Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan, bu kadar farklı ve dengesiz ücretlendirme uygulaması yapılan ikinci bir meslek grubu bulunmuyor. Eğitim emekçilerinin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren ve eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran ÖMK sonrasında, aynı işi yapan öğretmenler arasında ciddi ücret eşitsizlikleri ortaya çıktı” tespitini yaptı.
400 binin üzerinde öğretmen sınava girmedi
Öğretmenlik Meslek Kanunu ve kariyer basamakları sınavı sonucunda 67 bin öğretmenin ‘başöğretmen’, 517 bin öğretmenin ‘uzman öğretmen’ unvanı aldığını, sınava girmeyen ve on yıldan az kıdemi olan öğretmen sayısının ise 400 binin üzerinde olduğuna dikkat çeken Parlakçı, “Göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşı bugün 12 bin 224 TL. Bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen normal bir öğretmen yaklaşık 14 bin 200 TL, ‘uzman öğretmen’ 17 bin TL, ‘başöğretmen’ ise 19 bin 500 TL maaş alıyor” hatırlatmasında bulundu.
Adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmek mümkün değil
Okullarda ‘başöğretmen’ ve ‘uzman öğretmen’ unvanı alan öğretmenlerin aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş aldığının altını çizen Parlakçı, “Örneğin 1. ve 2. derecede olan bir ‘başöğretmen’ aynı derece ve kademedeki diğer meslektaşlarından net 4 bin 944 TL; ‘Uzman öğretmen ise aynı derece ve kademedeki meslektaşından farklı bir iş yapmadığı halde net 2 bin 472 TL daha fazla maaş alıyor. Aynı işi yapan, aynı müfredatı uygulayan öğretmenler arasında derece ve kademe farkı dışında göstermelik bir sınav üzerinden bu kadar ücret farkı olması adaletli bir uygulama değil. Aynı işi yapan öğretmenler arasında bu kadar yüksek maaş farklılığının olduğu bir eğitim sisteminde eşitlikten, adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmek mümkün değil” ifadelerini kullandı. Özer Karınca