ANASAYFA arrow right Güncel

EMEP: “Olayların sorumlusu kenti yönetenlerdir”

EMEP: “Olayların sorumlusu kenti yönetenlerdir”
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.10
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.10
Emek Partisi Gaziantep İl örgütü tarafından yapılan açıklamada, “Gelinen aşamada “Gaziantep barış ve huzur kenti” değilse, bunun en büyük sorumluları bu sözü en çok ağzına sakız eden bu kentin yöneticileri ve güvenlik yetkilileridir. İki ay önce Suriyelilere yönelik ırkçı saldırılar ve linç girişimleri yaşandığında da aynı sözlerle açıklama yapan yetkililer ve güvenlik güçleri, bu saldırıları yapan gruplara gayet hoşgörülü davranmış ve sonrasında bu saldırılardan sorumlu olanları açığa çıkarmak yerine Suriyelileri şehirden sürmüşlerdi” denildi..
EMEP’li yöneticiler, “Sokağa çıkan bir kesime, çoğunlukla da barışçı ve demokratik eylemler yaparken bile her türlü şiddeti kullanarak gaz bombaları ve TOMA’larla müdahale edip, ırkçı ve faşist hezeyanlar ve kışkırtmalar sonucu sokağa dökülen saldırgan gruplara ise hoşgörü göstererek barışı ve huzuru sağlayamazsınız. Öncelikle bunun bilinmesi lazım, çünkü olayların bu noktaya gelmesinde emniyet güçlerinin bu tutumunun büyük bir payı olduğunu kimse inkar edemez” dedi.
Katliamcı IŞİD güçlerinin günlerdir kuşatma altında tuttuğu Suruç sınırındaki, Kürtlerin yaşadığı Kobanê’ye girmesi ile birlikte, ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Antep’te de kimi mahallelerde eylemler başladığı hatırlatılan açıklamada, “Sokağa çıkarak yürüyüş yapan, kimi zaman yolları trafiğe kapatan kitleye polisin müdahalesi sonrası eylemler sokak aralarına yayılan çatışmalara dönüşüyordu. AKP’nin IŞİD’e desteği ve Kobanê’de yaşanan IŞİD saldırılarında AKP’nin herkesçe bilinen sorumluluğunun Kürtlerde yarattığı tepki, Kobanê’nin düşme noktasına gelmesiyle birlikte sokaklara taşan bir öfkeye dönüştü. Bu eylemlerde yer yer kitle içindeki kimi grupların şiddete başvurmasının bu demokratik ve son derece haklı eylemlere zarar verdiğini kabul etmek gerekse de, olayların bu noktaya gelmesini bununla açıklamak kesinlikle doğru değil.En fazla yol kapatma ve müdahalede bulunan polisle çatışma şeklinde olan eylemlerde, gerek sert müdahalelerle, gerekse de Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın Antep’te yaptığı “Kobani düştü, düşecek” gibi açıklamalarla tansiyonun daha da yükseldiğini görmek gerekiyor. Antep’te aylardır IŞİD ve IŞİD bağlantılı grupların örgütlendiği, kimi mahallelerde faaliyet yürüttüğü, buradan militan devşirdiği ve yetkililerin şikayet ve ihbarlara rağmen buna göz yumduğu ise herkesçe bilinen bir durum. Kobanêiçin yapılan eylemlerde ortaya çıkan öfkenin bir sebebinin de bu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” denildi.

“Şamil Tayyar gibi isimlerin “Küresel tezgah”, “kenti karıştırmak isteyen güçler” gibi klişe yorumlarından çok daha gerçekçi olduğunu söyleyelim” diyen EMEP yöneticileri, “Olaylar başlamadan saatler önce yayılan bu provokatif söylentiler üzerine Barak, Ocaklar ve Perilikaya gibi mahallelerde ülkücü ve dinci grupların halktan insanları da galeyana getirerek kimi kahvehanelerde toplandığı ve silahlanmaya başladığı haberleri gelmeye başladı. Hadi Valinin dediği gibi polisin bunları bilmesi mümkün değildi diyelim. Akşama saatlerinde ellerinde tabanca ve tüfeklerle, sopalar, satırlar ve kılıçlarla toplanan, PKK aleyhine sloganlar atarak, ırkçı söylemler ve tekbirler eşliğinde bizzat bu bölgede bulunan 25 Aralık polis merkezi önünde toplanan gruba neden hiçbir şekilde müdahale edilmedi? 200 metre kadar yukarıda Kobanê için eylem yapmakta olan grubun olduğu yere yönelen bu silahlı ve satırlı grup polisin önünden geçerek gitmesine rağmen, buna izin veren adeta önünü açan polisin olabilecekleri öngörmemiş olması mümkün mü?
Sonrasında karşı karşıya gelen iki grubun çatışması sonucu 4 kişinin ölmüş olmasında en büyük sorumluluk kimin? Karakol önünde ve polisin gözü önünde toplanan gruba polis, neden, çoğunlukla Kürtlerin oluşturduğu Kobanê için eylem yapanlara müdahale ettiği gibi bir müdahalede bulunmamıştır?
Bir süre sonra DBP Şahinbey ilçe binasını ateşe veren bu grupların hemen polisin yanı başında son derece rahat oldukları, ellerindeki silahlar ve Türk bayraklarıyla polis araçlarının üzerine çıkarak meydan okuduklarını herkes gördü. İlçe binasında Kobanê için toplanan yardımlar ateşe verilirken, polis saldırganlara müdahale etmek yerine yangını söndürmeye çalışan DBP’liler müdahale etti.
Yine ilerleyen saatlerde Şehitkamil’de Karşıyaka bölgesinde toplanan ülkücü grupların burada da DBP ilçe binasına polislerin gözü önünde saldırarak hiçbir müdahaleye uğramadıkları yüzlerce kişinin tanık olduğu bir gerçek.
Buradan Valilik ve Emniyet yetkililerine soruyoruz: Basında yer alan çok sayıda fotoğraf ve videolarda ellerinde tüfek, tabanca, satır vb. silahlar bulunan saldırganların kaçı şu ana kadar gözaltına alınmıştır?” diye sordu.Adem Kesenek


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *