KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Elif Söyleyici, “Ülkemizde yapılan çalışmalara göre ise 15 yaş öncesinde evlenen çocuk oranı sıralamasında ise yüzde 2 oranıyla, Avrupa’da çocuk evliliklerinde birinci sırada” dedi.
Ülkemizde 18-45 yaş arasındaki her 5 kadından 1’i çocuk yaşta evlendi
Dünyada her beş çocuktan biri evli olduğunu söyleyen Söyleyici, her yıl 12 milyon kız çocuğunun, çocuk yaşta evlendirilerek eğitim, sağlık ve istihdam başta olmak üzere pek çok temel haktan yoksun bırakıldığı tespitini yaptı. “UNICEF’in çocuk evlilikleri 2021 verisinde, Türkiye, 202 ülke arasında 18 yaşından önce evlenen çocuk oranları listesinde yüzde 14,7’yle 87’nci sırada yer alıyor. Türkiye’de şu anda 18-45 yaş arasındaki her 5 kadından 1’i çocuk yaşta evlendi. Çocuk yaşta evlenen her 3 kadından 1’i çocuk yaşta anne olurken, çocuk yaşta evlenen kadınların yarısı ise fiziksel şiddete maruz kaldı” şeklinde konuştu.
2021 yılında 15-17 yaş grubundaki 7 bin 73 kız çocuğu doğum yaptı
Söyleyici, “UNFPA 2019 yılı verilerine göre, 18 yaşından önce evlenen kız çocuklarının akrabalarıyla evlenmeleri, son 25 yıl içinde değişmeyerek yüzde 30 civarında seyrediyor. Erken yaşta evlenen kız çocukları arasında doğum oranları da azımsanamayacak seviyede. TÜİK verilerine göre 2021 yılında 15-17 yaş grubundaki 7 bin 73 kız çocuğu doğum yapmış” ifadelerini kullandı.
18 yaşından küçük toplam çocuk anne sayısı 8 bin 271
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi verilerine göre her yıl binlerce çocuğun anne olduğuna dikkat çeken Söyleyici, anne olanlardan bazılarının ise 15 yaşından küçük olduğunun altını çizdi. “Resmi verilere göre 2020 yılında 15 yaşında küçük 117 çocuk doğum yaptı. 18 yaşından küçük toplam çocuk anne sayısı ise 8 bin 271. Üstelik bu resmi rakamlara, yaşı büyültülerek evlendirilen kız çocuklarımız ise dâhil edilmiyor. UNİCEF’ göre, Rapora göre, 2020 ila 2030 arasında ilave 10 milyona yakın çocuk evliliğine yol açması bekleniyor. Şanlıurfa (48), Konya (45), İstanbul (44), Gaziantep (39) gibi büyük şehirlerde çocuk yaşta evliliklerin zirvede olması ürkütücü boyut kazandı” açıklamasını yaptı.
Erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının kötü koşulları iyice derinleşiyor
Geri bırakılmış, ataerkil ve geleneksel anlayışın hâkim olduğu birçok toplumda olduğu gibi Türkiye’de de çocuk yaşta evliliğin, zorla gerçekleştirilen yaygın bir küresel sorun olarak karşımıza çıktığını vurgulayan Söyleyici, “Erken evliliklerin sürmesinin başlıca etkeni, toplumun buna hazırlanması veya toplumsal algılarda doğal karşılanması ile ilişkili olduğu görülüyor. Erken evlilik her iki cinsiyet için sorunları çoğaltmaya devam ederken, özellikle kız çocukların hayatında daha fazla olumsuzlar yaratıyor. Genele hâkim olan kadına yönelik cinsiyetçi yaklaşım erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının kötü koşullarını iyice derinleştiriyor” diye konuşma yaptı.
Kız çocukları girdikleri ailelerde bir çeşit köle haline getiriliyor
Söyleyici, erken evliliklerin, kızlar çocuklarını girdikleri ailelerde bir çeşit köle haline getirdiğini kaydederken, “Çocukluk çağındaki evlilikler insan hakları ihlalinin bir çeşidi olup, özellikle kız çocuklarında görülen cinsel istismarın en sık görülen biçimi. Erken evlilikler, çocukların çocukluklarını ellerinden almakta, akranlarından uzaklaşmalarına, eğitim yaşamlarını yarıda bırakmalarına ve tam oluşmamış olan toplumsal kimliklerinde sorun yaşamalarına neden oluyor. Erken ve zorla evliliklerin öncelikle bireyler, daha sonra toplum üzerinde trajik sonuçları meydana geliyor. Bu sonuçlar sağlıktan eğitime, toplumsal hayattan intiharlara kadar birçok alanda gerçekleşiyor” dedi.
Çocuk yaşta evliliğin yasak olduğunun topluma güçlü şekilde hissettirilmesi elzem hale geldi
Çocuk gelin olma sorununun savaş, çatışma, göçler ile birlikte dünya çapında giderek yaygınlaştığını, kültürel ve teknolojik gelişimlerin zıttı bir seyir izlediğini sözlerine ekleyen KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Elif Söyleyici, konuşmasını şöyle tamamladı: “Eğitim seviyesinin ve bireysel farkındalıkların artırılması, siyasal referansların öncellikli tutulmasından vazgeçilmesi, bu duruma karşın hukuki desteğin çekilmesi ve çocuk yaşta evliliğin yasaklanarak bunun topluma güçlü şekilde hissettirilmesi elzem hale geldi.”