ANASAYFA arrow right Güncel

TEOG neden kalktı, yerine ne gelecek?

TEOG neden kalktı, yerine ne gelecek?
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.52
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.52
Eğitim İş Gaziantep Şubesi tarafından yapılan açıklamada, “2017-2018 Eğitim öğretim yılı başında Müfredat değişikliği, öğretmen açığı, taşımalı eğitimdeki sorunlar, tayin karmaşası TEOG da yüksek puan almasına rağmen her hangi bir liseye yerleşemeye
Eğitim İş Gaziantep Şubesi tarafından yapılan açıklamada, “2017-2018 Eğitim öğretim yılı başında Müfredat değişikliği, öğretmen açığı, taşımalı eğitimdeki sorunlar, tayin karmaşası TEOG da yüksek puan almasına rağmen her hangi bir liseye yerleşemeyen öğrenciler, TEOG sınavına girmeden liseye yerleşen Suriyeli öğrenciler, hizmetlisi ve yardımcı personeli olmayan okullar, ödeneksiz okullar, TEOG hazırlıklarına başlamış öğrenciler. alt yapı çalışması yapan kurs düzenleyen okullar. Sınav takvimini ve soru türünü açıklayan bir bakanlık varken ve bu kadar sorun varken, birden bire bir mucize oldu ve TEOG kalktı. Şimdi herkesin aklında şu soru TEOG neden kalktı? Acaba yerine ne gelecek” diye soruldu.

Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “2002 yılında iktidara gelen AKP hükümeti sözde reformlar adı altında seçmenini nasıl memnun ederim kaygısıyla sürekli Eğitim sistemiyle hazırlıksız ve plansız şekilde oynayıp durmuştur. Yapılan sözde reformlar eğitime çözüm getireceğine sorunları her seferinde biraz daha artırmıştır.
İktidara gelişinden itibaren eğitimdeki ilk icraatlarından birisi 2003 yılında üniversitede katsayı farkını artırarak Meslek Liseleri ile İmam Hatip Lisesi Mezunlarının Lisans programlarına girmeleri zorlaştırılmış ve bu öğrencilerin mağduriyetine neden olarak imam hatipler üzerinden mağdur edebiyatı yapılmaya başlanılmıştır. Aynı hükümet 2011 yılında kat sayı uygulamasını kaldırarak önce mağdur edip sonra mağduriyeti giderdim diyerek seçmen tabanına eğitim üzerinden mesajlarına devam etti. 2003 yılında artırdığı kat sayı 2011 yılında kaldırınca seçmen tabanında büyük sevinç oluştu.
2004 yılında köklü müfredat değişikliğini yapmak amacıyla 6 ilde pilot uygulama olarak başlayıp sonraki eğitim öğretim yıllarında uygulamaya geçen değişiklikle kitap içerikleri değişti konular azaltıldı. Sözde eleştirel düşünme, yaratıcılık kavramları öğrencilere kazandırmak hedeflenmekteydi. Öğretmenin etkinliğinin azalması nedeniyle, sorgulamaya mutsuz öğretmen kitlesi yaratıldı. Birçok öğretmeni mesleğine küstürerek emekliliğe sevk etti.
2005 yılında plansız ve alt yapısız bir şekilde orta öğretim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Lise 1.sınıftan 2. Sınıfa geçen öğrenciye meslek lisesinden genel liseye, genel liseden meslek lisesine geçiş hakkı tanındı. Aynı yıl LYS (Liselere giriş sınavı) yerine adı değiştirilerek aynı amacı güden OKS orta öğretim kurumları sınavı) getirildi. Eğitimin yapısıyla oynamakta hızını alamayan hükümet dershaneciliği kaldıracağım diyerek 6, 7 ve 8 sınıflarda sınav yapmaya karar verdi. SBS (Seviye belirleme Sınavı) uygulamasına geçti. Öğrenci ve veli üzerindeki sınav kaygısını üç katına çıkardığı gibi 7. 8. Sınıf seviyelerinde başlanan dershane öğretimi ilkokul 3.4. sınıf seviyesine kadar indi. Sonra ne hikmetse tekrar tek sınav olan SBS sistemine dönüldü. Yüksek öğretime geçiş sınavlarında da boş durulmadı bakanlık yeni denemelerle aramalara devam etti. ÖSS yi kaldırarak yerine YGS (yüksek öğretime geçiş sınavı) ile LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı) sınavlarını getirdi. Eğitimin kalitesiniartırmak amacıyla bütün temel liselerin tabelalarını değiştirerek Anadolu Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi, Anadolu Meslek Lisesi Vb. kurumlara dönüştü. Öğretmensiz okullar, atölyesiz meslek liseleri icat edildi. Ha birde mucizevi buluş ÇPL (Çok Programlı Lise, kimine göre çok Problemli Liseler) unutulmamalı.
Durmak yok yola devam dediler. Eğitim sistemiyle oynamaya devam ettiler. 2012 yılında yıllarca üzerinde çalışılmış, pilot uygulamalar yapılmış 8 yıllık zorunlu ilköğretim sistemini kaldırmak amacıyla zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık gerekçesiyle temel eğitimi 4+4 diye ikiye bölüp, üzerine ortaöğretimi +4 ekleyip 4+4+4 yeni eğitim sistemini getirdiler. Okul öncesi eğitimin uzun süredir zorunlu eğitim kapsamına katma çalışmaları yapılırken bir anda zorunlu eğitim dışına ittiler. Oysa sıfır-altı arasında ki eğitimin insan yaşamındaki önemi eğitimle biraz ilgisi olan herkes tarafından bilinmektedir. Yetersiz okullarda öğrenciler balık istifi kalabalık sınıflara sokulurken, evinden uzaklara ilkel koşullarda sabahın köründe ve gece yarısı gitmek zorunda bırakılan minicik yavrular. Bir taraftan zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarıp diğer taraftan zorunlu eğitimim yaşını 14 ten 13 e indirdiler. Sonuç olarak binlerce kız çocuğunun örgün eğitim kurumlarının dışına çıkarılması, çocuk gelin ve çocuk işçilik ortaya çıkmıştır.
2013-2014 eğitim öğretim yılında TEOG sınavını getiren iktidar partisi artık dershanelere gerek kalmayacağını yeniden söylemeye başladı. Temel altı dersten merkezi ortak sınav yapılması, özel okullara 3000-4000 TL. Maddi destek verilmesi dershane sistemini kaldıracağına aradaki fırsat eşitliğini makasını iyice açtı. 2000 TL ye çocuğunu dershaneye gönderen veli 20000 TL ye çocuğunu özel okula göndermeye başladı. Tabi ki parası olan çocuğunu devlet desteğini de arkasına alarak özel okullara gönderdi. Gariban vatandaş ise mahallesindeki öğretmensiz yâda işine hangi gün son verileceğini bilmeyen ücretli öğretmen görev yapan okullara göndererek TEOG’a hazırladı. Çığ gibi büyüyen merdiven altı dershanecilik ve mahalle bakkalı gibi adım başı açılan Etüt merkezleri meydana geldi.
‘’Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.'’ Yaşanan bu kadar sıkıntı karmaşaya rağmen hala plansız bir şekilde eğitim sistemi ile oynanmaya devam ediliyor. Göç yolda dizilmiyor. Binlerce çocuğumuzun geleceği, ailenin geleceği, bir toplumun geleceği ile kumar oynanıyor. Amaç ne olursa olsun, iktidar kim olursa olsun eğitim sistemi ile bu kadar oynanmamalı. Eşit şartlarda ve kamusal olmalıdır. Eğitim Bakanlığının adı gibi bir Milli Eğitim Programı, müfredatı olmalı günü birlik siyasi hesaplarla değil, önümüzdeki yüz yılı planlayan çalışmalar yapılmalıdır. Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Biz atı alanların arkasından bakmaya devam edeceğiz.” Bülten
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *