Eğitim Sen, hazırladığı 2018-2019 Eğitim Öğretim yılını değerlendiren raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikalarının 2018-2019 eğitim öğretim yılı boyunca yapılan düzenlemeler, sistem değişiklikleri ve fiili uygulamalarla sürdürüldüğünü vurgulandı
Raporu kamuoyuyla paylaşan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, eğitimde ki yapısal sorunların 2018-2019 Eğitim Öğretim yılında daha da derinleştiğini vurgularken, “Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı ısrarla sürdürmektedir. Türkiye’nin laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicili aynen devam etmektedir. Eğitim sisteminin yıllardır çözüm bekleyen sorunları arasında yer alan ikili öğretim, niteliksiz eğitim hizmeti, eğitimi özelleştirme adımları, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, taşımalı eğitim, fiziki altyapısı yetersiz okullar, okullarda öğrenciler arasında ve öğretmenlere yönelik şiddet, öğrencilerin MEB eliyle dini cemaat ve vakıfların siyasal istismarına açık hale getirilmesi, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, norm kadro ve tayinlerde yaşanan sorunlar, ataması yapılmayan öğretmenler vb gibi sorunlar bu yıl da çözümsüz bırakılmıştır” dedi.
Gaziantep’te okullaşma ile
ilgili mesafe alınmadı
Türkiye’nin yüzde 25’inde ikili öğretimin devam ettiğini ifade eden Ersönmez, Gaziantep’te de ikili eğitim öğretimin uygulandığını belirtti. Ersönmez, “Ücretli öğretmenin olması öğretmen açığının devam ettiğini gösteriyor. Gaziantep’te okullaşma ile ilgili mesafe alınmadı. Danıştay, TÜRGEV, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokolleri iptal etmesine rağmen Gaziantep’teki eğitimin bunların üzerinden devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla eğitim kamusal nitelikte ve kamusal alanda yapılmalıdır” dedi.
Eğitim Sen’e karşı farklı
bir tutum sergiliyorlar
Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü ile randevu talep etmelerine rağmen görüşemediklerini söyleyen Ersönmez, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü 15 Temmuz 2016 tarihinden beri Eğitim Sen’e karşı bir tutuma vardır. Başka sendikaların bina açılışında Milli Eğitim Müdürlerini görürken, Eğitim Sen’e randevu verilmemesi siyasal ve ideolojik bir yaklaşımdır. Milli eğitimlerin görevi siyasal ve ideolojik ihtiyaçları gidermek değil, eğitim sendikalarıyla iş birliği içerisinde olmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
920 bin 524 öğretmenin yüzde
66’sı son 17 yıl içinde atandı
“MEB tarafından 4+4+4 sonrasında zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıktığı iddia edilmesine rağmen, 2018 yılında ortalama eğitim süresi 8,2 yıl olarak gerçekleşmiş, 2019 yılı hedefi ise 9,1 yıl olarak belirlenmiştir” diyen Ersönmez, “15 Temmuz 2016 sonrasında tek bir kadrolu öğretmen ataması yapılmazken, Nisan 2019 itibariyle MEB bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen sayısı 83 bin 366, ücretli öğretmen sayısı ise 92 bindir. MEB, öğretmen atamalarına mülakat kriteri getirerek öğretmen atamalarında siyasi torpil ve kayırmacılığı ön plana çıkarmış, KPSS’de birinci olan ya da dereceye giren çok sayıda öğretmen adayı mülakat komisyonları tarafından haksız şekillerde elenmiştir. MEB’in resmi verilerine göre ülke çapında görev yapan 920 bin 524 öğretmenin yüzde 66’sı (607 bin 604) son 17 yıl içinde atanmıştır. MEB bünyesinde görev yapan Buna karşın, 17 yıl içinde KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 16’sı öğretmen olarak atanırken, geriye kalan 84 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakılmıştır” ifadelerini kullandı.
Cinsiyetçilik ve cins
ayrım uygulamaları devam etti
2018-2019 eğitim öğretim yılı boyunca cinsiyetçilik ve cins ayrımcı uygulamaların okullarda devam ettiğini açıklayan Ersönmez, “Geleneksel cinsiyet rolleri aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde çocuklara aktarılmaya çalışılmaktadır. Toplumsal cinsiyet kalıplarını yıkmada önemli bir yere sahip olan eğitim sisteminin demokratikleşmesi ve cinsiyetçilikten arındırılması eğitim emekçilerinin öncelikli mücadele hedefleri arasındadır. Bugün eğitim sistemimiz toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzak ve giderek dinsel içerikler kazanan muhafazakâr egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altındadır. Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin anadilinde eğitim
konusundaki olumsuz sicili devam ediyor
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, konuşmasına şu cümlelerle devam etti: “Eğitim programlarında ve ders kitaplarında ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitlilik neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı ısrarla sürdürmektedir. Türkiye’nin laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicili aynen devam etmektedir. Çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken, çocuk işçiler sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakalarındaki artışı eğitim sisteminde yaşanan sorunlardan ayrı değerlendirmek mümkün değildir.” Hüseyin Karataş
Raporu kamuoyuyla paylaşan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, eğitimde ki yapısal sorunların 2018-2019 Eğitim Öğretim yılında daha da derinleştiğini vurgularken, “Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı ısrarla sürdürmektedir. Türkiye’nin laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicili aynen devam etmektedir. Eğitim sisteminin yıllardır çözüm bekleyen sorunları arasında yer alan ikili öğretim, niteliksiz eğitim hizmeti, eğitimi özelleştirme adımları, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, taşımalı eğitim, fiziki altyapısı yetersiz okullar, okullarda öğrenciler arasında ve öğretmenlere yönelik şiddet, öğrencilerin MEB eliyle dini cemaat ve vakıfların siyasal istismarına açık hale getirilmesi, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, norm kadro ve tayinlerde yaşanan sorunlar, ataması yapılmayan öğretmenler vb gibi sorunlar bu yıl da çözümsüz bırakılmıştır” dedi.
Gaziantep’te okullaşma ile
ilgili mesafe alınmadı
Türkiye’nin yüzde 25’inde ikili öğretimin devam ettiğini ifade eden Ersönmez, Gaziantep’te de ikili eğitim öğretimin uygulandığını belirtti. Ersönmez, “Ücretli öğretmenin olması öğretmen açığının devam ettiğini gösteriyor. Gaziantep’te okullaşma ile ilgili mesafe alınmadı. Danıştay, TÜRGEV, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokolleri iptal etmesine rağmen Gaziantep’teki eğitimin bunların üzerinden devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla eğitim kamusal nitelikte ve kamusal alanda yapılmalıdır” dedi.
Eğitim Sen’e karşı farklı
bir tutum sergiliyorlar
Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü ile randevu talep etmelerine rağmen görüşemediklerini söyleyen Ersönmez, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü 15 Temmuz 2016 tarihinden beri Eğitim Sen’e karşı bir tutuma vardır. Başka sendikaların bina açılışında Milli Eğitim Müdürlerini görürken, Eğitim Sen’e randevu verilmemesi siyasal ve ideolojik bir yaklaşımdır. Milli eğitimlerin görevi siyasal ve ideolojik ihtiyaçları gidermek değil, eğitim sendikalarıyla iş birliği içerisinde olmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
920 bin 524 öğretmenin yüzde
66’sı son 17 yıl içinde atandı
“MEB tarafından 4+4+4 sonrasında zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıktığı iddia edilmesine rağmen, 2018 yılında ortalama eğitim süresi 8,2 yıl olarak gerçekleşmiş, 2019 yılı hedefi ise 9,1 yıl olarak belirlenmiştir” diyen Ersönmez, “15 Temmuz 2016 sonrasında tek bir kadrolu öğretmen ataması yapılmazken, Nisan 2019 itibariyle MEB bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen sayısı 83 bin 366, ücretli öğretmen sayısı ise 92 bindir. MEB, öğretmen atamalarına mülakat kriteri getirerek öğretmen atamalarında siyasi torpil ve kayırmacılığı ön plana çıkarmış, KPSS’de birinci olan ya da dereceye giren çok sayıda öğretmen adayı mülakat komisyonları tarafından haksız şekillerde elenmiştir. MEB’in resmi verilerine göre ülke çapında görev yapan 920 bin 524 öğretmenin yüzde 66’sı (607 bin 604) son 17 yıl içinde atanmıştır. MEB bünyesinde görev yapan Buna karşın, 17 yıl içinde KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 16’sı öğretmen olarak atanırken, geriye kalan 84 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakılmıştır” ifadelerini kullandı.
Cinsiyetçilik ve cins
ayrım uygulamaları devam etti
2018-2019 eğitim öğretim yılı boyunca cinsiyetçilik ve cins ayrımcı uygulamaların okullarda devam ettiğini açıklayan Ersönmez, “Geleneksel cinsiyet rolleri aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde çocuklara aktarılmaya çalışılmaktadır. Toplumsal cinsiyet kalıplarını yıkmada önemli bir yere sahip olan eğitim sisteminin demokratikleşmesi ve cinsiyetçilikten arındırılması eğitim emekçilerinin öncelikli mücadele hedefleri arasındadır. Bugün eğitim sistemimiz toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzak ve giderek dinsel içerikler kazanan muhafazakâr egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altındadır. Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin anadilinde eğitim
konusundaki olumsuz sicili devam ediyor
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, konuşmasına şu cümlelerle devam etti: “Eğitim programlarında ve ders kitaplarında ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitlilik neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı ısrarla sürdürmektedir. Türkiye’nin laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicili aynen devam etmektedir. Çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken, çocuk işçiler sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakalarındaki artışı eğitim sisteminde yaşanan sorunlardan ayrı değerlendirmek mümkün değildir.” Hüseyin Karataş