Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fevzi Topsoy, Kıbrıs Rum Kesimi'nin, Türkiye'nin itirazlarına karşın Ada'nın güneyinde doğalgaz aramaya başlaması ile Doğu Akdeniz'de gergin bir hava oluştuğunu belirterek, bu gergin ortamdan aklı selim davranan tarafın galip çıkacağını söyledi.
Topsoy, Kıbrıs Rum kesiminin izni ile Ada'da, Amerikan-İsrail ortaklı şirketlerin doğalgaz sondajı vurmasıyla yaşanan krize ilişkin Kıbrıs'ta gergin havaya rağmen ufukta bir savaş görmediğinin altını çizdi.
Rum kesiminin 2003 yılından beri benzer girişimlerde bulunduğunu anımsatan Topsoy, bu girişimlerin Türkiye için bir anlam ifade etmediğine dikkati çekti.
''Denizde yürütülen bilimsel araştırmaların hukuki statüsü ve münhasır ekonomik bölgelerde yabancı faaliyetler'' konularında tezleri bulunan Topsoy, sondaj kararının anlaşma yapan devletler dışında kimseyi bağlamadığına vurgu yaptı.
Sondaj krizinde uyulması gereken uluslararası hukuk kurallarına da değinen Topsoy, şöyle devam etti: ''Güney Kıbrıs Rum kesimi daha önce de böyle bir girişimde bulundu. 2003 ve 2005 yıllarında bu yönde girişimleri olan Rum tarafı, en son 2010'da İsrail ile uluslararası anlaşma yaptı. Bu girişimler Türkiye açısından bir anlam ifade etmiyor. Çünkü uluslararası hukukta iki ya da çok taraflı uluslararası anlaşmalar taraf olmayan devletleri bağlamaz. Türkiye bu olayın başından beri gerek Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekse her türlü alanda bu anlaşmaların kendisi hakkında bağlayıcı olmadığını dile getirmiştir.'' ''Doğu Akdeniz'de hava gergin, bu gergin ortamda aklı selim davranan galip çıkacaktır'' diyen Yrd. Doç. Dr. Topsoy, ''Şimdi İsrail'in savaş gemileri ve uçaklarıyla sondaj çalışmalarına nezaret ettiğini biliyoruz. Bizim sismik araştırma gemilerimize de Türk donanmasının gemileri nezaret ediyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'de hava çok gergin. Bu gerginlik devletlerin yapacağı tutuma göre de şekillenecek. Ben ufukta ciddi bir savaş tehlikesini görmüyorum. Ama ciddi anlamda bir soğuk savaş olacağı ve stratejinin ön plana çıkacağı görünüyor'' şeklinde konuştu.AA
Topsoy, Kıbrıs Rum kesiminin izni ile Ada'da, Amerikan-İsrail ortaklı şirketlerin doğalgaz sondajı vurmasıyla yaşanan krize ilişkin Kıbrıs'ta gergin havaya rağmen ufukta bir savaş görmediğinin altını çizdi.
Rum kesiminin 2003 yılından beri benzer girişimlerde bulunduğunu anımsatan Topsoy, bu girişimlerin Türkiye için bir anlam ifade etmediğine dikkati çekti.
''Denizde yürütülen bilimsel araştırmaların hukuki statüsü ve münhasır ekonomik bölgelerde yabancı faaliyetler'' konularında tezleri bulunan Topsoy, sondaj kararının anlaşma yapan devletler dışında kimseyi bağlamadığına vurgu yaptı.
Sondaj krizinde uyulması gereken uluslararası hukuk kurallarına da değinen Topsoy, şöyle devam etti: ''Güney Kıbrıs Rum kesimi daha önce de böyle bir girişimde bulundu. 2003 ve 2005 yıllarında bu yönde girişimleri olan Rum tarafı, en son 2010'da İsrail ile uluslararası anlaşma yaptı. Bu girişimler Türkiye açısından bir anlam ifade etmiyor. Çünkü uluslararası hukukta iki ya da çok taraflı uluslararası anlaşmalar taraf olmayan devletleri bağlamaz. Türkiye bu olayın başından beri gerek Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekse her türlü alanda bu anlaşmaların kendisi hakkında bağlayıcı olmadığını dile getirmiştir.'' ''Doğu Akdeniz'de hava gergin, bu gergin ortamda aklı selim davranan galip çıkacaktır'' diyen Yrd. Doç. Dr. Topsoy, ''Şimdi İsrail'in savaş gemileri ve uçaklarıyla sondaj çalışmalarına nezaret ettiğini biliyoruz. Bizim sismik araştırma gemilerimize de Türk donanmasının gemileri nezaret ediyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'de hava çok gergin. Bu gerginlik devletlerin yapacağı tutuma göre de şekillenecek. Ben ufukta ciddi bir savaş tehlikesini görmüyorum. Ama ciddi anlamda bir soğuk savaş olacağı ve stratejinin ön plana çıkacağı görünüyor'' şeklinde konuştu.AA