmesi için bağışlarsın dediler” diye konuştu.
Gaziantep’te bir tarama yapılması gerekir
“TÜBİTAK’ın çıkardığı kitaptan daha zengin elimde örnekler var” diyen Zemge Yayınevi sahibi Mehmet Kara “Gaziantep’in okyanus olduğu fok ve büyük midye fosillerinden belli. Erikli köyü 5. Sanayi Bölgesi’nin gelişme bölgesi. Bundan kimse haberdar değil, çünkü Gaziantep bölgesinde Tübitak2ın kitabında sadece petrol ararken bulunanlar, maden çıkarırken bulunanlar şekilde tasnif edilmiş. Hiç aranmamış. Bu konuda yetkilileri uyarmak gerek. Gaziantep’te bir tarama yapılması gerekir” ifadesini kullandı. Kara konuşmasına şöyle devam etti: “Ortaya çıkan hayvan figürlü taşların bazıları tesadüf. Deniz canlıların hepsi fosil. Yer alt üst olduğunda bir şekilde kapalı kalıyorlar. Kapalı kalan beden kimyasal olarak çürüdüğünde bir kalıbı çıkıyor. Hayvanın şeklinin bir kabarcığı oluşuyor. Onun yerine belli eriyik taşların sızmasıyla orada kalıba alınmış oluyor. O hayvan canı iken nasılsa taşa olarak doğada bulabiliyorsunuz.” Erkan Günyolu