Devletin şehir hastanelerinde kiracı durumuna düştüğünü belirten Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, “Bu hastanelere yüzde 70 doluluk garantisi verildi. Eğer bu oranlara ulaşılamazsa aradaki farkın devlet tarafından ödeneceği bir model benimsendi. Açıkçasıbu kamu kaynaklarının özel şirketlere aktarılmasından başka bir işe yaramayacak” dedi.
Kamu hastaneleri kendi
mülklerinde kiracı olarak oldular
Şehir hastanelerinin son bir kaç yıldan beri gerçekleştirilmeye başlanılan yeni bir sağlık konsepti olduğunu kaydeden Girişken, şehir hastanelerinin ilk bakışta olumlu yönleri varmış gibi görünse de sağlıkta özelleştirilmenin bir olarak kullanılmaya başlandığını vurguladı. Şehir hastanelerinin ihaleleri çok şeffaf bir süreçten geçmediğinin altını çizen Girişken, “Ayrıca kamu mülkiyetindeki arazilerde devlet özel şirketlere bu hastanelerin yapımını verdi. Şirketler de hastane yapımını üstlendikten sonra da en az 25 yıl olmak üzere devlet bu hastanelerde kiracı durumuna getirildi. Yani kamu hastaneleri kendi mülklerinde kiracı olarak oldular. Diğer taraftan vatandaşlar muayene ücreti gibi temel ücretlere sembolik olarak ulaşabilecekken görüntüleme merkezi, laboratuar, restoran, yemek, otopark gibi hizmetlerinin özel şirketler tarafında işletileceği bir kurgu içerisine yerleştirildi” şeklinde konuşma yaptı.
Halkın yararına olabilecek bir sağlık
sisteminin çıkabileceğini düşünmüyoruz
Şehir hastanelerine yüzde 70 oranında doluluk garantisi verildiğini de sözlerine ekleyen Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “Eğer bu oranlara ulaşılamazsa aradaki farkın devlet tarafından ödeneceği bir model benimsendi. Açıkçası bu kamu kaynaklarının özel şirketlere aktarılmasından başka bir işe yaramayacak. Laboratuar, destek hizmetler ve halk sağlığı özel sektörün insafına bırakılamayacak kadar önemli. Yapılan bu hamleler sağlıkta özelleştirmenin bir sonucu. Devlet şu an sadece doktor ve hemşire masraflarını ödeyecek. Bunun dışında çalışanlar taşeron işçi olarak kullanılacaklar.Biz böyle bir sistemden düzgün, halkın yararına olabilecek bir sağlık sisteminin çıkabileceğini düşünmüyoruz.”
Şehrin dört bir yanına 400’er yataklı
hastane yapılması çok daha iyi olurdu
“Gaziantep’teki bölge hastanesi bin 800 yataklı kampüs olarak planlandı ve yapımı tamamlanma aşamasında” diyen Girişken,batı ülkelerinde çok büyük çaplı hastane sisteminden vazgeçildiğini de ifade etti. “Çünkü çok fazla yatak kapasitesine sahip bir kampüs içerisinde hastanenin yönetilmesinin mümkün olmadığı ortaya çıktı ve daha düşük yatak kapasiteli hastanelerle bu işin çözülmesi yoluna gidildi. Diğer taraftan Türkiye’deki birçok bölge hastaneleri yerleşim alanlarının dışında ulaşımı zor bölgelerde oluşturuldu. Zaten pahalılaşacak olan sağlık hizmetlerine bir de ulaşım masrafları eklendi. Gaziantep’teki şehir hastanesi Karataş, Akkent, Mavikent, Yeşil Vadi ve oto sanayi yoğunluğunun olduğu bir bölgede yapılıyor. Buraya bin 800 yataklı hastane yapmak ulaşım problemlerini düşünemeyeceğimiz noktalara taşıyacak. Bin 800 yataklı tek bir hastane yapılması yerine şehrin dört bir yanına 400’er yataklı hastane yapılması çok daha iyi bir sağlık erişim kurgusunun oluşmasını sağlayacaktır” diye konuştu.Hüseyin Karataş
Kamu hastaneleri kendi
mülklerinde kiracı olarak oldular
Şehir hastanelerinin son bir kaç yıldan beri gerçekleştirilmeye başlanılan yeni bir sağlık konsepti olduğunu kaydeden Girişken, şehir hastanelerinin ilk bakışta olumlu yönleri varmış gibi görünse de sağlıkta özelleştirilmenin bir olarak kullanılmaya başlandığını vurguladı. Şehir hastanelerinin ihaleleri çok şeffaf bir süreçten geçmediğinin altını çizen Girişken, “Ayrıca kamu mülkiyetindeki arazilerde devlet özel şirketlere bu hastanelerin yapımını verdi. Şirketler de hastane yapımını üstlendikten sonra da en az 25 yıl olmak üzere devlet bu hastanelerde kiracı durumuna getirildi. Yani kamu hastaneleri kendi mülklerinde kiracı olarak oldular. Diğer taraftan vatandaşlar muayene ücreti gibi temel ücretlere sembolik olarak ulaşabilecekken görüntüleme merkezi, laboratuar, restoran, yemek, otopark gibi hizmetlerinin özel şirketler tarafında işletileceği bir kurgu içerisine yerleştirildi” şeklinde konuşma yaptı.
Halkın yararına olabilecek bir sağlık
sisteminin çıkabileceğini düşünmüyoruz
Şehir hastanelerine yüzde 70 oranında doluluk garantisi verildiğini de sözlerine ekleyen Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “Eğer bu oranlara ulaşılamazsa aradaki farkın devlet tarafından ödeneceği bir model benimsendi. Açıkçası bu kamu kaynaklarının özel şirketlere aktarılmasından başka bir işe yaramayacak. Laboratuar, destek hizmetler ve halk sağlığı özel sektörün insafına bırakılamayacak kadar önemli. Yapılan bu hamleler sağlıkta özelleştirmenin bir sonucu. Devlet şu an sadece doktor ve hemşire masraflarını ödeyecek. Bunun dışında çalışanlar taşeron işçi olarak kullanılacaklar.Biz böyle bir sistemden düzgün, halkın yararına olabilecek bir sağlık sisteminin çıkabileceğini düşünmüyoruz.”
Şehrin dört bir yanına 400’er yataklı
hastane yapılması çok daha iyi olurdu
“Gaziantep’teki bölge hastanesi bin 800 yataklı kampüs olarak planlandı ve yapımı tamamlanma aşamasında” diyen Girişken,batı ülkelerinde çok büyük çaplı hastane sisteminden vazgeçildiğini de ifade etti. “Çünkü çok fazla yatak kapasitesine sahip bir kampüs içerisinde hastanenin yönetilmesinin mümkün olmadığı ortaya çıktı ve daha düşük yatak kapasiteli hastanelerle bu işin çözülmesi yoluna gidildi. Diğer taraftan Türkiye’deki birçok bölge hastaneleri yerleşim alanlarının dışında ulaşımı zor bölgelerde oluşturuldu. Zaten pahalılaşacak olan sağlık hizmetlerine bir de ulaşım masrafları eklendi. Gaziantep’teki şehir hastanesi Karataş, Akkent, Mavikent, Yeşil Vadi ve oto sanayi yoğunluğunun olduğu bir bölgede yapılıyor. Buraya bin 800 yataklı hastane yapmak ulaşım problemlerini düşünemeyeceğimiz noktalara taşıyacak. Bin 800 yataklı tek bir hastane yapılması yerine şehrin dört bir yanına 400’er yataklı hastane yapılması çok daha iyi bir sağlık erişim kurgusunun oluşmasını sağlayacaktır” diye konuştu.Hüseyin Karataş