Şehitkamil Belediyesi CHP Meclis Üyesi Zeynel Güçyetmez’in Metro alış-veriş merkezinin arkasındaki inşaatın durdurulması için açtığı dava sonuçlandı ve Bölge İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Hatırlanacağı üzere daha önce de 2. Asliye Hukuk Mahkemeside yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Yargı kararına uyularak inşaatların durdurulması gerekiyor
Konuyla ilgili Sabah’a konuşan Güçyetmez, “Yargı kararları tavsiye değil, hukuki belge olduğundan Anayasa’nın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereği 30 gün içerisinde geciktirilmeksizin inşaatların durdurulması gerekir. İnşaatlar durdurulmadığı takdirde taşınmaz sahipleri belediyeye tazminat davası açar ve kamu zarara uğratılır. Bu nedenle yargı kararına uyularak inşaatların durdurulması gerekmektedir“dedi. Konut ve ticari yapılaşmanın önü açıldı
Güçyetmez, “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nın bir parçası olan 200 bin metrekarelik yeşil alanda25 Kasım 2015 yılında plan revizyonu yaparak o bölgede vatandaşlardan yüzde 40yasal dop’un(düzenleme ortaklık payı)üzerinde ve yüzde 25’de kendisi bağış almak suretiyle plan revizyonu gerçekleştirdi. Yapılan plan revizyonuyla öncesinde yeşil alan olan 200 bin metrekarelik alana 15 katlı yapılaşma öngörülerek konut ve ticari yapılaşmanın önü açıldı” ifadesini kullandı.
Yargı kararları tavsiye değil, hukuki belgedir
Plan revizyonuna karşı kamu yararı taşımadığı amacıyla kente duyarlılıktan ve gelecek nesilleri düşünerek idari yargı da dava açtığını belirten Güçyetmez, “Gaziantep 2. İdare Mahkemesi öncesinde davayı reddetti, ancak İstinaf Mahkemesi olan Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu ile başvurdum. Bölge İdare Mahkemesi de 2. İdare Mahkemesi’nin kararını hukuka aykırı bularak yürütmenin durdurulması kararını verdi. Şimdi o alanda inşaat hızla devam etmektedir. Bilindiği üzere yargı kararları tavsiye değil, hukuki belge olduğundan Anayasa’nın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereği 30 gün içerisinde geciktirilmeksizin inşaatların durdurulması gerekir. Çünkü inşaatlar durdurulmadığı takdirde taşınmaz sahipleri belediyeye tazminat davası açar ve kamu zarara uğratılır. Bu nedenle yargı kararına uyularak inşaatların durdurulması gerekmektedir” şeklinde açıklama yaptı.
Bir kentin karakterini ve özelliğini yeşil alanların belirler
Bir kentin karakterini ve özelliğini yeşil alanların belirlediğini vurgulayan Güçyetmez, “İnsanlar yaşadığı kentte nefes alabilmeli. Eğer bir kenti komple beton yığını haline getirdiğimiz takdirde yarın toprak kalmayacak. Toprak kalmadığı zaman küresel ısınma ve betonlaşmanın etkisiyle Gaziantep’te hava kirliliği başta olmak üzere trafik yoğunluğu, sel ve elektrik kesintileri gibi olumsuz olayların yaşanması muhtemel olacaktır” diye konuştu. Bu doğru bir yaklaşım değildir
“Şu anda bile trafik sorunu had safhadadır. Gaziantep’te hava kirliliği yönünden üçüncü sıradadır” diyen Şehitkamil Belediyesi CHP Meclis Üyesi Zeynel Güçyetmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu açıdan baktığımızda kişi başına en az 3 metre kare yeşil alan düşmesi zorunlu iken belediyenin mevcut yeşil alanı yapılaşmaya açmasının hiçbir mantığı yoktur. Belediye tam tersine sosyal donatı alanlarını artırarak, halkın yaşam koşullarını iyileştirmesi gerekir. Ancak mevcut uygulamada ise maalesef belediyeler halkın ortak kullanım alanlarını plan değişikliği yoluyla rantını yükselterek, satışını öngörüp belediyenin bütçe açıklarını kapatmaya çalışıyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Bunun ne sosyal ne de çağdaş belediyecilik ile bağdaşır yönü bulunmamaktadır. Bu nedenle Gaziantep kamuoyunun da çevresine sahip çıkmasını ve toplumsal duyarlılık göstermesini bekliyorum.”
Belediyenin karara uyması Anayasal zorunluluktur
Yapılan bilimsel araştırmalara göre 10 metrekare yeşil alanın bir insanın bir günde tükettiği oksijeni ürettiğine dikkat çeken Güçyetmez, “Yani insan yaşamı ve sağlığı açısından bu kadar önemdir. Ayrıca 15 katlı yapılaşma izni verilirken yanında ki binalara 8 katlı yapılaşma izni verdiğin takdirde bu planlamada eşitlik ilkesine de aykırıdır. Belediye olarak ayrım yapamazsınız. O bölge oturanlara ve kamuya büyük bir haksızlık yapılmış olur. Yargı, belediyeye senin yaptığın işlem imar mevzuatına ve hukuka aykırıdır diyor. İnsanların haksızlığa ve hukuksuzluğa uğradığı zaman gideceği yer yargıdır. Anayasamıza göre yargı organlarının kararları da bağlayıcı olduğundan belediyenin karara uyması Anayasal zorunluluktur. Umarım belediye yargı kararının gereğini yerine getirerek en azından kamu zararının önüne geçmiş olur”diyerek konuşmasına devam etti.
Yargının ikinci defa dur dediği yerde işlemlerin bir an önce durması gerekir
Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunun belirtildiğinin altını çizen Güçyetmez, “Hukuk devletinde belediyenin veya herhangi bir idarenin yargının yürütmeyi durdurma kararını verdikten sonra o alanda bir çivi dahi çakılmamasına müsaade etmemesi gerekir. İstinaf Mahkemesi artık temyiz mahkeme niteliği kazandı. Bu nedenle alt mahkemenin vermiş olduğu kararları üst mahkeme düzelttiği zaman geriye dönüşü olmuyor. O nedenle belediyenin yapabileceği hukuksal bir şeyi yoktur. Eğer aşiret devleti isek yargı kararı uygulanmaz, yargı kararının uygulanmadığı bir toplumda kaos yaşanır.Büyükşehir Belediyesi yargının ikinci defa dur dediği bir alanla ilgili işlemlerin bir an önce durdurması gerekir” diye açıklama yaptı.Hüseyin Karataş
Konuyla ilgili Sabah’a konuşan Güçyetmez, “Yargı kararları tavsiye değil, hukuki belge olduğundan Anayasa’nın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereği 30 gün içerisinde geciktirilmeksizin inşaatların durdurulması gerekir. İnşaatlar durdurulmadığı takdirde taşınmaz sahipleri belediyeye tazminat davası açar ve kamu zarara uğratılır. Bu nedenle yargı kararına uyularak inşaatların durdurulması gerekmektedir“dedi. Konut ve ticari yapılaşmanın önü açıldı
Güçyetmez, “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nın bir parçası olan 200 bin metrekarelik yeşil alanda25 Kasım 2015 yılında plan revizyonu yaparak o bölgede vatandaşlardan yüzde 40yasal dop’un(düzenleme ortaklık payı)üzerinde ve yüzde 25’de kendisi bağış almak suretiyle plan revizyonu gerçekleştirdi. Yapılan plan revizyonuyla öncesinde yeşil alan olan 200 bin metrekarelik alana 15 katlı yapılaşma öngörülerek konut ve ticari yapılaşmanın önü açıldı” ifadesini kullandı.
Yargı kararları tavsiye değil, hukuki belgedir
Plan revizyonuna karşı kamu yararı taşımadığı amacıyla kente duyarlılıktan ve gelecek nesilleri düşünerek idari yargı da dava açtığını belirten Güçyetmez, “Gaziantep 2. İdare Mahkemesi öncesinde davayı reddetti, ancak İstinaf Mahkemesi olan Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu ile başvurdum. Bölge İdare Mahkemesi de 2. İdare Mahkemesi’nin kararını hukuka aykırı bularak yürütmenin durdurulması kararını verdi. Şimdi o alanda inşaat hızla devam etmektedir. Bilindiği üzere yargı kararları tavsiye değil, hukuki belge olduğundan Anayasa’nın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereği 30 gün içerisinde geciktirilmeksizin inşaatların durdurulması gerekir. Çünkü inşaatlar durdurulmadığı takdirde taşınmaz sahipleri belediyeye tazminat davası açar ve kamu zarara uğratılır. Bu nedenle yargı kararına uyularak inşaatların durdurulması gerekmektedir” şeklinde açıklama yaptı.
Bir kentin karakterini ve özelliğini yeşil alanların belirler
Bir kentin karakterini ve özelliğini yeşil alanların belirlediğini vurgulayan Güçyetmez, “İnsanlar yaşadığı kentte nefes alabilmeli. Eğer bir kenti komple beton yığını haline getirdiğimiz takdirde yarın toprak kalmayacak. Toprak kalmadığı zaman küresel ısınma ve betonlaşmanın etkisiyle Gaziantep’te hava kirliliği başta olmak üzere trafik yoğunluğu, sel ve elektrik kesintileri gibi olumsuz olayların yaşanması muhtemel olacaktır” diye konuştu. Bu doğru bir yaklaşım değildir
“Şu anda bile trafik sorunu had safhadadır. Gaziantep’te hava kirliliği yönünden üçüncü sıradadır” diyen Şehitkamil Belediyesi CHP Meclis Üyesi Zeynel Güçyetmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu açıdan baktığımızda kişi başına en az 3 metre kare yeşil alan düşmesi zorunlu iken belediyenin mevcut yeşil alanı yapılaşmaya açmasının hiçbir mantığı yoktur. Belediye tam tersine sosyal donatı alanlarını artırarak, halkın yaşam koşullarını iyileştirmesi gerekir. Ancak mevcut uygulamada ise maalesef belediyeler halkın ortak kullanım alanlarını plan değişikliği yoluyla rantını yükselterek, satışını öngörüp belediyenin bütçe açıklarını kapatmaya çalışıyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Bunun ne sosyal ne de çağdaş belediyecilik ile bağdaşır yönü bulunmamaktadır. Bu nedenle Gaziantep kamuoyunun da çevresine sahip çıkmasını ve toplumsal duyarlılık göstermesini bekliyorum.”
Belediyenin karara uyması Anayasal zorunluluktur
Yapılan bilimsel araştırmalara göre 10 metrekare yeşil alanın bir insanın bir günde tükettiği oksijeni ürettiğine dikkat çeken Güçyetmez, “Yani insan yaşamı ve sağlığı açısından bu kadar önemdir. Ayrıca 15 katlı yapılaşma izni verilirken yanında ki binalara 8 katlı yapılaşma izni verdiğin takdirde bu planlamada eşitlik ilkesine de aykırıdır. Belediye olarak ayrım yapamazsınız. O bölge oturanlara ve kamuya büyük bir haksızlık yapılmış olur. Yargı, belediyeye senin yaptığın işlem imar mevzuatına ve hukuka aykırıdır diyor. İnsanların haksızlığa ve hukuksuzluğa uğradığı zaman gideceği yer yargıdır. Anayasamıza göre yargı organlarının kararları da bağlayıcı olduğundan belediyenin karara uyması Anayasal zorunluluktur. Umarım belediye yargı kararının gereğini yerine getirerek en azından kamu zararının önüne geçmiş olur”diyerek konuşmasına devam etti.
Yargının ikinci defa dur dediği yerde işlemlerin bir an önce durması gerekir
Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunun belirtildiğinin altını çizen Güçyetmez, “Hukuk devletinde belediyenin veya herhangi bir idarenin yargının yürütmeyi durdurma kararını verdikten sonra o alanda bir çivi dahi çakılmamasına müsaade etmemesi gerekir. İstinaf Mahkemesi artık temyiz mahkeme niteliği kazandı. Bu nedenle alt mahkemenin vermiş olduğu kararları üst mahkeme düzelttiği zaman geriye dönüşü olmuyor. O nedenle belediyenin yapabileceği hukuksal bir şeyi yoktur. Eğer aşiret devleti isek yargı kararı uygulanmaz, yargı kararının uygulanmadığı bir toplumda kaos yaşanır.Büyükşehir Belediyesi yargının ikinci defa dur dediği bir alanla ilgili işlemlerin bir an önce durdurması gerekir” diye açıklama yaptı.Hüseyin Karataş