Son 22 yılda, 17 yaş altında 577 bin 49 çocuk doğum yaptı

Şube Başkanı Ömer Parlakçı, ‘’Çocuklar sağlıklı gıdaya, suya, eğitime erişememekte, çocuk yaşta evlendirilmekte, istismara uğramakta ve tutuklanıyor. Son yıllarda çocukların eğitime erişim hakkı başta olmak üzere, en temel haklardan faydalanması ciddi oranda azaldı. Türkiye’de son 22 yılda 17 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısı 577 bin 49; 15 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısı ise 21 bin’’ dedi.

17 milyon 558 bin 25 öğrenciden, 442 bin 643’ü sistemin dışında

ÇEDES ve MESEM projelerini eğitimin siyam ikizleri olarak tanımlamak gerektiğini dile getiren Parlakçı, ‘’Resmi verilere göre Türkiye’de resmi ve özel okullarda zorunlu örgün eğitim sisteminde kayıtlı 17 milyon 558 bin 25 öğrenciden, 442 bin 643’ü sistemin dışında. Eğitimin bütün kademelerinde, özellikle ortaöğretimde okullaşma oranında bölgesel farklılıklar bulunuyor. Kız çocuklarının okullaşma oranında görece artış olmasına rağmen, bu artışın mezuniyet oranlarına birer bir yansıdığını söylemek mümkün değil. MEB’in açıkladığı veriler, okul terki ve devamsızlık konusunda en sıkıntılı kurumların ortaöğretim kurumları olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra okullarda kayıt parası istenmesi, beslenme ve servis sorunları, kırtasiye, üniforma fiyatlarının iki üç kat artması okul devamsızlığı arttırıcı rol oynuyor’’ açıklamasını yaptı.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sırada

2023’24 eğitim öğretim yılında öne çıkan sorunlardan birisinin öğrencilerin beslenme sorunu olduğuna dikkat çeken Parlakçı, ‘’Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülüyor. Çocuklar için beslenmenin önemli olduğu koşullarda süt, yumurta, peynir, zeytin vb. gibi temel gıda ürünlerinin fiyatı 3-4 kat arttı. Aileler eti, sütü, meyveyi, kuruyemişi geçelim yumurtayı, peyniri ve zeytini bile alamaz hale geldi. Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sırada. Türkiye’de bugün her 5 çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamıyor’’ tespitini yaptı.

Türkiye, gelir eşitsizliğinde Avrupa’da ikinci, OECD ülkeleri arasında dördüncü sırada

Parlakçı, ‘’Türkiye, gelir eşitsizliği bakımından Avrupa’da ikinci, OECD ülkeleri arasında dördüncü sırada yer alırken ülkedeki okulların beşte birinin özel sektöre ait olması büyük bir çelişki. Kamusal bir hak olan eğitim, geçtiğimiz yıllar içinde adım adım piyasa süreci içine çekilmiş ve eğitim hizmetleri önemli ölçüde ticarileştirilmiş. Türkiye'de özel öğretimin örgün eğitim içindeki payı 2002’de yüzde 1,9 iken, 2023’te yüzde 9,3’e yükselmiş. Özel okulların devlet okullarına oranı ise tarihte ilk kez yüzde 24’e dayanmış durumda’’ ifadelerini kullandı.

Çok sayıda branşta acil öğretmen ihtiyacı bulunuyor

Atanamayan öğretmen konusuna değinen Başkan Parlakçı, ‘’ 2022'de 34 bin 575, 2023'te 45 bin 894 sözleşmeli öğretmen atamasının yapıldığı dikkate alındığında, son üç yılın en düşük öğretmen atamasının 2023’24 eğitim öğretim yılında yapılmış. Bakan Tekin ayrıca atamalarda yüzde 50 KPSS, yüzde 50 mülakat notunun belirleyici olacağını açıklayarak, kamuoyunda doğrudan torpili çağrıştıran ve ciddi adaletsizliklere neden olan mülakat uygulamasından vazgeçmeyeceklerini belirtmiş. MEB’in resmi verilerine göre resmi öğretmen açığı 68 bin. Okullarda halen 90 bine yakın ücretli öğretmen istihdam edilmekte, çok sayıda branşta acil öğretmen ihtiyacı bulunuyor’’ şeklinde konuştu.