Türkiye’deki eğitim sistemini ve değişen sınav sistemini Sabah’a değerlendiren Türk Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, sınav değişikliklerinin gençleri kuşkulu ve kaygılı hale getirildiğini ifade etti. “Adeta dert+dert+dert getirdiler” diye ekledi.
“Eğitime dayatmayla yön
verilmesini doğru bulmuyoruz”
Eğitimin öznesi ve temel taşları olan öğretmenlerin düşünceleri alınmadan eğitim sisteminin yürütülmeye çalışıldığını belirten Avan, “Eğitime dayatmayla yön verilmesini doğru bulmuyoruz. 2011 yılından sonra ilkokul ve ortaokullar da 4+4+4 diye adeta dert+dert+dert getirdiler. Bu sisteme karşı çıktık. Karşı çıkmayla beraber 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerle ve mevzuat değişiklikleri yapıp yasalaştırılarak yine Milli Eğitim’in temel dinamikleri ortadan kaldırıldı. Ortadan kaldırılırken bütün liseleri Anadolu Lisesi yaptık diyerek eğitimin kalitesinin arttığı ile ilgili söylem geliştirdiler” şeklinde konuştu.
Gaziantep’te 600 binin
üzerinde öğrencimiz var
Türkiye’nin genç nüfusa sahip olduğundan sınavın mutlaka olacağını kaydeden Avan, “Avrupa’nın hiçbir ülkesinde bu kadar genç nüfus yok. Sadece Gaziantep’te 600 binin üzerinde öğrencimiz var. Bu anlamda genç nüfus fazlaysa mutlaka yığılma olacak. Bundan dolayı bir seçme ortaya çıkacak. Bu seçmede sınavla yapılıyor. Herkese eşit ve adil bir şekilde sınav yapılması öncelikli olmalıdır. Ama sınavların nasıl yapılması ve okul türlerinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili yapılan dayatmalar eğitim sisteminde ilköğretimin kendi içerisinde parçalanması 4+4+4 diye devam etmesi sistemi yönetilemez hale getirdi. Çocuklarda mahallesindeki okullara değil, daha uzak okullara gider hale geldi. Çünkü çocuklar herhangi bir okula yerleşemez oldular. Ama çocuklar mutlaka meslek lisesine veya İmam Hatip Lisesi’ne gidecek diye dayatıldı. Her mahalleye İmam Hatip Lisesi ve ortaokulu yapılırken, Anadolu Liseleri’nin sayısı o kadar arttırılmadı, Çok Programlı Liselerde ücra köşelere yapıldı. Buralara gitmeyen çocuklar sistemin dışına çıkacak ve açık liselere gidecek” diye konuştu.
Açık lise ve ortaokula gidenlerin
sayısı 1 milyon 300 bini geçti
Türkiye’de açık lise ve ortaokula gidenlerin sayısının 1 milyon 300 bini geçtiğine dikkat çeken Avan, çok sayıda üniversite ve kontenjan var denilerek istihdamı olmayan Meslek Yüksek Okulları açıldığını bununla birlikte nüfuzlu kişilerin çocuklarının akademisyen yapıldığı söyledi. 2017 yılında 240 bin Meslek Yüksekokul kontenjanının boş kaldığını ve bunun Cumhuriyet tarihinin en devasa rakamı olduğunu sözlerine ekleyen Türk Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, konuşmasına şöyle devam etti: “Baktık ki TEOG kalkmalı denildi. Neden kalkmalı? Eğer TEOG kalkacaksa bunu eğitim çalışanları, akademisyenler ve konunun tarafı olan insanlar tartışmalı, mükemmel bir sistem ortaya konmalı, pilot uygulamaları yapılmalı ve zaman içerisinde daha iyiye taşınmalı. Akşamdan sabaha bir sistem değiştirilmeye çalışılıyorsa buna dayatma deriz. Bunun arkasında kim olursa olsun, bu bilime, akla ve izana çok uygun değil. Bu anlamda eğitim sistemiyle yıllardır oynanıyor. Yap-boz haline getirilen eğitim sisteminde vatandaşın çocuğu kobay olarak kullanılıyor. Cumhuriyet tarihi boyunca A parti iktidardan düşmüş yerine B partisi gelmiş, farklı bir sistem uygulamış. Fakat 2002’den 2017 yılına kadar her Milli Eğitim Bakanı değiştiğinde bakanlar egolarını tatmin edecek şekilde eğitim sistemiyle oynamışlar ve eğitimi yap-boz tahtası haline getirmişler. Gaziantep’te hiç hak etmeyen ehliyeti ve liyakati olmayanlar değişik kademelerde görev yapıyorlar. Sistem kendi içerisinde kuşatmaya ve dayatmaya uğramış. Yaklaşık bir aydan beri ortaokul veya liseler de sınav nasıl olacak diye her gün yeni yeni şeyler ortaya koyarak sistemle oynanıyor.”
Bu sınav sistem
yine doğru değil
YÖK’ün ortaya koyduğu sistemine göre bir günde iki sınavın yapılacağının altını çizen Avan, “Yapılan sınavın birisi Temel Yetenek Sınavı diğeriyse Yüksek Öğretim Kurumlarına geçiş sınavı. Eğer öğrenci birinci sınavda başarılıysa ikinci sınava girecek. Sabah birinci sınav öğleden sonra ikinci sınav yapılacak. Ama sınavların müracaatları gün öncesinden yapılacak. Akla, mantığa ve bilime uygun olmayan öğrenciye dayatma yapıldı. Öğrenci yeterli puan alacağını nereden bilecek? Birinci sınava müracaat eden birçok kişi ikinci sınava girmiş olacak, fakat yeterli puanı alamadığından ikinci sınavı iptal edilmiş olacak. Bu anlamda gençleri kuşkulu ve kaygılı hale getirdiler. Bu sınav sistem yine doğru değil” ifadesini kullandı.
Akşamdan sabaha
vahim değişiklikler yapılıyor
Çocukların okullarda çeşitli dersler aldığını ve bu derslerin hemen hemen hepsinin belli oranlarda sınava yansıtılması gerektiğini söyleyen Avan, “Sınavda sadece Matematik veya Türkçe değil, Tarih, Coğrafya ve Biyoloji gibi derslerden de sorular sorulmalı. Yüksek Öğretim Kurumları seçme sınavında derslerin ağırlığına göre sorular sorulmalı. Baktığımızda tarih ile ilgili iyileştirme yapıldı, fakat diğer derslerle ilgili belli oranlarda sorular sorulmalı. Bu çocuklar bu ülkenin ve kültürün çocukları. Tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını başkaları çizer. Şu anda Orta Doğu’da coğrafyalar değiştiriliyor. Akşamdan sabaha vahim değişiklikler yapılıyor. Düzeltiliyor, tekrar hatalar çıkıyor” diye açıklamalarda bulundu.
“Her zaman doğru yapmalı
ve daha mükemmeli yakalamalıyız”
Eğitim uzun vadeli bir yatırım olduğunu ve akşamdan sabaha sistem değişikliğinin olamayacağını hatırlatan Avan, “Bu anlamda eğitimle ile ilgili mutlaka bir şeyler yapılmalı, ama yapılanlar eğitim doğasına, kendi iç doğrularına ve bilime karşı olmamalı. Bu konuda doğruları söyleyenler konuşamaz hale geldi. Bu doğru değil. Bunun için ülkemizin geleceği ile ilgili hiçbir zaman susmayacağız, eğitimle ilgili doğruları her zaman söyleyeceğiz. Bu anlamda her zaman daha doğru yapmalı ve daha mükemmeli yakalamalıyız” şeklinde açıklamada bulundu. Hüseyin Karataş
“Eğitime dayatmayla yön
verilmesini doğru bulmuyoruz”
Eğitimin öznesi ve temel taşları olan öğretmenlerin düşünceleri alınmadan eğitim sisteminin yürütülmeye çalışıldığını belirten Avan, “Eğitime dayatmayla yön verilmesini doğru bulmuyoruz. 2011 yılından sonra ilkokul ve ortaokullar da 4+4+4 diye adeta dert+dert+dert getirdiler. Bu sisteme karşı çıktık. Karşı çıkmayla beraber 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerle ve mevzuat değişiklikleri yapıp yasalaştırılarak yine Milli Eğitim’in temel dinamikleri ortadan kaldırıldı. Ortadan kaldırılırken bütün liseleri Anadolu Lisesi yaptık diyerek eğitimin kalitesinin arttığı ile ilgili söylem geliştirdiler” şeklinde konuştu.
Gaziantep’te 600 binin
üzerinde öğrencimiz var
Türkiye’nin genç nüfusa sahip olduğundan sınavın mutlaka olacağını kaydeden Avan, “Avrupa’nın hiçbir ülkesinde bu kadar genç nüfus yok. Sadece Gaziantep’te 600 binin üzerinde öğrencimiz var. Bu anlamda genç nüfus fazlaysa mutlaka yığılma olacak. Bundan dolayı bir seçme ortaya çıkacak. Bu seçmede sınavla yapılıyor. Herkese eşit ve adil bir şekilde sınav yapılması öncelikli olmalıdır. Ama sınavların nasıl yapılması ve okul türlerinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili yapılan dayatmalar eğitim sisteminde ilköğretimin kendi içerisinde parçalanması 4+4+4 diye devam etmesi sistemi yönetilemez hale getirdi. Çocuklarda mahallesindeki okullara değil, daha uzak okullara gider hale geldi. Çünkü çocuklar herhangi bir okula yerleşemez oldular. Ama çocuklar mutlaka meslek lisesine veya İmam Hatip Lisesi’ne gidecek diye dayatıldı. Her mahalleye İmam Hatip Lisesi ve ortaokulu yapılırken, Anadolu Liseleri’nin sayısı o kadar arttırılmadı, Çok Programlı Liselerde ücra köşelere yapıldı. Buralara gitmeyen çocuklar sistemin dışına çıkacak ve açık liselere gidecek” diye konuştu.
Açık lise ve ortaokula gidenlerin
sayısı 1 milyon 300 bini geçti
Türkiye’de açık lise ve ortaokula gidenlerin sayısının 1 milyon 300 bini geçtiğine dikkat çeken Avan, çok sayıda üniversite ve kontenjan var denilerek istihdamı olmayan Meslek Yüksek Okulları açıldığını bununla birlikte nüfuzlu kişilerin çocuklarının akademisyen yapıldığı söyledi. 2017 yılında 240 bin Meslek Yüksekokul kontenjanının boş kaldığını ve bunun Cumhuriyet tarihinin en devasa rakamı olduğunu sözlerine ekleyen Türk Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, konuşmasına şöyle devam etti: “Baktık ki TEOG kalkmalı denildi. Neden kalkmalı? Eğer TEOG kalkacaksa bunu eğitim çalışanları, akademisyenler ve konunun tarafı olan insanlar tartışmalı, mükemmel bir sistem ortaya konmalı, pilot uygulamaları yapılmalı ve zaman içerisinde daha iyiye taşınmalı. Akşamdan sabaha bir sistem değiştirilmeye çalışılıyorsa buna dayatma deriz. Bunun arkasında kim olursa olsun, bu bilime, akla ve izana çok uygun değil. Bu anlamda eğitim sistemiyle yıllardır oynanıyor. Yap-boz haline getirilen eğitim sisteminde vatandaşın çocuğu kobay olarak kullanılıyor. Cumhuriyet tarihi boyunca A parti iktidardan düşmüş yerine B partisi gelmiş, farklı bir sistem uygulamış. Fakat 2002’den 2017 yılına kadar her Milli Eğitim Bakanı değiştiğinde bakanlar egolarını tatmin edecek şekilde eğitim sistemiyle oynamışlar ve eğitimi yap-boz tahtası haline getirmişler. Gaziantep’te hiç hak etmeyen ehliyeti ve liyakati olmayanlar değişik kademelerde görev yapıyorlar. Sistem kendi içerisinde kuşatmaya ve dayatmaya uğramış. Yaklaşık bir aydan beri ortaokul veya liseler de sınav nasıl olacak diye her gün yeni yeni şeyler ortaya koyarak sistemle oynanıyor.”
Bu sınav sistem
yine doğru değil
YÖK’ün ortaya koyduğu sistemine göre bir günde iki sınavın yapılacağının altını çizen Avan, “Yapılan sınavın birisi Temel Yetenek Sınavı diğeriyse Yüksek Öğretim Kurumlarına geçiş sınavı. Eğer öğrenci birinci sınavda başarılıysa ikinci sınava girecek. Sabah birinci sınav öğleden sonra ikinci sınav yapılacak. Ama sınavların müracaatları gün öncesinden yapılacak. Akla, mantığa ve bilime uygun olmayan öğrenciye dayatma yapıldı. Öğrenci yeterli puan alacağını nereden bilecek? Birinci sınava müracaat eden birçok kişi ikinci sınava girmiş olacak, fakat yeterli puanı alamadığından ikinci sınavı iptal edilmiş olacak. Bu anlamda gençleri kuşkulu ve kaygılı hale getirdiler. Bu sınav sistem yine doğru değil” ifadesini kullandı.
Akşamdan sabaha
vahim değişiklikler yapılıyor
Çocukların okullarda çeşitli dersler aldığını ve bu derslerin hemen hemen hepsinin belli oranlarda sınava yansıtılması gerektiğini söyleyen Avan, “Sınavda sadece Matematik veya Türkçe değil, Tarih, Coğrafya ve Biyoloji gibi derslerden de sorular sorulmalı. Yüksek Öğretim Kurumları seçme sınavında derslerin ağırlığına göre sorular sorulmalı. Baktığımızda tarih ile ilgili iyileştirme yapıldı, fakat diğer derslerle ilgili belli oranlarda sorular sorulmalı. Bu çocuklar bu ülkenin ve kültürün çocukları. Tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını başkaları çizer. Şu anda Orta Doğu’da coğrafyalar değiştiriliyor. Akşamdan sabaha vahim değişiklikler yapılıyor. Düzeltiliyor, tekrar hatalar çıkıyor” diye açıklamalarda bulundu.
“Her zaman doğru yapmalı
ve daha mükemmeli yakalamalıyız”
Eğitim uzun vadeli bir yatırım olduğunu ve akşamdan sabaha sistem değişikliğinin olamayacağını hatırlatan Avan, “Bu anlamda eğitimle ile ilgili mutlaka bir şeyler yapılmalı, ama yapılanlar eğitim doğasına, kendi iç doğrularına ve bilime karşı olmamalı. Bu konuda doğruları söyleyenler konuşamaz hale geldi. Bu doğru değil. Bunun için ülkemizin geleceği ile ilgili hiçbir zaman susmayacağız, eğitimle ilgili doğruları her zaman söyleyeceğiz. Bu anlamda her zaman daha doğru yapmalı ve daha mükemmeli yakalamalıyız” şeklinde açıklamada bulundu. Hüseyin Karataş