Mehmet Özmen, Serbest Bölge’de işlem hacminin önemli olmadığını, bölgede şiddetle yatırıma ihtiyaç olduğunu söyledi
Serbest Bölgeler’de üretime ağırlık verilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Gaziantep Serbest Bölge A.Ş. (GASBAŞ) Başkanı Mehmet Özmen, diğer Serbest Bölgeler’de olduğu gibi Gaziantep’in de yabancı yatırımcı çekmesi gerektiğini vurgularken, “Şu anda yeni yatırımcı almak için diğer serbest bölgelerde yer yok, ama bizde var. Bu bir avantajdır" diye konuştu. “Gaziantep’in liman şehri ve uluslar arası bir lojistik merkezi olmaması bağlamında Gaziantep’teki serbest bölge, üretim ağırlıklı serbest bölge konumuna doğru yön değiştiriyor” dedi.
Gaziantep’te hep yerel yatırımcı var
Özmen, “Gaziantep’te hep yerel yatırımcı var. Serbest bölgede bir yatırımcının yatırım yapması için, ihracat odaklı olması gerekiyor, çok fazla global olması gerekiyor, her şeyin kayıt içinde olması gerekiyor. Gaziantep Serbest Bölge kabuğunu kırmış demeyeyim, kabuğu falan kalmamış demek daha uygun olur. Gaziantep’te serbest bölgedeki sanayicinin, yeni dünyanın sanayicisiyle hiçbir farkı kalmadı, bugün Gaziantep sanayicisi Avrupa’daki ve birçok yerdeki yatırımcıdan çok daha önde. Son 5- 6 yılda sanayicilerin dünya bakışı, dünya vizyonu, dünya ölçeği çok değişti."
İşlem hacminin yarısı
kadar yatırım gelsin, yeter
Özmen, Serbest Bölge olarak işlem hacmindeki rakamların kendileri için önemli olmadığını belirterek, "İşlem hacmi ne olursa olsun, rakamın yarısı kadarı Serbest Bölge’ye yatırım olarak gelsin başka bir şey istemiyoruz. Çünkü biz buraya yatırımcıyı çekmek zorundayız. Serbest Bölgelere bakış açısı değişmeli, gerçi son 5-6 yılda bu bakış açısı değişti. Şimdi bizim Serbest Bölgeyi hareketlendirmek için bir çaba içindeyiz. Aslında en büyük sıkıntımız İMF’nin 2004 yılında aldığı vergilendirme oldu. O nedenle yatırımda sıkıntı oldu. Ancak girişimlerimiz sonucu Başbakan talimat verdi, bu konuda çalışma yapılıyor. Bakan Fatma Şahin ve milletvekillerinin desteğiyle de bunu aşacağız. Zafer Çağlayan’ın da Ekonomi Bakanı olması, olaylara bizim gözümüzden bakıyor olması da ayrı bir avantaj” diye konuştu.
Serbest Bölge’nin tüm
katma değeri ülkede kalıyor
Serbest Bölge'nin Türkiye'nin global dünyaya daha fazla, daha hızlı entegre olması, ihracatının ve dış ticaretinin daha hızlı artması, bu hızlanmada da yabancı yatırımcıyı çekme anlamında hızlı bir ortam sağlaması amacıyla kurulduğunu kaydeden Özmen, şunları söyledi: "Serbest Bölge anlayışı bürokrasiyi minimuma indirip, buralarda üretimi ve ticareti arttırarak vergisel avantajlar sağlıyor ama sonuçta burada yapılan bütün işlerin katma değerleri, gelirleri yine o ülkeye kalıyor, o ülke para kazanıyor, o ülkenin işleri yürüyor. Vergisiz serbest bölge mantığı dünyada çok kullanılıyor hatta ülkelerin birçoğunun anlayışı budur. 1987’de Mersin’de serbest bölge de bu mantıkla kuruldu, böylelikle bu iş Türkiye’de bir talep haline geldi ve 1998 yılında Gaziantep Serbest Bölgesi kuruldu. Düşünce olarak çok mantıklı, konumu çok doğru. Organize Sanayi Bölgesine komşu, çevre yoluna, otobana çok yakın, demir yoluna çok yakın. Serbest bölgeye bin 700 metre özel hatla demir yolunu Türkiye’de bir ilk uygulamayla kendimize bağladık. Serbest bölgemiz konumu itibariyle çok doğru bir yere kurulmuş. Ama tabi arka arkaya ekonomik krizler, serbest bölgelerde olduğu gibi birçok yerde durağanlığa sebep oldu, bu da yabancı yatırımcı ve yerli yatırımcıda korku oluşturdu."
Diğer serbest bölgelerde yer yok, bizde var
Özmen, serbest bölgelerde vergisel avantajların suiistimal edilmesi sonrası, bölgelere bakış açısının değiştiğin vurgularken, 10 yıl önce yaşanan krizle birlikte alınan bir kararın serbest bölgelerde sıkıntıya neden olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "2001 yılındaki krizle beraber artık Türkiye’nin IMF kontrolü altına girdiği dönemlerde serbest bölgelerle ilgili yapılan bir raporda IMF, serbest bölgelerin vergilendirilmesi veya durumunun değiştirilmesiyle ilgili tamamen öngörülü bir karar aldı. Tabi o dönemde hükümet yeni değişmişti ve o dönemde hükümetin de IMF’ye karşı makro ekonominin konuşulduğu bir ortamda böyle bir mikro ekonomik noktada müdahale etmesi çok zordu. O günkü hükümet ne yazık ki bunu IMF’nin de baskısıyla bu kararı almak zorunda kaldı. Biz şimdiye kadar bu konuya çok emek verdik, sektör meclisi olarak çok çalıştık. Şu anda serbest bölgelerle ilgili görüş ve bakış açısı değiştirildi. Geçen sene Başbakanımızın talimatıyla serbest bölgelerde değişim yeniden başladı. Serbest bölgelerdeki problemleri aşmak açısından da yeni kanunlar, yeni avantajlar, yeni yatırım olanakları hızla çıkarılıyor. Şu anda yeni yatırımcı almak için diğer serbest bölgelerde yer yok, ama bizde var. Bu bir avantajdır."
Serbest Bölgeler ticaretten üretime dönüyor
Özmen, serbest bölgelerin artık ticaretten çok üretime dönmeye başladığını vurgulayarak, “Bizim ticaret yapımız azalarak üretim yapısına geçiyor. İşlem hacmi kar demek değildir, biz burada hataya düşüyoruz, işlem hacmine karlılık olarak bakıyoruz. Yani burada ticaret yapılabilir, her gün buraya milyon dolarlık mal getirilebilir, fakat bunun çok cüzi bir getirisi vardır veya hiç getirisi bile olmadığı olur. Bizim için önemli olan burada insanların yatırım yapmasıdır. Bu hem üretimdir, hem istihdamdır, hem kalıcı bir yatırımdır, hem de karlılık anlamında hem bölgeye, ülkeye hem de serbest bölgeye artı bir katma değerdir" şeklinde konuştu.
Türkiye gibi nüfusun çok olduğu ülkelerde her şeyin başının üretim olduğuna dikkat çeken Özmen, "Biz ağırlıkla üretimci arıyoruz. Tabi ki ticaret yapanlara saygımız var, her türlü desteğimiz var ama serbest bölgeye ve ülkeye faydalı olan kesim bu. Bu kesimin de büyük çoğunluğunun da ihracatçı olması, haliyle çok doğru bir tercih oluyor" dedi.
Serbest Bölgeler diye yeni
bir vizyon ortaya konuldu
Mehmet Özmen, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın Ekonomi Bakanlığı’na getirilmesinin kendileri için büyük avantaj olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:“Bakan Serbest Bölgeler Komisyonu’nda bizimle birlikte beraberdi. Bize destekleri ve serbest bölgelere bakış açımızın aynısı onda da vardı. Yapacaklarımızın, Bakanımızla birlikte hazırlık dönemi oluştu. Bildiğiniz gibi seçimlerden birkaç ay önce yeni bir anlayış başladı. Yeni nesil Serbest Bölgeler diye yeni bir vizyon ortaya konuldu. Biz de sektör desteği olarak sayın bakanımıza her türlü desteği, kurum ve sektör olarak veriyoruz. Burada dünyanın ve Türkiye’nin değişen konjonktüründe Serbest Bölgelerin de bu değişimin içinde olması gerekiyordu. Biz de bu nedenden dolayı Zafer Çağlayan’ın da ekonomiden sorumlu, daha doğrusu bizim olduğumuz sektörün veya işlerin bakanı olması da bizleri hem mutlu etti hem de gelecekle ilgili bizleri umutlandırdı. Sayın Başbakanımızın kurmuş olduğu son kabineyi ben mutlulukla karşıladım. Çünkü şimdiye kadar yaşadığımız olaylarda kabinenin çoğunu tanıyorduk ve genelin çoğunluğunda başarı vardı. Kabinenin 4 yıllık vizeyi de almasıyla beraber hem Serbest Bölgelerde hem diğer sektörlerde bölgenin vizyonu olmasında çok fazla katkı sağlayacağına inanıyorum.”İHA
Serbest Bölgeler’de üretime ağırlık verilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Gaziantep Serbest Bölge A.Ş. (GASBAŞ) Başkanı Mehmet Özmen, diğer Serbest Bölgeler’de olduğu gibi Gaziantep’in de yabancı yatırımcı çekmesi gerektiğini vurgularken, “Şu anda yeni yatırımcı almak için diğer serbest bölgelerde yer yok, ama bizde var. Bu bir avantajdır" diye konuştu. “Gaziantep’in liman şehri ve uluslar arası bir lojistik merkezi olmaması bağlamında Gaziantep’teki serbest bölge, üretim ağırlıklı serbest bölge konumuna doğru yön değiştiriyor” dedi.
Gaziantep’te hep yerel yatırımcı var
Özmen, “Gaziantep’te hep yerel yatırımcı var. Serbest bölgede bir yatırımcının yatırım yapması için, ihracat odaklı olması gerekiyor, çok fazla global olması gerekiyor, her şeyin kayıt içinde olması gerekiyor. Gaziantep Serbest Bölge kabuğunu kırmış demeyeyim, kabuğu falan kalmamış demek daha uygun olur. Gaziantep’te serbest bölgedeki sanayicinin, yeni dünyanın sanayicisiyle hiçbir farkı kalmadı, bugün Gaziantep sanayicisi Avrupa’daki ve birçok yerdeki yatırımcıdan çok daha önde. Son 5- 6 yılda sanayicilerin dünya bakışı, dünya vizyonu, dünya ölçeği çok değişti."
İşlem hacminin yarısı
kadar yatırım gelsin, yeter
Özmen, Serbest Bölge olarak işlem hacmindeki rakamların kendileri için önemli olmadığını belirterek, "İşlem hacmi ne olursa olsun, rakamın yarısı kadarı Serbest Bölge’ye yatırım olarak gelsin başka bir şey istemiyoruz. Çünkü biz buraya yatırımcıyı çekmek zorundayız. Serbest Bölgelere bakış açısı değişmeli, gerçi son 5-6 yılda bu bakış açısı değişti. Şimdi bizim Serbest Bölgeyi hareketlendirmek için bir çaba içindeyiz. Aslında en büyük sıkıntımız İMF’nin 2004 yılında aldığı vergilendirme oldu. O nedenle yatırımda sıkıntı oldu. Ancak girişimlerimiz sonucu Başbakan talimat verdi, bu konuda çalışma yapılıyor. Bakan Fatma Şahin ve milletvekillerinin desteğiyle de bunu aşacağız. Zafer Çağlayan’ın da Ekonomi Bakanı olması, olaylara bizim gözümüzden bakıyor olması da ayrı bir avantaj” diye konuştu.
Serbest Bölge’nin tüm
katma değeri ülkede kalıyor
Serbest Bölge'nin Türkiye'nin global dünyaya daha fazla, daha hızlı entegre olması, ihracatının ve dış ticaretinin daha hızlı artması, bu hızlanmada da yabancı yatırımcıyı çekme anlamında hızlı bir ortam sağlaması amacıyla kurulduğunu kaydeden Özmen, şunları söyledi: "Serbest Bölge anlayışı bürokrasiyi minimuma indirip, buralarda üretimi ve ticareti arttırarak vergisel avantajlar sağlıyor ama sonuçta burada yapılan bütün işlerin katma değerleri, gelirleri yine o ülkeye kalıyor, o ülke para kazanıyor, o ülkenin işleri yürüyor. Vergisiz serbest bölge mantığı dünyada çok kullanılıyor hatta ülkelerin birçoğunun anlayışı budur. 1987’de Mersin’de serbest bölge de bu mantıkla kuruldu, böylelikle bu iş Türkiye’de bir talep haline geldi ve 1998 yılında Gaziantep Serbest Bölgesi kuruldu. Düşünce olarak çok mantıklı, konumu çok doğru. Organize Sanayi Bölgesine komşu, çevre yoluna, otobana çok yakın, demir yoluna çok yakın. Serbest bölgeye bin 700 metre özel hatla demir yolunu Türkiye’de bir ilk uygulamayla kendimize bağladık. Serbest bölgemiz konumu itibariyle çok doğru bir yere kurulmuş. Ama tabi arka arkaya ekonomik krizler, serbest bölgelerde olduğu gibi birçok yerde durağanlığa sebep oldu, bu da yabancı yatırımcı ve yerli yatırımcıda korku oluşturdu."
Diğer serbest bölgelerde yer yok, bizde var
Özmen, serbest bölgelerde vergisel avantajların suiistimal edilmesi sonrası, bölgelere bakış açısının değiştiğin vurgularken, 10 yıl önce yaşanan krizle birlikte alınan bir kararın serbest bölgelerde sıkıntıya neden olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "2001 yılındaki krizle beraber artık Türkiye’nin IMF kontrolü altına girdiği dönemlerde serbest bölgelerle ilgili yapılan bir raporda IMF, serbest bölgelerin vergilendirilmesi veya durumunun değiştirilmesiyle ilgili tamamen öngörülü bir karar aldı. Tabi o dönemde hükümet yeni değişmişti ve o dönemde hükümetin de IMF’ye karşı makro ekonominin konuşulduğu bir ortamda böyle bir mikro ekonomik noktada müdahale etmesi çok zordu. O günkü hükümet ne yazık ki bunu IMF’nin de baskısıyla bu kararı almak zorunda kaldı. Biz şimdiye kadar bu konuya çok emek verdik, sektör meclisi olarak çok çalıştık. Şu anda serbest bölgelerle ilgili görüş ve bakış açısı değiştirildi. Geçen sene Başbakanımızın talimatıyla serbest bölgelerde değişim yeniden başladı. Serbest bölgelerdeki problemleri aşmak açısından da yeni kanunlar, yeni avantajlar, yeni yatırım olanakları hızla çıkarılıyor. Şu anda yeni yatırımcı almak için diğer serbest bölgelerde yer yok, ama bizde var. Bu bir avantajdır."
Serbest Bölgeler ticaretten üretime dönüyor
Özmen, serbest bölgelerin artık ticaretten çok üretime dönmeye başladığını vurgulayarak, “Bizim ticaret yapımız azalarak üretim yapısına geçiyor. İşlem hacmi kar demek değildir, biz burada hataya düşüyoruz, işlem hacmine karlılık olarak bakıyoruz. Yani burada ticaret yapılabilir, her gün buraya milyon dolarlık mal getirilebilir, fakat bunun çok cüzi bir getirisi vardır veya hiç getirisi bile olmadığı olur. Bizim için önemli olan burada insanların yatırım yapmasıdır. Bu hem üretimdir, hem istihdamdır, hem kalıcı bir yatırımdır, hem de karlılık anlamında hem bölgeye, ülkeye hem de serbest bölgeye artı bir katma değerdir" şeklinde konuştu.
Türkiye gibi nüfusun çok olduğu ülkelerde her şeyin başının üretim olduğuna dikkat çeken Özmen, "Biz ağırlıkla üretimci arıyoruz. Tabi ki ticaret yapanlara saygımız var, her türlü desteğimiz var ama serbest bölgeye ve ülkeye faydalı olan kesim bu. Bu kesimin de büyük çoğunluğunun da ihracatçı olması, haliyle çok doğru bir tercih oluyor" dedi.
Serbest Bölgeler diye yeni
bir vizyon ortaya konuldu
Mehmet Özmen, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın Ekonomi Bakanlığı’na getirilmesinin kendileri için büyük avantaj olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:“Bakan Serbest Bölgeler Komisyonu’nda bizimle birlikte beraberdi. Bize destekleri ve serbest bölgelere bakış açımızın aynısı onda da vardı. Yapacaklarımızın, Bakanımızla birlikte hazırlık dönemi oluştu. Bildiğiniz gibi seçimlerden birkaç ay önce yeni bir anlayış başladı. Yeni nesil Serbest Bölgeler diye yeni bir vizyon ortaya konuldu. Biz de sektör desteği olarak sayın bakanımıza her türlü desteği, kurum ve sektör olarak veriyoruz. Burada dünyanın ve Türkiye’nin değişen konjonktüründe Serbest Bölgelerin de bu değişimin içinde olması gerekiyordu. Biz de bu nedenden dolayı Zafer Çağlayan’ın da ekonomiden sorumlu, daha doğrusu bizim olduğumuz sektörün veya işlerin bakanı olması da bizleri hem mutlu etti hem de gelecekle ilgili bizleri umutlandırdı. Sayın Başbakanımızın kurmuş olduğu son kabineyi ben mutlulukla karşıladım. Çünkü şimdiye kadar yaşadığımız olaylarda kabinenin çoğunu tanıyorduk ve genelin çoğunluğunda başarı vardı. Kabinenin 4 yıllık vizeyi de almasıyla beraber hem Serbest Bölgelerde hem diğer sektörlerde bölgenin vizyonu olmasında çok fazla katkı sağlayacağına inanıyorum.”İHA