HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM başkanlığına verdiği soru önergesinde, “AKP’nin , 15 Temmuz darbe girişimi ardından başlattığı ve darbecilere yönelik olduğu iddia edilen soruşturmalar, açığa almalar ve ihraçlar üzerinden kendisine muhalif olarak gördüğü geniş kesimlere yönelik cadı avını sürdürmektedir” dedi.
Toğrul, Eğitim Sen üyesi 14 bin öğretmenin daha açığa alınacağının konuşulduğunu hatırlatarak, “Bu doğru mu” diye sordu.
672 sayılı KHK ile ihraç edilenler arasında, “Artık kimsenin ölmesini istemiyoruz” diyen Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisine imza atan akademisyenler ve 15 Temmuz darbe girişimi karşısında net bir tutum alan kamu emekçilerinin de bulunduğunu söyleyen Toğrul, “672 sayılı KHK ile Kamuda yaşanan ihraçların niteliği, ihraç edilenlere “savunma hakkı” bile tanınmaması, dolayısıyla hukukun en temel ilkelerinin bile ihlal edildiği göz önüne alındığında “darbecilerle mücadele” söyleminin gerçeği yansıtmadığı açıktır. Başbakan Binali Yıldırım, 14 bin öğretmenin daha işten atılacağını duyurmuştur. Son dönem itibariyle 11 bin 301 öğretmen açığa alınmıştır. 28 bin öğretmen ihraç edilmiştir. Bakanlık ise öğretmen açıklarını sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışıyor, kamudan ihraç edilen ve her yıl emekli olan öğretmenler hesaba katıldığında sadece bu yıl için ilk etapta en az 120 bin öğretmen atamasının yapılması gerektiği belirtiliyor. Diğer yandan, yap-boz tahtasına dönmüş olan eğitimin sisteminin yine değiştirilip tekli öğretime geçileceği bizzat Başbakan tarafından açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığındaki kadrolaşma ve fişleme iddiaları gündemi meşgul ederken, yeni yasa tasarısı öğretmen adayları için sübjektif düzenlemeler getirmektedir. Aday öğretmenlerin, bir yıl görev yaptıktan sonra performans değerlendirmesine alınması ve başarılı bulunur ise sözlü veya yazılı sınava tabi tutulması liyakat ilkesini zedelemektedir” diye konuştu.
Toğrul, “Bu bağlamda; Görevlerinden ihraç edilen ve açığa alınan öğretmen ve personeller ile ilgili hukuka aykırı uygulamalar ve soruşturma süreçlerinde yapılan ihlaller düzeltilecek midir?
Kamudan ihraç edilenlerle birlikte her yıl emekli olan öğretmenler de hesaba katıldığında sadece bu yıl için ilk etapta kaç öğretmenin atamasının yapılması gerekiyor? Türkiye'de il dağılımına göre, illere kaç sözleşmeli öğretmen atanmıştır?
Tam gün eğitimin mevcut şartlarda gerçekleşebilmesi için kaç dersliğe ve kaç öğretmene ihtiyaç vardır? Bugünkü şartlarda, tam gün eğitim mümkün müdür?
Basında yer alan haberlerde Eğitim Sen üyesi 14 bin öğretmenin daha açığa alınacağı ifade edildi. Bu iddialar doğru mudur, iddialar doğruysa açığa alınacak öğretmenler hangi kriterlere göre görevden alınacak?
KPSS'ye giren öğretmenler ve diğer kamu çalışanları adaylarına girdikleri kamu kurularında uygulanan sözlü mülakat sorularında adaylara özel hayatlarına, Türkiye’deki siyasi olaylara bakış açısı ve dini ritüellerine dair sorular sorulması Anayasa'nın Laiklik ve Özel Hayatın Dokunulmazlığı ilkesine aykırılık taşımamakta mıdır? Öğretmen alımında uygulanan sözlü mülakatlarda eğitimle ilgili olmayan tamamen siyasi düşünce belirlemeye yönelik soruların sorulmasının nedeni nedir? Bu soruların sorulması kamu kuruluşlarında siyasal bir kadrolaşma değil midir?
Sözleşmeli öğretmen atamalarında açık, şeffaf ve bilimsel olmayan ölçme ve değerlendirme kriterlerine göre öğretmen alımının yapılmasının hukuk devleti ile bir izahatı var mıdır? Bu durumun siyasi kadrolaşma ve torpile yol açacağının düşünmekte misiniz?
Öğretmen atamasında getirilen sözlü sınav şartı; torpil, rüşvet ve şaibe anlamına getirdiğinden sözlü şartı kaldırma çalışmalarınız olacak mıdır?
Yapılan sözlü sınavlarda yaşanan şaibeleri ortadan kaldırmak amacıyla mülakatların görüntülü veya sesli kaydı yapılmakta mıdır? Şayet yapılmıyorsa bu mülakatlara dair basında yer alan itirazları nasıl değerlendiriyorsunuz? “ diye sordu. Haber Merkezi
Toğrul, Eğitim Sen üyesi 14 bin öğretmenin daha açığa alınacağının konuşulduğunu hatırlatarak, “Bu doğru mu” diye sordu.
672 sayılı KHK ile ihraç edilenler arasında, “Artık kimsenin ölmesini istemiyoruz” diyen Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisine imza atan akademisyenler ve 15 Temmuz darbe girişimi karşısında net bir tutum alan kamu emekçilerinin de bulunduğunu söyleyen Toğrul, “672 sayılı KHK ile Kamuda yaşanan ihraçların niteliği, ihraç edilenlere “savunma hakkı” bile tanınmaması, dolayısıyla hukukun en temel ilkelerinin bile ihlal edildiği göz önüne alındığında “darbecilerle mücadele” söyleminin gerçeği yansıtmadığı açıktır. Başbakan Binali Yıldırım, 14 bin öğretmenin daha işten atılacağını duyurmuştur. Son dönem itibariyle 11 bin 301 öğretmen açığa alınmıştır. 28 bin öğretmen ihraç edilmiştir. Bakanlık ise öğretmen açıklarını sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışıyor, kamudan ihraç edilen ve her yıl emekli olan öğretmenler hesaba katıldığında sadece bu yıl için ilk etapta en az 120 bin öğretmen atamasının yapılması gerektiği belirtiliyor. Diğer yandan, yap-boz tahtasına dönmüş olan eğitimin sisteminin yine değiştirilip tekli öğretime geçileceği bizzat Başbakan tarafından açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığındaki kadrolaşma ve fişleme iddiaları gündemi meşgul ederken, yeni yasa tasarısı öğretmen adayları için sübjektif düzenlemeler getirmektedir. Aday öğretmenlerin, bir yıl görev yaptıktan sonra performans değerlendirmesine alınması ve başarılı bulunur ise sözlü veya yazılı sınava tabi tutulması liyakat ilkesini zedelemektedir” diye konuştu.
Toğrul, “Bu bağlamda; Görevlerinden ihraç edilen ve açığa alınan öğretmen ve personeller ile ilgili hukuka aykırı uygulamalar ve soruşturma süreçlerinde yapılan ihlaller düzeltilecek midir?
Kamudan ihraç edilenlerle birlikte her yıl emekli olan öğretmenler de hesaba katıldığında sadece bu yıl için ilk etapta kaç öğretmenin atamasının yapılması gerekiyor? Türkiye'de il dağılımına göre, illere kaç sözleşmeli öğretmen atanmıştır?
Tam gün eğitimin mevcut şartlarda gerçekleşebilmesi için kaç dersliğe ve kaç öğretmene ihtiyaç vardır? Bugünkü şartlarda, tam gün eğitim mümkün müdür?
Basında yer alan haberlerde Eğitim Sen üyesi 14 bin öğretmenin daha açığa alınacağı ifade edildi. Bu iddialar doğru mudur, iddialar doğruysa açığa alınacak öğretmenler hangi kriterlere göre görevden alınacak?
KPSS'ye giren öğretmenler ve diğer kamu çalışanları adaylarına girdikleri kamu kurularında uygulanan sözlü mülakat sorularında adaylara özel hayatlarına, Türkiye’deki siyasi olaylara bakış açısı ve dini ritüellerine dair sorular sorulması Anayasa'nın Laiklik ve Özel Hayatın Dokunulmazlığı ilkesine aykırılık taşımamakta mıdır? Öğretmen alımında uygulanan sözlü mülakatlarda eğitimle ilgili olmayan tamamen siyasi düşünce belirlemeye yönelik soruların sorulmasının nedeni nedir? Bu soruların sorulması kamu kuruluşlarında siyasal bir kadrolaşma değil midir?
Sözleşmeli öğretmen atamalarında açık, şeffaf ve bilimsel olmayan ölçme ve değerlendirme kriterlerine göre öğretmen alımının yapılmasının hukuk devleti ile bir izahatı var mıdır? Bu durumun siyasi kadrolaşma ve torpile yol açacağının düşünmekte misiniz?
Öğretmen atamasında getirilen sözlü sınav şartı; torpil, rüşvet ve şaibe anlamına getirdiğinden sözlü şartı kaldırma çalışmalarınız olacak mıdır?
Yapılan sözlü sınavlarda yaşanan şaibeleri ortadan kaldırmak amacıyla mülakatların görüntülü veya sesli kaydı yapılmakta mıdır? Şayet yapılmıyorsa bu mülakatlara dair basında yer alan itirazları nasıl değerlendiriyorsunuz? “ diye sordu. Haber Merkezi