Kadına yönelik şiddette her 10 vakadan ancak birinin polis kayıtlarına yansıdığı açıklandı
Gaziantep Üniversitesi ve Güneydoğum Derneği işbirliğiyle Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde, "Kadına Yönelik Şiddet ve intiharlar" konulu panel düzenlendi. Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mehmet Mutaf, Emniyet Genel Müdürlüğünün istatistiklerine göre sadece 19 aylık süreçte; Şubat 2010 ile Ağustos 2011 arasında 78 bin 500 aile içi şiddet vakasının kayda geçtiğini söyledi. Mutaf, “Her 10 vakadan bir tanesinin polis kayıtlarına girer. Dayak yiyen kadın genellikle suskundur. Şikâyet edemez, etse ya kocasıdır ya da bir yakınıdır. 78 bin 500 vaka on ile çarpılsa korkunç bir rakam ortaya çıkmaktadır” diyerek, bu rakamların Türkiye çapında yalnızca aile içi şiddetin oranını göstermesi bakımından önemli olduğunu söyledi.
Şiddet fiziksel, cinsel, psikolojik
ve ekonomik olabiliyor
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun, “Ceza Hukuku Açısından Kadına Yönelik Şiddet” konusunda bilgi vererek, özellikle şiddete uğrayan, uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olanların korunması için hukuki çalışmalar yapıldığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Kurşun, “Kişinin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıya ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış şiddet olarak tanımlanıyor” şeklinde konuştu.
Yoğun göç, çarpık kentleşme, sosyal patlama
Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız, “Güneydoğu’da kadın intiharlarının sosyolojik boyutu” hakkında değerlendirmede bulunarak, ülkemizde özellikle 1980’lerden sonra yoğun göç, çarpık kentleşmenin sonucu olarak sosyal bir patlama yaşadığımızı söyledi.
2009’da 72, 2010’da 67 kişi intihar etti
Doç. Dr. Özkan, “Şiddet, madde bağımlılığı, suç olaylarındaki artış gibi toplumsal problemler bir arada birbiriyle alakalı olarak ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Genel olarak ise intihar nedenleri sosyal değişmeler, ruhsal hastalıklar, madde bağımlılığı, ekonomik sebepler gösterilebilir. Gaziantep ilinde ise 2000 – 2010 yılları arasında Türkiye İstatistik Kurumu’ndan aldığımız rakamlara göre artış söz konusudur. 2000 yılında Gaziantep’te 33 intihar vakası gerçekleşmiş iken, 2009’da 72, 2010’da 67 kişi intihar etmiştir” diyerek, intihar seyrinin Türkiye’dekilerle paralellik arz ettiğini söyledi.
Kadın intiharları erkek intiharlarından fazla
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Altındağ, “İntihara götüren sebepler ve alınacak önlemler, şiddet-intihar ilişkisi” hakkında bilgi verdi. Kadın intiharlarının bölgemizde erkek intiharlarından daha fazla olduğunu söyleyen Prof. Dr. Altındağ, intihar yöntemi olarak ateşli silahların en yüksek oranda olduğunu söyledi.
İntihardan bir hafta önce
çok yoğun stres yaşanıyor
Prof. Dr. Altındağ, “Özellikle genç nüfusta intihar oranları oldukça belirgin. Türkiye genelinde 15-24 yaş aralığında intihar oranları en fazla. Bu oran Güneydoğu Anadolu bölgesinde çok daha fazla. Bu konuda çok sayıda çalıma yaptık. 1997 yılında Diyarbakır’da kadın intiharlarının erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğunu gördük. Yine Batman’da yapılan bir çalışma sonucunda da kadın intiharlarının iki kat daha fazla olduğunu gördük. Türkiye’de erkek intihar oranları kadınlara göre dört kat daha fazla iken bölgemizde bu oranın sekiz kat daha fazladır” diyerek, başka bir çalışmayla intihar girişiminde bulunan kadınların ortak özelliklerinin saptandığını ve özellikle intihardan bir hafta önceki zamanda çok stresli bir yaşam sürdükleri, düşük eğitim düzeyine sahip, işsiz, aile desteğinin az olduğu ve aile stresinin son derece yüksek olduğunun gözlendiğini ifade etti.
Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhan Gündüz, “Sapma Davranışlar ve İntiharlar” konusunda bilgi verdi. Yrd. Doç. Dr. Gündüz, “Günümüzde, dünya genelinde intihar bir suç sayılmamaktadır. Ancak başkasını intihara teşvik etmek veya yardım etmek suç sayılmaktadır. Ülkemizde de intihar suç sayılmamakta ve intihar girişiminde bulunan kişi ölümden kurtulduğunda her hangi bir cezaya çarptırılmamaktadır. Başkasını intihara ikna ve yardım eden kimse ise eğer kişi ölürse Türk Ceza Kanununun 84. maddesine göre üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına çaptırılmaktadır” şeklinde konuştu.
Gazeteci Gül San, aile içi şiddet ve çevre baskısında özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan intihar vakalarına dikkat çekerek, Gaziantep’in göç alan bir il olduğunu söyleyerek, bu göçün bir bölümünün ise Şanlıurfa’dan gerçekleştiğini söyledi. San, “Gaziantep’e ekonomik zorunluluktan dolayı göç yaşanırken, Şanlıurfa’ya daha çok keyfi göçler yapılmaktadır. Göçle şehir yaşantısına adapte olamayan aileler ve çocuklar arasında kuşak çatışması ortaya çıkıyor. Bu çatışma en fazla kadına yansıyor. Erkek bir şekilde kendini ifade edecek alanlar, yollar bulabiliyor ama kadınlar bulamıyor. Bunun için sosyal merkezlerimiz, kadına yönelik, topluma yönelik çalışma yapan yerler mutlaka aile danışmanının bulunması, okullarda rehber hocaların, psikolojik uzmanların bulunması çok önemlidir” diye konuştu.
Vali Yardımcısı İbrahim Yurdakul, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdür Yardımcısı Meral Demirbaş ve Güneydoğum Derneği Başkanı Duygu Sucuka’nın açılış konuşmaları sonrasında başlayan panelin oturum Başkanlığını Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Mutaf yaptı.Panelde; Üniversitemiz Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız tarafından, “Güneydoğu’da kadın intiharlarının sosyolojik boyutu”, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun tarafından “Ceza Hukuku Açısından Kadına Yönelik Şiddet”, Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhan Gündüz tarafından “Sapma Davranışlar ve İntiharlar”, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Altındağ tarafından “İntihara götüren sebepler ve alınacak önlemler, şiddet-intihar ilişkisi” ve Gazeteci Gül San tarafından “Aile içi şiddet ve çevre baskısı” konularında bilgi verildi. Adem Kesenek
Gaziantep Üniversitesi ve Güneydoğum Derneği işbirliğiyle Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde, "Kadına Yönelik Şiddet ve intiharlar" konulu panel düzenlendi. Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mehmet Mutaf, Emniyet Genel Müdürlüğünün istatistiklerine göre sadece 19 aylık süreçte; Şubat 2010 ile Ağustos 2011 arasında 78 bin 500 aile içi şiddet vakasının kayda geçtiğini söyledi. Mutaf, “Her 10 vakadan bir tanesinin polis kayıtlarına girer. Dayak yiyen kadın genellikle suskundur. Şikâyet edemez, etse ya kocasıdır ya da bir yakınıdır. 78 bin 500 vaka on ile çarpılsa korkunç bir rakam ortaya çıkmaktadır” diyerek, bu rakamların Türkiye çapında yalnızca aile içi şiddetin oranını göstermesi bakımından önemli olduğunu söyledi.
Şiddet fiziksel, cinsel, psikolojik
ve ekonomik olabiliyor
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun, “Ceza Hukuku Açısından Kadına Yönelik Şiddet” konusunda bilgi vererek, özellikle şiddete uğrayan, uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olanların korunması için hukuki çalışmalar yapıldığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Kurşun, “Kişinin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıya ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış şiddet olarak tanımlanıyor” şeklinde konuştu.
Yoğun göç, çarpık kentleşme, sosyal patlama
Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız, “Güneydoğu’da kadın intiharlarının sosyolojik boyutu” hakkında değerlendirmede bulunarak, ülkemizde özellikle 1980’lerden sonra yoğun göç, çarpık kentleşmenin sonucu olarak sosyal bir patlama yaşadığımızı söyledi.
2009’da 72, 2010’da 67 kişi intihar etti
Doç. Dr. Özkan, “Şiddet, madde bağımlılığı, suç olaylarındaki artış gibi toplumsal problemler bir arada birbiriyle alakalı olarak ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Genel olarak ise intihar nedenleri sosyal değişmeler, ruhsal hastalıklar, madde bağımlılığı, ekonomik sebepler gösterilebilir. Gaziantep ilinde ise 2000 – 2010 yılları arasında Türkiye İstatistik Kurumu’ndan aldığımız rakamlara göre artış söz konusudur. 2000 yılında Gaziantep’te 33 intihar vakası gerçekleşmiş iken, 2009’da 72, 2010’da 67 kişi intihar etmiştir” diyerek, intihar seyrinin Türkiye’dekilerle paralellik arz ettiğini söyledi.
Kadın intiharları erkek intiharlarından fazla
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Altındağ, “İntihara götüren sebepler ve alınacak önlemler, şiddet-intihar ilişkisi” hakkında bilgi verdi. Kadın intiharlarının bölgemizde erkek intiharlarından daha fazla olduğunu söyleyen Prof. Dr. Altındağ, intihar yöntemi olarak ateşli silahların en yüksek oranda olduğunu söyledi.
İntihardan bir hafta önce
çok yoğun stres yaşanıyor
Prof. Dr. Altındağ, “Özellikle genç nüfusta intihar oranları oldukça belirgin. Türkiye genelinde 15-24 yaş aralığında intihar oranları en fazla. Bu oran Güneydoğu Anadolu bölgesinde çok daha fazla. Bu konuda çok sayıda çalıma yaptık. 1997 yılında Diyarbakır’da kadın intiharlarının erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğunu gördük. Yine Batman’da yapılan bir çalışma sonucunda da kadın intiharlarının iki kat daha fazla olduğunu gördük. Türkiye’de erkek intihar oranları kadınlara göre dört kat daha fazla iken bölgemizde bu oranın sekiz kat daha fazladır” diyerek, başka bir çalışmayla intihar girişiminde bulunan kadınların ortak özelliklerinin saptandığını ve özellikle intihardan bir hafta önceki zamanda çok stresli bir yaşam sürdükleri, düşük eğitim düzeyine sahip, işsiz, aile desteğinin az olduğu ve aile stresinin son derece yüksek olduğunun gözlendiğini ifade etti.
Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhan Gündüz, “Sapma Davranışlar ve İntiharlar” konusunda bilgi verdi. Yrd. Doç. Dr. Gündüz, “Günümüzde, dünya genelinde intihar bir suç sayılmamaktadır. Ancak başkasını intihara teşvik etmek veya yardım etmek suç sayılmaktadır. Ülkemizde de intihar suç sayılmamakta ve intihar girişiminde bulunan kişi ölümden kurtulduğunda her hangi bir cezaya çarptırılmamaktadır. Başkasını intihara ikna ve yardım eden kimse ise eğer kişi ölürse Türk Ceza Kanununun 84. maddesine göre üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına çaptırılmaktadır” şeklinde konuştu.
Gazeteci Gül San, aile içi şiddet ve çevre baskısında özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan intihar vakalarına dikkat çekerek, Gaziantep’in göç alan bir il olduğunu söyleyerek, bu göçün bir bölümünün ise Şanlıurfa’dan gerçekleştiğini söyledi. San, “Gaziantep’e ekonomik zorunluluktan dolayı göç yaşanırken, Şanlıurfa’ya daha çok keyfi göçler yapılmaktadır. Göçle şehir yaşantısına adapte olamayan aileler ve çocuklar arasında kuşak çatışması ortaya çıkıyor. Bu çatışma en fazla kadına yansıyor. Erkek bir şekilde kendini ifade edecek alanlar, yollar bulabiliyor ama kadınlar bulamıyor. Bunun için sosyal merkezlerimiz, kadına yönelik, topluma yönelik çalışma yapan yerler mutlaka aile danışmanının bulunması, okullarda rehber hocaların, psikolojik uzmanların bulunması çok önemlidir” diye konuştu.
Vali Yardımcısı İbrahim Yurdakul, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdür Yardımcısı Meral Demirbaş ve Güneydoğum Derneği Başkanı Duygu Sucuka’nın açılış konuşmaları sonrasında başlayan panelin oturum Başkanlığını Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Mutaf yaptı.Panelde; Üniversitemiz Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız tarafından, “Güneydoğu’da kadın intiharlarının sosyolojik boyutu”, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun tarafından “Ceza Hukuku Açısından Kadına Yönelik Şiddet”, Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhan Gündüz tarafından “Sapma Davranışlar ve İntiharlar”, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Altındağ tarafından “İntihara götüren sebepler ve alınacak önlemler, şiddet-intihar ilişkisi” ve Gazeteci Gül San tarafından “Aile içi şiddet ve çevre baskısı” konularında bilgi verildi. Adem Kesenek