TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü’nde yaptığı yazılı açıklamada, büyük kentlerin, artık kendi kaynakları ile artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini, kontrolsüz ve çarpık kentleşmenin toprak kaybı ve özellikle atıklar nedeniyle suyu, toprağı ve havayı kirlettiğini belirtti.
İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisi ile Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada çölleşme tehlikesinin büyük olduğunu ifade eden TEMA Vakfı, özellikle madencilik ve enerji ihtiyacının karşılanması için ülke genelinde başlatılan HES, baraj, nükleer ve termik santral gibi yatırımların etkilerinin yeterince araştırılmadan ve bölgede yaşayanların fikri ve onayı alınmadan uygulandığını belirtti ve 3. Köprü, 3.Havalimanı, Kanal İstanbul gibi büyük ölçekteki projelerin geniş kapsamlı araştırma ve katılımcılık ilkesi ile uygulanmasının gerekli olduğuna dikkat çekti.
TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü’nde kanun ve yönetmeliklerin su varlığını korumak için yeterli olmadığına, ülkenin suyu kaynak olarak değil varlık olarak tanıyan, yaşam için vazgeçilmez bir hak olduğunu kabul eden ve tek elden yönetecek bir Su Yasası’na her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu vurguladı. Vakıf, ayrıca topraklardan yetenekleri doğrultusunda faydalanmayı ve korumayı sağlayacak Arazi Kullanım Planlaması çalışmalarının da biran önce tamamlanması gerektiğinin altını çizdi.SHA
İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisi ile Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada çölleşme tehlikesinin büyük olduğunu ifade eden TEMA Vakfı, özellikle madencilik ve enerji ihtiyacının karşılanması için ülke genelinde başlatılan HES, baraj, nükleer ve termik santral gibi yatırımların etkilerinin yeterince araştırılmadan ve bölgede yaşayanların fikri ve onayı alınmadan uygulandığını belirtti ve 3. Köprü, 3.Havalimanı, Kanal İstanbul gibi büyük ölçekteki projelerin geniş kapsamlı araştırma ve katılımcılık ilkesi ile uygulanmasının gerekli olduğuna dikkat çekti.
TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü’nde kanun ve yönetmeliklerin su varlığını korumak için yeterli olmadığına, ülkenin suyu kaynak olarak değil varlık olarak tanıyan, yaşam için vazgeçilmez bir hak olduğunu kabul eden ve tek elden yönetecek bir Su Yasası’na her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu vurguladı. Vakıf, ayrıca topraklardan yetenekleri doğrultusunda faydalanmayı ve korumayı sağlayacak Arazi Kullanım Planlaması çalışmalarının da biran önce tamamlanması gerektiğinin altını çizdi.SHA