ANASAYFA arrow right Güncel

“Türkiye’nin AB’ye üyeliği için daha yakın ilişkiye ihtiyaç var”

“Türkiye’nin AB’ye üyeliği için daha yakın ilişkiye ihtiyaç var”
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.14
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.14
Açılışta konuşan NATO Eski Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, son yıllarda Türkiye ekonomisinin ciddi bir biçimde büyüdüğünü, siyasi ve ekonomik istikrarını koruyarak, küreselleşen iş modelleriyle uluslararası yatırımcıların ilgi odağı haline geldiğin
Açılışta konuşan NATO Eski Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, son yıllarda Türkiye ekonomisinin ciddi bir biçimde büyüdüğünü, siyasi ve ekonomik istikrarını koruyarak, küreselleşen iş modelleriyle uluslararası yatırımcıların ilgi odağı haline geldiğini belirtti. Suriye’de yaşanan savaşın bu gelinen refah düzeyinin önünde önemli bir tehlike oluşturduğunu söyleyen Rasmussen, “Türkiye, Suriye halkı için güvenlik anlamına geliyor. Siyaset savaşmak değil müzakere demektir. Suriye’deki iç savaşı durdurmak elzemdir. AB ile Ortadoğu ve Orta Asya arasında önemli bir köprü işlevi bulunan Türkiye’nin bölgede tesis edilecek barış sürecinde önemli bir rolü bulunmaktadır” dedi.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi öğrencileri Rasmussen’i AB’ne katılım konusu ve NATO soruları ile zorladı. Rasmussen, AB’ye giriş süreci konusundaki sorulara, “Türkiye’nin AB’ye üyeliği için daha yakın ilişkiye ihtiyaç var” şeklinde yanıt verdi.
2014 sonunda bu dönemde
dünyada halen düzensizlik hakim
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise dünya barışının ve dengesinin sağlandığı coğrafyanın Ortadoğu olduğunu savunarak, bölgede barışın sağlanmadan dünyada sağlanamayacağını söyledi. Birinci dünya savaşı ile birlikte kaos ve krizlerin başladığını ve sürecin halen tüm canlılığı ile devam ettiğini anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"2014 sonunda bu dönemde dünyada halen düzensizlik hakim. Bunu karamsar olmak için değil durum tespiti için söylüyorum. Soğuk savaş dönemindeki çift kutuplu denge durumu ortadan kalkmış, gücü elinde bulunduranların dünyaya hakim olduğu bir dönem yaşanıyor. Suriye'deki krizi çözemiyoruz, yıllardır devam ediyor ve devam edecek gözüküyor. Suriye'yi çözemezsiniz Ukrayna'yı da çözemezsiniz. Mevcut BM yapısı krizleri çözmek, savaşları sonlandırmaya müsait değil, tersine kim güçlü ise BM Güvenlik Konseyi'nde kim güçlü ülkeleri sırtını dayadıysa borusunu öttürdüğü bir dünyadayız. Biz dünya sisteminin çözüm üretecek noktaya gelmesini nasıl sağlayacağız buna yoğunlaşmamız lazım. Türkiye olarak dünyanın var olan ve yönetemeyen uluslararası kurum ve kuruluşları fonksiyonlarını yitirmiş olanların yeniden yapılanmasının dünya barışı için zaruri olduğunu söylüyoruz. 5 büyük ülkenin insafına tüm dünya bırakılamaz. Bunun için BM ve diğer küresel kuruluşların yeniden yapılanması önemli bir husustur."



Kurtulmuş sözlerine şöyle devam etti: “Ortadoğu bölgesinin farklılıklar nedeniyle dağılması değil aksine, farklılıklar nedeniyle zenginleşerek yeniden yapılandırılması gerektiğine inanıyoruz. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde gerçekleşen bu sempozyum sadece bölge için değil, dünya için de büyük önem taşımaktadır.”
Türkiye'nin bölgedeki kavganın sebebini anlayarak barış aranması gerektiği kanaatinde olduklarını ve büyük güçlerin bölge üzerinde bir asırdır böl, parçala, yönet stratejisini yürüttüğünü savunan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bu stratejinin bugün aklı karışık şekilde uygulandığını hepimiz görüyoruz. Ama biz daha fazla bölünme değil, bütünleşme, birlik ve dirliği sağlamak istiyoruz. Etnik farklılıklarla ülkelerin dağılmasını değil, bu farklılıkları zenginlik olarak kabul eden yeni anlayışla yapılanmasını hayal ediyoruz. Türkiye siyasi ve iktisadi istikrarıyla ilham kaynağı bir ülkedir. Son 20 yıl içinde Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Kuzey Afrika şimdi Doğu Avrupa kaoslar içinde kavrulurken, çok şükür Türkiye bu süre içerisinde siyasi, iktisadi istikrarını korumuştur. Bu da demokratik süreçleri işletmiş olmamızdan kaynaklanıyor. Darbelere maruz kalmasına rağmen sitemimiz ortaya sandığı getirmeyi başarmış millet irade ve kararını yönetime getirmiştir. Son yıllarda bunu artırıyoruz ve demokratik sürece katkısını artırdıkça bu demokratik örneklilik artacaktır. Bölge halkları yeni ayrılık dağılmış parçalanmasına karşın Türkiye çözüm süreci ile en büyük sorunu ortadan kaldırıyor. Tüm olası iç ve dış provokasyondan haberdarız ama millet desteği oldukça ve silah bırakma iradesi devam ettiği sürece çözüm süreci başarıyla sonuçlanacaktır."

Rasmussen'in ifade ettiği gibi Bosna Hersek modelinin başarılı olacağına inanmadığını anlatan Kurtulmuş, kantonal yönetim anlayışının ülkelerin iyi yönetilememesinin gerekçelerinden olduğunu ifade ederek, "Bu bölgedeki insanlar asırlardır birlikte yaşama kültürüne sahiptir. Uluslararası camia olarak verilecek destek ülkelerin demokratik süreçlerini hızlandırmak, tüm etnik grupların Suriye'nin parçası olarak görmektir. Esad rejimini kenara çekilmeye sağlar, demokratik unsurlar ile birlikte yeni bir demokrasiyi Suriye'de inşa etmeyi başarmak en doğru yönetim olur, aksi durumlar ise parçalanmayı büyütür" diye konuştu.


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *