Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Bülent Yılmaz, “Yoksulluk insanları suça teşvik ediyor. Yoksulluğun olduğu yerde hırsızlık, uyuşturucu ve fuhuş olur. Çocuklarımız, TV’lerdeki şiddeti izleye izleye şiddete alışır hale getirdik. Sadece Gaziantep’te değil, tüm ülkede toplumsal şiddetin, öfkenin, kavganın ve cinayetlerin devam ettiği görüyoruz” dedi.
Ülke genelinde silahlı saldırı olayları yaygınlaşırken, 2 Ağustos tarihinde Gaziantep'te husumetli iki aile arasında çıkan silahlı kavgada bir polis memuru olmak üzere toplam 15 kişi yaralandı, 4 Ağustos tarihinde ise 17 yaşındaki bir genç tartışma yaşadığı şahsın silahlı saldırısı sonrasında hayatını kaybetti.
Kayıt dışı silahlanma çok fazla
Hukuka duyulan güvensizliğin ve ekonomik kaygıların artması, yaşam koşullarının zorlaşması, toplumsal şiddet olaylarının artmasına neden olduğunu Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Av. Bülent Duran, kayıt dışı silahlanmanın çok fazla olduğuna dikkat çekti.
Şiddet olaylarını izleye izleye şiddete meyilli oluyoruz
Psikolog İlknur Bay, “Sosyal medyada şiddet olaylarının videoları ayrıntılı bir şekilde yayınlanıyor. İnsan olarak gördüğümüzü taklit ederiz. Sürekli şiddet videoları izlediğimizde de şiddete meyilli insanlar oluyoruz. Ayrıca Gaziantep’te gençlerin ellerinde silahlarla fotoğraf çektirdiklerine şahit oluyoruz” tespitini yaptı.
Sokağa çıkamaz olduk
“Gaziantep’te sokağa çıkamaz olduk” tespitini yapan CHP Gaziantep Milletvekili Av. Hasan Öztürkmen, Gaziantep’in demografik yapısının bozulduğunun altını çizdi. “Toplumsal olayların artmasında ekonomik sıkıntılarında büyük rolü var. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar, enflasyon işsizlik, gelir adletsizliği gibi nedenlerden dolayı toplumsal şiddet artıyor ve artmaya devam ediyor” dedi.
Silah kullanma yaşının 20 olması kabul edilemez
Silah edinmenin ve kullanmanın kolaylaştırılmasından, yaygınlaştırılmasından büyük tedirginlik duyduklarını ifade eden Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Bireysel silahlanmanın, cezasızlığın teşvik edilmesi şüphesiz ki güçlünün şiddetini ve zorbalığını cesaretlendiriyor. Ülkemizin yanı sıra Gaziantep’te de ciddi boyutlarda şiddet olgusunun yaşandığı çok iyi biliniyor. Genel olarak artan şiddet ortamının özellikle gençlere yansıması üst boyutlarda. Bu koşullarda silah kullanma yaşının 20 olması kabul edilemez. Toplumun huzuru ve güvenliği silah lobilerinin arzularına terk edilmemeli” diye konuşma yaptı.
Gaziantep, suç işleme oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan bir il
Av. Bülent Duran, “Gaziantep, suç işleme oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan bir il. Savcılığa ve mahkemelere yansıyan, yürütülen dosyalara bakıldığında bu oran yüksek ve gittikçe de artıyor. Oranın artması mahkemeler, savcılar, hukuk örgütleri ve yasal kurumların görevini yerine getirmediğini gösteriyor. Silahlanma da bununla ilgili bir mesele” dedi.
Toplumda gerilim giderek artıyor
Toplumsal olayların gün geçtikçe artacağına dikkat çeken Duran, “Ekonomik sıkıntılar, yaşamsal kaygılar, hukuka güvensizlik sonucunda toplumda gerilim artıyor. Ayrıca hukuka güvensizlik sosyal ve toplumsal ilişkilere yansıyor ki şiddet doğuruyor. Kabul edilemeyecek birçok olay gündeme gelecek. Böyle bir şeyi kesinlikle istemeyiz, ancak görünen köy kılavuz istemez” ifadelerini kullandı.
Bu şehirde madde bulmak çok kolay
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin şiddeti daha da artırdığını sözlerine ekleyen Bay, “Şehitkâmil İlçesi’nin İbrahimli tarafına gittiğinizde lüks yaşam, arabalar, evler görebilirsiniz, ama kırsal kesimde bu şekilde değil. Ünaldı Mahallesi’nde çocukların ayağında ayakkabı yok. Madde kullanımı da şiddeti tetikliyor. Bu şehirde madde bulmak çok kolay. Sadece bugün “Madde alacağım” demeniz yeterli, mutlaka bulursunuz. Ne yazık ki Gaziantep’te maddeye ulaşım çok kolaylaştı. Çok fazla operasyon yapılıyor, ancak yetmiyor. Çünkü her yeri sardılar” açıklamasını yaptı.
Toplumsal olaylar daha da tırmanacak
Kentimizde toplumsal olayların artacağını vurgulayan Bay, “Gaziantep son zamanlarda çok fazla göç aldı. Birisiyle tanıştığınızda “Nereli ya da hangi köylü” olduğunu soruyor. Zaten buna göre ilk başta etiketleniyorsunuz. “Şu köylüyüm” dediğinizde herkesin kafasında oluşturduğu bir düşünce kalıbı var. Topluluk olarak farklılaşıyoruz ve bunun da getirdiği çatışmalar oluyor” şeklinde konuştu.
Şiddete en fazla kadınlar ve çocuklar maruz kalıyor
Bay, “Şiddet sadece vurmak, yaralamak ya da öldürmek değil, hırsızlık yapmak da bir şiddet. Okulda arkadaşının silgisini çalan kişiye de bunun yanlış olduğu anlatılmalı. Kişinin özgüvenini artırmaya yönelik toplumsal çalışmalar yapabiliriz. Ailelere şiddetin kabul edilemeyeceğini göstermeli ve anlatmalıyız. Çünkü ata erkil bir toplumdan gelmenin acısını yaşıyoruz. O yüzden şiddete en fazla kadınlar ve çocuklar maruz kalıyor” ifadelerine yer verdi.
İnsanların alım gücü düştüğünden huzursuz ve gergin
Asayiş olaylarının temelinde birçok nedenin olduğunu belirten Bay, “Son zamanlarda toplumsal şiddet olaylarında belirgin bir artış var. Bu artışın en büyük nedenlerinden biri ekonomik sıkıntılar. İnsanlar, alım gücü düştüğünden huzursuz ve gergin. Aynı zamanda birey kendini güçlü göstermek içinde şiddete başvurabiliyor. Örneğin trafikte birisiyle tartışan bir kişi kendini ezdirmemek ve güçlü görünmek için önce karşı tarafı ezmeye çalışıyor. Bu kişinin özgüvensizliğinin açık bir belirtisi. Çünkü özgüveni olan insanlar şiddete başvurmaz” diye konuşma yaptı.
Kişi kendini güvende hissetmediğinde kendisini koruyacak bir şeyler ara
“Bireysel silahlanmanın artmasının en önemli nedeni kişinin kendisini güvence altına almak istemesi” diyen Bay, “Kişi kendini güvende hissetmediğinde kendisini koruyacak bir şeyler arar. Bu da bireysel silahlanma ile oluyor. Silahın varsa “Sen güçlüsün, tehdide karşı bir gücüm var” diyor. Evinde ve arabada bir silah olması insanı güvende hissettiriyor” dedi.
Ailede iyi bir eğitim almış kişi şiddete başvurmuyor
Psikolog Bay, “Ailede iyi bir eğitim almış çoğu kişi şiddete başvurmuyor. Parka gittiğimiz iki çocuktan birisi diğerine vurduğunda vuran tarafın ailesi, “Ne yaptın oğlum değil de” “Gözü açık olsun, bir şey olmaz” diyor. Çocukları bu zihniyetle yetiştiriliyoruz” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
Bireysel silahlanma Türkiye’nin sorunu
Bireysel silahlanmanın sadece Gaziantep’in değil, Türkiye’nin sorunu olduğunu kaydeden Hasan Öztürkmen, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kaçak yollarla giren silahların daha kolay ve ucuz temin edilebilir olması silahlanmanın artmasına rol oynuyor. Türkiye’de resmi rakamlara göre 2,5 milyon civarında ruhsatlı silah olmasına rağmen yaklaşık 25 milyon ruhsatsız silah olduğu iddia ediliyor. Bu rakamlar 3 kişiden birinin silahlı olduğunu gösteriyor” açıklamasında bulundu.
Bugünler daha kötü günlere gebe
Bülent Yılmaz, “Bugünler daha kötü günlere gebe. Bu şehirde insanlar gece sokağa çıkamayacak, ıssız yerlerden geçemeyecek. Avrupa’da bir kadın gece rahatlıkla her yerde gezebiliyor. Antep’te X mahallesine gece vakti kaç kişi gidebilir? Bu konuda bir sosyal deney yapsınlar” şeklinde konuştu.
Ülkede adaletin tesis edilmesi lazım
Ülkede hukuk olduğunu ancak adaletin olmadığını aktaran Yılmaz, “Trafikte tartıştığı kişiyi darp edip ayağını kıran birisi tutuksuz yargılanabiliyorsa, mağdur olan kişinin içindeki adalet duygusu yok olmuş ise ülkede hiçbir şeyi düzeltemezsiniz. O nedenle bu ülkede sadece hukuku değil, adaletin de tesis edilmesi lazım. Ayrıca mecliste bile kavga ediyorlar. Ülkeyi yönetenlerin her gün birbirine hakaret ettiği, bağırdığı, küfür ettiği bir ortamda vatandaşın farklı davranması beklenebilir mi?” sorusunu sordu.
Ömer Parlakçı, “Ülkemizde yaşanan şiddet olaylar bize, tüm ezen-ezilen ilişkilerini ortadan kaldırmadan, eşit, özgür, demokratik eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan eğitim politikalarını yaşama geçirmeden mümkün olmayacağını gösteriyor” vurgusu yaptı.
Demokratik ağırlıklarını hissettirmeye çağırıyoruz
Ülkemizde ateşli silahlarla yaralanma ve ölüm olaylarının yaygınlığına, düğün, nişan törenlerinde ya da futbol karşılaşmalarının ardından yapılan kutlamalarda kullanılan ateşli silahların sebebiyet verdiği ölüm ve yaralanmalara bakıldığında, silah bulundurma ve taşımanın güçleştirilmesi ve sınırlandırılması gerektiğini sözlerin ekleyen Parlakçı, “Kamuoyunu ve tüm toplumu, silahlanmayı arttıracak, şiddeti yaygınlaştıracak nitelikteki adımlara ve bireysel silahlanmaya son verilmesini sağlayıcı bir düzenleme hazırlanıncaya kadar duyarlı olmaya ve yasa yapıcılar üzerinde demokratik ağırlıklarını hissettirmeye çağırıyoruz” dedi.