Çocuklara istismar olaylarıyla gündeme gelen Nizip Kampı’nı incelemek için Gaziantep’e gelen ve kampa girişlerine izin verilmeyen HDP Milletvekilleri, Gaziantep Barosu, KAMER, Gaziantep-Kilis Tabip Odası ve İnsan Hakları Dernekleri’yle yaptığı görüşmeleri rapor haline getirerek kamuoyuna açıkladı.. Gaziantep Barosu’nun istismar olaylarında müdahillik taleplerinin reddedilmesine dikkat çekildi...
HDP Milletvekilleri Siirt Milletvekili Besime Konca, İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Antep Milletvekili Mahmut Toğrul ile Göçmen ve Mülteci Komisyonu'ndan Sorumlu MYK Üyesi Gülsüm Ağaoğlu imzasıyla yapılan açıklamada, kamplarda ciddi anlamda sağlık sorunu olduğuna dikkat çekilirken, mültecilerin hukuka ulaşma konusunda çaresiz kaldığına vurgu yapıldı. Gaziantep - Kilis Tabip Odası’nın, sığınmacılarla ilgili genel olarak istismar ve halk sağlığı sorunları olduğu, kayıtsız sığınmacıların sayısının yüksekliği ve kayıtlara girmeyen ölüm sayısının da fazla olduğu şeklinde görüş belirttiği açıklandı.
Kamp dışında yaşanan sorunlar çok
ciddi insanlık suçları teşkil ediyor
KAMER’in araştırma raporuna ve Gaziantep’teki gözlemlerine dayandırdığı ifadelerine göre, mültecilerin büyük bir kısmı kampların dışında yaşamakta. Kadınlar için en büyük sorun ise kendilerini hiçbir şekilde güvende hissedememeleri… Pek çok kadın, taciz, tecavüz ve şiddete maruz kalıyor ve yaşadıkları tüm bu sorunlar sebebiyle, 3-4 yıldır Türkiye’de yaşamalarına rağmen, her an geri döneceklermiş gibi hayatlarını sürdürüyorlar, kendilerini yerleşik hissetmiyorlar” denildi..
Gaziantep Barosu
HDP’li vekillerin görüşüne başvurdukları kurumların izlenimlerini içeren raporları şöyle:
“Gaziantep Barosu’nda baronun çocuk ve insan hakları konusunda çalışan avukatlarıyla görüştük. Avukatlar, Karaman ve Nizip’teki çocuk istismarı davalarına müdahillik taleplerinin reddedildiğini, yine de kendilerinin vekil olarak davaları takip ettiklerini ve her iki kararı da temyize götürdüklerini ifade ettiler. Çocuk hakları ve insan hakları ile ilgili kurumların ve baroların bu tip davalarda taraf olabilmeleri yargılama faaliyetinde çok önemli bir unsur olmasına karşın Türkiye’de müdahillik talepleri çoğunlukla reddediliyor. Bu durum, STK ve baroların denetimine engel oluyor. Bu konu da görüşmemizde birlikte tespit ettiğimiz bir sorun olarak yer aldı.
Gaziantep’te çocukların yatılı olarak kaldığı yurt ve vakıfların varlığı ve mahiyeti ile ilgili Baro’nun sorduğu soruyu Valilik, Gaziantep ilinde böyle kurumların bulunmadığı şeklinde cevaplamış bulunuyor. Gaziantep’te Suriyelilere yardım adı altında onlarca dernek açıldığı fakat durumun aynı vahametini koruyor olması, bu durumun kendisinin çok ciddi bir rant haline geldiğini de gözler önüne sermekte! Ne var ki, Baro’nun Antep’te Suriyeliler ile çalışan dernekler ile ilgili sorduğu soruya da maalesef Valilik “bilgisi olmadığı” yanıtını vermiştir.
2014’ten bu yana Gaziantep Barosu’ndan Suriyeli mülteciler için talep edilen ve atanan avukat sayısı yalnızca 36’dır. Avukat masrafını karşılayacak ekonomik güçten yoksun yüzbinlerce Suriyelinin yaşadığı Gaziantep ilinde, atanan avukat sayısının bu denli az olması, hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durum, Suriyeli mültecilerin hukuki destek mekanizmalarına ve adalete erişiminin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır. Oysa, Türkiye’ye gelen her bir mültecinin bir hukukçu ve sağlıkçı ile bağlantısının kurulması gerekmektedir. En azından Göç İdaresi ve Geri Gönderme Merkezleri’ne Baro ve adli yardım telefonlarının asılması mültecilere hukuki desteğe erişim yolunu bir nebze de olsa açacaktır.
Gaziantep Barosu da kamplara erişmelerinin mümkün olmadığını, Nizip kampını ziyaret etmelerine de izin verilmediğini, her yerin bağımsız gözlemcilere kapatılmış durumda olduğunu ifade etmektedir.
Baro, uluslararası kurumların da durumun farkında olduğunu; fakat siyasi ilişkiler sebebiyle çoğunlukla göz yummak durumunda kaldıklarını ifade etmektedir. Gaziantep Barosu sığınmacıların hakları konusunda bir broşür de hazırlamaktadır.”
Gaziantep İnsan Hakları Derneği
“İnsan Hakları Derneği (İHD), Nizip davasını bir avukatla izlemektedir. İHD sığınmacılara yönelik davaların hızla ve adil yargılanma hakkı çiğnenerek karara bağlandığını ifade etmektedir. Örneğin Ezidi kadınlarla ilgili takip ettikleri bir dosyanın 1 ayda karara bağlandığını, sanıkların hepsinin beraat ettiğini tarafımıza aktardılar. Üstelik yargılama sürecinde, kadınlarla ilgili bazı tanıklıkların tercümelerinin, dosyaya ancak karara bağlandıktan sonra gelebildiğini, tercümelerin dahi beklenmediğini, güdümlü bir yargılama faaliyeti sürdürüldüğünü ifade etmişlerdir.
İHD yetkilileri, Geri Gönderme Merkezlerinde avukatların sığınmacılarla görüştürülmediklerini belirterek; sığınmacıların özellikle IŞİD’in kontrolündeki kapılardan geri gönderildiklerini, bunun da bazı sığınmacılar için infaz anlamına geldiğini, IŞİD mensubu olanların ise IŞİD’e kolayca geri dönsünler diye aynı kapıdan gönderildiklerini ifade etmişlerdir.
İHD, sınırda ölen ve yaralan mülteciler olduğunu, bu olayları haber yapan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabirinin ise tutuklandığını aktarmıştır. İHD üyesi bir avukat ise, raporumuz için özet sayılabilecek bir cümleyle yaşadıkları engellemeleri ve genel durumu ifade etmiştir: “Bir şeylerin olumsuz olduğunu bildiğimiz hiçbir yere girmemize izin verilmiyor.”
Görüştüğümüz STK ve meslek örgütleri arasından yalnızca Gaziantep - Kilis Tabip Odası’nın Nizip Kampı’nı ziyaretlerine izin verilmiştir. Gaziantep - Kilis Tabip Odası, konu ile ilgili bir Rapor hazırlayıp Valiliğe sunduğunu belirtmiştir.
Gaziantep - Kilis Tabip Odası, sığınmacılarla ilgili genel olarak istismar ve halk sağlığı sorunları olduğunu ifade etmektedir. Tabipler, kayıtsız sığınmacıların sayısı oldukça yüksek olduğundan, kayıtlara girmeyen ölüm sayısının da fazla olduğunu ifade etmişlerdir.”
HDP’li vekillerin açıklaması, “Gaziantep programımızla edindiğimiz bilgiler ve gözlemlerimiz, kamplarda ve kamp dışında yaşanan sorunların çok ciddi insanlık suçları teşkil ettiği, Gaziantep’teki Suriyeli mülteci ve sığınmacılara ilişkin devletin tavrının tamamen göz yummak ve hatta zemin hazırlamak şeklinde olduğu ve buna karşı acil harekete geçilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Özellikle Suriyeli kadın mülteci ve sığınmacıların yaşadıkları sorunlara dair STK’lar ile ortaklaşa kapsamlı çalışmalar yürütülmesi ve kamuoyunu bilgilendirmek ve duyarlı kılmak için bir dizi çalışma yapılması gerekmektedir.
Heyet olarak, Nizip’te bulunduğumuz sırada, İslahiye’deki bir kampta çocukların istismara uğradığı haberi de yerel basında yer almış ve tarafımıza ulaşmıştır. Tabii ki aynı akıbetle karşılaşacağımız için orayı ziyaret imkanımız da olamamıştır.
Sığınmacıların kaldıkları kamplar, çocukların kaldıkları yurtlar ve kadın sığınakları, bağımsız gözlemcilerin ve milletvekillerinin denetimine açık değildir. Sosyal destek sunması gereken kurumlar denetimsiz ve birçok soruna açık durumdadır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği gibi pek çok uluslararası kuruluş, mültecilerle çalışan kurum ve kamplarla ilgili endişelerini ifade etmiş, denetime açılmaları gerektiğini belirtmiştir. Bizler de Nizip
ziyaretinde bulunan Halkların Demokratik Partisi Heyeti olarak Nizip ve diğer kamplarda ciddi sorunların olduğundan endişe ediyoruz ve acilen denetime açılmaları gerektiğini ifade ediyoruz” diye sona erdi..
Türkiye’de hükümet ve idare bugün mülteci hukukunu çiğnediği gibi, mülteci hukuku açısından oldukça tartışmalı bir anlaşma olan ve Avrupa Birliği ile imzalanan “Geri Kabul Anlaşması”nın da gereklerini yerine getirmiyor. Türkiye mülteciler için “üçüncü güvenli ülke” olmaktan ise çok uzak! Başta sığınmacı kadınlar ve çocuklar olmak üzere ciddi fiziksel ve cinsel şiddetle karşı karşıya oldukları gibi insanca iş güvencesinden de yoksunlar.
Sığınmacıların yaşadıkları sonunlar, bugün acil önlem alınmadığı takdirde ileride ekonomik, sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla daha ağır, karmaşık ve uzun vadeli sorunlar olarak karşımıza çıkacaktır.
HDP Milletvekilleri Siirt Milletvekili Besime Konca, İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Antep Milletvekili Mahmut Toğrul ile Göçmen ve Mülteci Komisyonu'ndan Sorumlu MYK Üyesi Gülsüm Ağaoğlu imzasıyla yapılan açıklamada, kamplarda ciddi anlamda sağlık sorunu olduğuna dikkat çekilirken, mültecilerin hukuka ulaşma konusunda çaresiz kaldığına vurgu yapıldı. Gaziantep - Kilis Tabip Odası’nın, sığınmacılarla ilgili genel olarak istismar ve halk sağlığı sorunları olduğu, kayıtsız sığınmacıların sayısının yüksekliği ve kayıtlara girmeyen ölüm sayısının da fazla olduğu şeklinde görüş belirttiği açıklandı.
Kamp dışında yaşanan sorunlar çok
ciddi insanlık suçları teşkil ediyor
KAMER’in araştırma raporuna ve Gaziantep’teki gözlemlerine dayandırdığı ifadelerine göre, mültecilerin büyük bir kısmı kampların dışında yaşamakta. Kadınlar için en büyük sorun ise kendilerini hiçbir şekilde güvende hissedememeleri… Pek çok kadın, taciz, tecavüz ve şiddete maruz kalıyor ve yaşadıkları tüm bu sorunlar sebebiyle, 3-4 yıldır Türkiye’de yaşamalarına rağmen, her an geri döneceklermiş gibi hayatlarını sürdürüyorlar, kendilerini yerleşik hissetmiyorlar” denildi..
Gaziantep Barosu
HDP’li vekillerin görüşüne başvurdukları kurumların izlenimlerini içeren raporları şöyle:
“Gaziantep Barosu’nda baronun çocuk ve insan hakları konusunda çalışan avukatlarıyla görüştük. Avukatlar, Karaman ve Nizip’teki çocuk istismarı davalarına müdahillik taleplerinin reddedildiğini, yine de kendilerinin vekil olarak davaları takip ettiklerini ve her iki kararı da temyize götürdüklerini ifade ettiler. Çocuk hakları ve insan hakları ile ilgili kurumların ve baroların bu tip davalarda taraf olabilmeleri yargılama faaliyetinde çok önemli bir unsur olmasına karşın Türkiye’de müdahillik talepleri çoğunlukla reddediliyor. Bu durum, STK ve baroların denetimine engel oluyor. Bu konu da görüşmemizde birlikte tespit ettiğimiz bir sorun olarak yer aldı.
Gaziantep’te çocukların yatılı olarak kaldığı yurt ve vakıfların varlığı ve mahiyeti ile ilgili Baro’nun sorduğu soruyu Valilik, Gaziantep ilinde böyle kurumların bulunmadığı şeklinde cevaplamış bulunuyor. Gaziantep’te Suriyelilere yardım adı altında onlarca dernek açıldığı fakat durumun aynı vahametini koruyor olması, bu durumun kendisinin çok ciddi bir rant haline geldiğini de gözler önüne sermekte! Ne var ki, Baro’nun Antep’te Suriyeliler ile çalışan dernekler ile ilgili sorduğu soruya da maalesef Valilik “bilgisi olmadığı” yanıtını vermiştir.
2014’ten bu yana Gaziantep Barosu’ndan Suriyeli mülteciler için talep edilen ve atanan avukat sayısı yalnızca 36’dır. Avukat masrafını karşılayacak ekonomik güçten yoksun yüzbinlerce Suriyelinin yaşadığı Gaziantep ilinde, atanan avukat sayısının bu denli az olması, hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durum, Suriyeli mültecilerin hukuki destek mekanizmalarına ve adalete erişiminin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır. Oysa, Türkiye’ye gelen her bir mültecinin bir hukukçu ve sağlıkçı ile bağlantısının kurulması gerekmektedir. En azından Göç İdaresi ve Geri Gönderme Merkezleri’ne Baro ve adli yardım telefonlarının asılması mültecilere hukuki desteğe erişim yolunu bir nebze de olsa açacaktır.
Gaziantep Barosu da kamplara erişmelerinin mümkün olmadığını, Nizip kampını ziyaret etmelerine de izin verilmediğini, her yerin bağımsız gözlemcilere kapatılmış durumda olduğunu ifade etmektedir.
Baro, uluslararası kurumların da durumun farkında olduğunu; fakat siyasi ilişkiler sebebiyle çoğunlukla göz yummak durumunda kaldıklarını ifade etmektedir. Gaziantep Barosu sığınmacıların hakları konusunda bir broşür de hazırlamaktadır.”
Gaziantep İnsan Hakları Derneği
“İnsan Hakları Derneği (İHD), Nizip davasını bir avukatla izlemektedir. İHD sığınmacılara yönelik davaların hızla ve adil yargılanma hakkı çiğnenerek karara bağlandığını ifade etmektedir. Örneğin Ezidi kadınlarla ilgili takip ettikleri bir dosyanın 1 ayda karara bağlandığını, sanıkların hepsinin beraat ettiğini tarafımıza aktardılar. Üstelik yargılama sürecinde, kadınlarla ilgili bazı tanıklıkların tercümelerinin, dosyaya ancak karara bağlandıktan sonra gelebildiğini, tercümelerin dahi beklenmediğini, güdümlü bir yargılama faaliyeti sürdürüldüğünü ifade etmişlerdir.
İHD yetkilileri, Geri Gönderme Merkezlerinde avukatların sığınmacılarla görüştürülmediklerini belirterek; sığınmacıların özellikle IŞİD’in kontrolündeki kapılardan geri gönderildiklerini, bunun da bazı sığınmacılar için infaz anlamına geldiğini, IŞİD mensubu olanların ise IŞİD’e kolayca geri dönsünler diye aynı kapıdan gönderildiklerini ifade etmişlerdir.
İHD, sınırda ölen ve yaralan mülteciler olduğunu, bu olayları haber yapan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabirinin ise tutuklandığını aktarmıştır. İHD üyesi bir avukat ise, raporumuz için özet sayılabilecek bir cümleyle yaşadıkları engellemeleri ve genel durumu ifade etmiştir: “Bir şeylerin olumsuz olduğunu bildiğimiz hiçbir yere girmemize izin verilmiyor.”
Görüştüğümüz STK ve meslek örgütleri arasından yalnızca Gaziantep - Kilis Tabip Odası’nın Nizip Kampı’nı ziyaretlerine izin verilmiştir. Gaziantep - Kilis Tabip Odası, konu ile ilgili bir Rapor hazırlayıp Valiliğe sunduğunu belirtmiştir.
Gaziantep - Kilis Tabip Odası, sığınmacılarla ilgili genel olarak istismar ve halk sağlığı sorunları olduğunu ifade etmektedir. Tabipler, kayıtsız sığınmacıların sayısı oldukça yüksek olduğundan, kayıtlara girmeyen ölüm sayısının da fazla olduğunu ifade etmişlerdir.”
HDP’li vekillerin açıklaması, “Gaziantep programımızla edindiğimiz bilgiler ve gözlemlerimiz, kamplarda ve kamp dışında yaşanan sorunların çok ciddi insanlık suçları teşkil ettiği, Gaziantep’teki Suriyeli mülteci ve sığınmacılara ilişkin devletin tavrının tamamen göz yummak ve hatta zemin hazırlamak şeklinde olduğu ve buna karşı acil harekete geçilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Özellikle Suriyeli kadın mülteci ve sığınmacıların yaşadıkları sorunlara dair STK’lar ile ortaklaşa kapsamlı çalışmalar yürütülmesi ve kamuoyunu bilgilendirmek ve duyarlı kılmak için bir dizi çalışma yapılması gerekmektedir.
Heyet olarak, Nizip’te bulunduğumuz sırada, İslahiye’deki bir kampta çocukların istismara uğradığı haberi de yerel basında yer almış ve tarafımıza ulaşmıştır. Tabii ki aynı akıbetle karşılaşacağımız için orayı ziyaret imkanımız da olamamıştır.
Sığınmacıların kaldıkları kamplar, çocukların kaldıkları yurtlar ve kadın sığınakları, bağımsız gözlemcilerin ve milletvekillerinin denetimine açık değildir. Sosyal destek sunması gereken kurumlar denetimsiz ve birçok soruna açık durumdadır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği gibi pek çok uluslararası kuruluş, mültecilerle çalışan kurum ve kamplarla ilgili endişelerini ifade etmiş, denetime açılmaları gerektiğini belirtmiştir. Bizler de Nizip
ziyaretinde bulunan Halkların Demokratik Partisi Heyeti olarak Nizip ve diğer kamplarda ciddi sorunların olduğundan endişe ediyoruz ve acilen denetime açılmaları gerektiğini ifade ediyoruz” diye sona erdi..
Türkiye’de hükümet ve idare bugün mülteci hukukunu çiğnediği gibi, mülteci hukuku açısından oldukça tartışmalı bir anlaşma olan ve Avrupa Birliği ile imzalanan “Geri Kabul Anlaşması”nın da gereklerini yerine getirmiyor. Türkiye mülteciler için “üçüncü güvenli ülke” olmaktan ise çok uzak! Başta sığınmacı kadınlar ve çocuklar olmak üzere ciddi fiziksel ve cinsel şiddetle karşı karşıya oldukları gibi insanca iş güvencesinden de yoksunlar.
Sığınmacıların yaşadıkları sonunlar, bugün acil önlem alınmadığı takdirde ileride ekonomik, sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla daha ağır, karmaşık ve uzun vadeli sorunlar olarak karşımıza çıkacaktır.