ANASAYFA arrow right Güncel

Kadını terbiye etme, hizaya sokma, esas duruşa zorlama, boyun eğdirme anlayışı

Kadını terbiye etme, hizaya sokma, esas  duruşa zorlama, boyun eğdirme anlayışı
YAYINLAMA: 24 Eylül 2024 / 17.58
GÜNCELLEME: 24 Eylül 2024 / 17.58

KESK Kadın Meclisi, Nizip Belediye Başkanı Ali Doğan’ın kadın mühendise sunumu sırasında müdahalesine ve Bursa’da bir imam hatip okulunun erkek müdürünün kadın müdür yardımcının odasının kapısını kırmasına tepki gösterdi

KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Gülfidan Özpolat, ‘’Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip hak etmediği tartışmaları şiddeti meşrulaştırılıyor ve böylece kadın cinayetlerine kılıf aranıyor; böylelikle kurbanlar suçlanıyor, suçlular ‘Mağdur’ ilan ediliyor. Şiddetin geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasasızlık sonucu çoğaldığını bir kez daha hatırlatıyoruz’’ şeklinde konuştu.

Çocuklar ve kadınlar şiddeti gerilim, kabalık, zorbalık, baskı ve acımasızlık olarak yaşıyor

Şiddet, linç ve baskı kültürünün her yeri sardığını ve bir çoğunun bu kültürün yıkıcı sonuçları ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Özpolat, ‘’Şiddet bildik gerekçeli öykülerle, geleneksel ön kabuller, toplumun ilgisizliği ve hukukun yetersizliği ile büyüyor. Sokakta, iş yerinde, evde kısaca yaşamın olduğu tüm zeminlerde sistematik şiddetle karşı karşıya kalıyoruz. Şiddet dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de değişik biçimlerde açığa çıkıyor. Çocuklar ve kadınlar ise şiddetin bir çok yönünü; gerilim, kabalık, zorbalık, baskı ve acımasızlık olarak yaşamaktadırlar’’ tespitini yaptı.

İstanbul Sözleşmesi yeniden uygulanmalı

Kimden gelirse gelsin çocuğa, kadına, doğa varlıklarına, emekçiye ve topluma yönelik her tür baskı türünün,  şiddet, mobbing ve insan hakkı gaspı olduğuna dikkat çeken Özpolat, ‘’Evrensel değerler ve evrensel hukuka göre kimse kimseden üstün değildir, her birey diğer bireylerle eşit haklara sahip. Çocuklar, kadınlar başta olmak üzere her bireyin hayatının korunması, çalışma yaşamı, beslenme, barınma, kendini özgürce ifade etme hakları devletlerce güvence altına alınmak zorunda. Bu çerçevede İstanbul Sözleşmesi yeniden uygulanmalı’’ çağrısını yineledi.

Şiddet, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor

Birden çok biçimiyle uygulanan şiddetin yalnızca bedenlere zarar vermediğini, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflattığını veya yok ettiğini belirten Özpolat, ‘’Bu gün dünyada kadınların yarısı şiddete uğrarken, ülkemizde ve yakın çevrelerimizde bu oran çok yüksek olduğu görülüyor. Bir bakıyoruz ki hamile kadın sokaktaki topluluğun önünde dakikalarca ölümcül şiddete uğruyor. Kadınlar boşanmak istedikleri erkekler tarafından cinayete uğruyor. Aile içinde ve yakınlarınca uygulanan şiddet kadın bedenlerini yok ediyor ve yaşamlarına mal oluyor’’ açıklamasını yaptı.

Şiddeti bu denli meşru kılan anlayışa kimler alan açıyor?

Özpolat, ‘’Geçen günlerde Bursa’da bir imam hatip okulunun erkek müdürünün, öğretmen ve görevlilerden oluşan birkaç erkeği yanına alarak; okulundaki kadın müdür yardımcının odasına dayanması; kapıyı tekmeler ve baltalarla kırarak içeri girdikten sonra özel ve kamusal eşyaları fırlatması şiddetin, baskı ve hak gasplarının eğitime kadar indiğini gösteriyor. Okul koridorlarında elleri baltalı gezen bu sözde eğitimciler kimden cesaret almakta, nereye güveniyor, böyle bir dehşeti hangi zihniyetle yaratıyor?  Buradan bir daha soruyoruz: Kadına yönelik mobbing, baskı, haksızlık, hak ihlalleri okullara kadar inmişse sorumlusu kimdir? Şiddeti bu denli meşru kılan anlayışa kimler alan açıyor?’’ sorusunu sordu.

Erkek egemen anlayışın, kadına hükmetme duygusunun vardığı boyut

Nizip Belediye Başkanının bir kadın mühendise sunumu sırasında müdahalesinin mobbing, baskı ve şiddetin başkaca yansıması olarak görülmesi gerektiğini aktaran Özpolat, ‘’Kamuoyundan da büyük tepki alan belediye başkanının bu davranışı kadını terbiye etme, hizaya sokma, esas duruşa zorlama, boyun eğdirme anlayışının aleni gerçekleşmiş hali. Halkın oyları ile görevlendirilen belediye başkanı, politikacı, devlet yetkilisi veya başka bir makamdaki kişiler sunum yapan, eğitim veren veya seminer görevlisi kadının davranışlarına müdahalesi otoriteleşmenin, erkek egemen anlayışın, kadına hükmetme duygusunun ve psikolojik baskının vardığı boyutun vahametini açıklıyor. Ayrıca belediye başkanın, “mühendis belediyemiz görevlisi olduğu için ve resmiyet kazandırmak için müdahale ettim,” şeklindeki açıklamaları başka türlü bir baskı, başka türlü hak ihlali, başka türlü emretme ve kadını itaate zorlama olduğu bilinmeli’’ dedi.

Türkiye’deki kadınların yüzde 97’si şiddet görüyor

KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Gülfidan Özpolat, konuşmasını şöyle tamamladı: ‘’Yakın zamanda kamuoyuna yaygın şekilde yansıyan bu şiddet, baskı ve mobbingler; ‘Kadına yönelik şiddet politiktir, kadın cinayetleri politiktir’ söylemlerimizi doğruluyor. Türkiye'de yüzde 97'si şiddet gören kadınlar, sokak ortasında herkesin gözleri önünde vahşice bıçaklanan kadınlar; namus cinayetleri sonucunda yaşamımızı yitiren yüzlerce sessiz kadın, kendilerine bilgi verilmeden kısırlaştırılan kadınlar, çalışmak istediği için, gece sokağa çıktığı için, eylem yaptığım için saldırıya uğrayan kadınlar ülkesi haline geldik. Kadına yönelik şiddet, baskı, mobbingin yarattığı acı tablo, yıkıcı durum ve ölümcül manzara ancak imtiyazsız hukuki yaptırımlarla, toplumsal cinsiyet eğitimleriyle, toplumsal duyarlılıkla, gerçek eşitlik sağlanarak ve kadınların talepleri yasallaşarak ortadan kaldırılabilir.’’

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *