Söyleyici, “6284 Sayılı Yasa uygulanmıyor, hatta yasanın sağladığı haklar kısıtlanmaya çalışılıyor. 2022 yılında öldürülen kadınların yüzde on yedisi failler hakkında uzaklaştırma kararı olmasına rağmen katledildiler. Yargı her fırsatta kadın katillerine iyi hal ve haksız tahrik indirimi için gerekçe bulmaktan geri durmuyor. ‘Erkek adaleti değil, gerçek adalet’ demek için alanlardayız” dedi.
‘Sosyal destek adı altında kadınlara yapılacak barınma yardımını en az üç çocuk doğurma koşuluna bağlıyor’ hatırlatmasını yapan Söyleyici, “Bakım sorumluluklarıyla birlikte ev içinde artan iş yükümüz cinsiyetçi iş bölümünü derinleştirirken kadınları koruyan ve güçlendiren uygulamalar yerine esnek çalışma modeliyle bizleri düşük ücretlerle güvencesiz, örgütsüz çalıştırmaya mahkûm etmenin yolları aranıyor. Kimliğimizi yok sayanlara, bizleri erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlara karşı emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen denetimine son vermek ve ‘Aileye köle olmayacağız” ifadelerine yer verdi.
Ülkemizde, 13,3 milyon kadın çalışma hayatına katılamıyor
Söyleyici, artan işsizlik, yoksulluk, güvencesiz, kayıt dışı çalışma ile birlikte krizin yarattığı ekonomik şiddeti en ağır biçimde kadınların ödediğinin altını çizdi. “Temel tüketim maddelerine art arda yapılan zamlardan ve ücretlerin giderek erimesinden en fazla etkilenen yine güvencesiz, esnek, enformel işgücü piyasası içerisinde, örgütlenme hakkından yoksun, emek sömürüsüne daha yoğun maruz kalan, biz kadınlar oluyoruz. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde istihdamda cinsiyet açığının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Ücretsiz ev içi bakım emeğinin kadınlar tarafından karşılandığı ülkemizde 13,3 milyon kadın, bakım emeği verdiği için çalışma hayatına katılamıyor” tespitini yaptı.
İstihdamdaki her 10 kadından üçü kayıt dışı çalıştırılıyor
İstihdamdaki her 10 kadından üçünün emeklilik ve sosyal güvenceden yoksun bir şekilde kayıt dışı çalıştırıldığını vurgulayan Söyleyici, “Kadınlar olarak cinsiyet eşitsizliğine ve yoksulluğa karşı mücadele ederken bir yandan da göçmen kadınların bu kötü çalışma ve yaşam koşullarına ek olarak karşılaştıkları ırkçı, ayrımcı politikalara, sınır dışı edilme kaygısıyla daha fazla mobbing ve tacize maruz kalmalarına karşı dayanışmayı örüyoruz. Emeğimizin yok sayılmasına, işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz, kayıt dışı sömürü koşullarında çalışmaya karşı, güvenceli çalışma, güvenli gelecek talebimizi haykırmak için 25 Kasım’da alanlardayız” açıklamasını yaptı. Adem Kesenek