ANASAYFA arrow right Güncel

Dar ve sabit gelirliler enflasyonun nedeni değil, mağduru

Dar ve sabit gelirliler  enflasyonun nedeni değil, mağduru
YAYINLAMA: 31 Ekim 2024 / 19.24
GÜNCELLEME: 31 Ekim 2024 / 19.24

Türk İş Konfederasyonu araştırma sonuçlarına göre ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleştiği ülkemizde açlık ve yoksulluk artmaya devam ediyor. Ağustos ayında 19 bin 271 lira olan açlık sınırı ekim ayında 20 bin lirayı geçti. 62 bin 772 lira olan yoksulluk sınırı ise 66 bin 553 liraya çıktı.
Türk-İş Konfederasyonu tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay düzenli olarak yapılan araştırmanın ekim ayı sonucuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20 bin 431 TL oldu. 
Yoksulluk 66  bin lirayı geçti
Bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti 26 bin 527 TL iken mutfak enflasyonu aylık yüzde 3, on iki aylık yüzde 49 ve yıllık ortalama ise yüzde 68 olarak kayda geçti. Gıda harcaması ile birlikte giyim, kira, elektrik, su, yakıt,  ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise yoksulluk sınırı 66 bin 553 TL olarak hesaplandı.

Yaşam koşullarındaki olumsuzluklar çalışma hayatını etkiliyor
Türk İş Konfederasyonu Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Akif Sarıca, ‘’Ekonomik krizin nedeni çalışanlar değildir bu nedenle yapılacak tasarruflar dar ve sabit gelirli kesimlerin ücretleri üzerinden olmamalı. Yaşama koşullarındaki olumsuzluklar çalışma hayatını da etkiliyor. Gerekli ekonomik ve sosyal politikalar öncelikli olarak uygulamaya konulmalı. Dar ve sabit gelirli kesim enflasyonun nedeni değil mağduru’’ açıklamasını yaptı.

Toplumun büyük bir kesimi satın alma gücünde kayıp yaşıyor
Ücretli çalışanların zor bir dönemden geçtiğini sözlerine ekleyen Sarıca, ‘’Ücretli çalışanların satın alma gücünde oluşan gerileme insan hayatının temel gereksinimi olan gıda harcamalarında bile tasarrufu zorunlu hale getirdi. İşçi, memur, emekli fark etmeksizin toplumun büyük bir kesimi artan fiyatlar nedeniyle satın alma gücünde kayıp yaşarken bir yandan da adaletsiz vergi sisteminin mağduru olmaya devam ediyor’’ dedi.
Ücretler insanca yaşayabilecek bir düzeye çıkarılmalı
Sarıca, ‘’Doğrudan 6 milyon dolaylı olarak ise 10 milyonun üzerinde insanı yakından ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri yakında başlayacak. Görüşmeler bir ay sürecek. 2025 yılından itibaren geçerli olacak olan asgari ücretin günümüz koşulları göz önüne alınarak belirlenmesi gerekiyor. Dar ve sabit gelirlilerin alım gücü yükseltilmeli. Kısacası ücretler insanca yaşayabilecek bir düzeye çıkarılmalı’’ şeklinde konuştu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *