Yeni liseye giriş sınavı ile ilgili basın açıklaması yapan Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, “Bir anda talimatla herhangi bir bilimsel çalışma, altyapı hazırlığı olmadan bir anda kaldırılan TEOG’un yerine 51 gün sonra var olan eşitsizliği daha da artıracak bir liseye geçiş sistemi getirilmiştir” dedi.
Öğrencilerin yüzde 92’si adrese
dayalı kayıt sistemi ile yerleştirilecek
Liselere geçişte sadece 600 okul için merkezi bir sınav olacağını ve bunun dışında kalan tüm okullara öğrencilerin ikametgahlarına göre yerleşeceğini ifade eden Ay, “Her öğrencinin adresine yakın 5 okulu tercih edeceği, ve bu tercihlerden birisine yerleştirileceği açıklanmıştır. Yani öğrencilerin yaklaşık yüzde 92’si adrese dayalı kayıt sistemi ile yerleştirilecektir. Öğrencilerin sadece yüzde 8’i, Bakan’ın tabiriyle ‘nitelikli’ okullara gidebilecektir” şeklinde konuştu.
“Bakan’ın dediğine göre; 90 dakikada, 60 sorulu bir sınav yapılacaktır. Bu sınavda çocuklara 8.sınıf temel dersleri ağırlıklı olmak üzere 6.ve 7. sınıf temel derslerinden, bütün müfredattan sorular sorulacaktır” diyen Ay, “3 yıllık eğitimin 60 soruda ölçülmesi bilimsel olarak yanlış ve ölçme değerlendirme ilkelerine aykırıdır. Ders başına neredeyse 2 soru düşmektedir. Üstelik bu 60 sorunun hangi kıstaslara göre hangi ders ve konulardan seçileceği belli değildir. Bakan’ın sınavla öğrenci alacak liseler için “nitelikli” tanımını kullanması, bu okulların dışında kalan, okulların yüze 90’ının “niteliksiz” olduğunu ve çocuklarımızın bu niteliksizliğe mecbur bırakılacağını sonucunu doğurmaktadır” diye açıklamada bulundu.
Nitelikli 600 okul hangi
kriterlere göre belirlenecek?
Nitelikli 600 okulun hangi kriterlere göre belirleneceğini soran Ay, “Eğitim bölgeleri oluşturacaklarını, çocukların okullarına dair 5 tercihi bu bölgelere göre seçeceğini açıklamıştır. Bu bölgelerin hangi kriterlere göre ve ne zaman oluşturulacaktır? Kendi bölgesinde çocuğuna kontenjan da bahane edilerek sadece imam hatip lisesi gösterilen bir veli, bu eğitim bölgesini kime şikâyet edecektir? Sadece 600 okulun sınavla öğrenci alacak olması, başarılı çocukların arasındaki yarışı kızıştıracak ve pedagojiye aykırı olarak onların üstündeki yükü, stresi artıracaktır. Bakan Yılmaz, “Okul türlerine göre hiçbir öğrencimizi, istemediği bir başka okul türüne yerleştirmeyeceğiz” demiştir. Ancak fen liselerinin 33 bin, sosyal bilimlerin 10 bin, Anadolu liselerinin 340 bin olmak üzere toplam kontenjan sayısı 380 bindir. Bu okulların tümü adrese dayalı öğrenci alsa dahi 1.2 milyon öğrencinin yaklaşık 800 bini imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilecektir” şeklinde açıklama yaptı.
“Bu yıl eğrisi ve doğrusuyla eski
sistemle devam edileceği açıklanmalı”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın karar verme yetisinin kaybettiğini ileri süren Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir kişi dilek ve temennileriyle MEB'in kararlarını, planlarını değiştirmekte eğitimi yaz-boz tahtasına kolayca çevirebilmektedir. İlk uyarımız şudur; öğrencilerin dört yıl boyunca emeğini heba edecek bir uygulama söz konusudur ve büyük mağduriyetler yaratacaktır. Bugünden tezi yok akılcı, bilimsel, eşit, toplumun kabul ettiği daha adil bir sistem getirilene kadar bu yıl eğrisi ve doğrusuyla eski sistemle devam edileceği açıklanmalıdır” önerisinde bulundu.
Bağımsız bir eğitim
bilim üst kurulu oluşturulmalı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bundan sonra bu tür davranışlar içerisine girmemesi için bağımsız bir şekilde oluşacak bir eğitim bilim üst kurulunun oluşturulması gerektiğini kaydeden Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu kurulun belirleyeceği kısa-orta ve uzun vadeli bir eğitim ana planı topluma güven verecektir. Eğitimde başarı sağlamış ülkelerde olduğu gibi kurulacak ARGE Merkezi’nde; üniversitelerin program geliştirme, eğitim teknolojisi, ölçme ve değerlendirme uzmanlık alanlarından organik destek alarak bu uzmanlık alanlarındaki strateji belirleme, planlama, uygulamayı izleme ve geliştirme çalışmaları bilimsel bir temele dayandırılmalıdır.”
“Eğitim Şurası
acilen toplanmalı”
Eğitim Şurası’nın acilen toplanması gerektiğine dikkat çeken Ay, “Şuranın gündemi "ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş" olmalıdır. Toplanacak bu şûrada ülkemiz tarihinde yapılan sınav şekillerinin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi, sonuçlarının irdelenmesi, çağdaş eğitim sistemlerinin incelenmesi ve toplumsal uzlaşının sağlanması ile oluşacak ve değiştirilmesi düşünülmeyecek seçeneklerin kamuoyu ile paylaşılması zorunluluktur. Tüm bu hazırlıklar ve alt yapı çalışmaları yapılmadan, sınav sisteminde değişiklik yapılması kabul edilemez. Eğitim-İş olarak bu aniden alınan kararların, askıya alınmasını istiyoruz. Yüreği aydınlık, çağdaş bir ülke için çarpan ve bu özlemin çağdaş, laik, bilimsel, adil bir eğitim sisteminden geçtiğini bilen herkesi change.org internet sitesinde “Sınav değiştirme hobiniz, çocuklarımızın fobisi olmasın” başlıklı imza kampanyamıza destek olmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi. Hüseyin Karataş
Öğrencilerin yüzde 92’si adrese
dayalı kayıt sistemi ile yerleştirilecek
Liselere geçişte sadece 600 okul için merkezi bir sınav olacağını ve bunun dışında kalan tüm okullara öğrencilerin ikametgahlarına göre yerleşeceğini ifade eden Ay, “Her öğrencinin adresine yakın 5 okulu tercih edeceği, ve bu tercihlerden birisine yerleştirileceği açıklanmıştır. Yani öğrencilerin yaklaşık yüzde 92’si adrese dayalı kayıt sistemi ile yerleştirilecektir. Öğrencilerin sadece yüzde 8’i, Bakan’ın tabiriyle ‘nitelikli’ okullara gidebilecektir” şeklinde konuştu.
“Bakan’ın dediğine göre; 90 dakikada, 60 sorulu bir sınav yapılacaktır. Bu sınavda çocuklara 8.sınıf temel dersleri ağırlıklı olmak üzere 6.ve 7. sınıf temel derslerinden, bütün müfredattan sorular sorulacaktır” diyen Ay, “3 yıllık eğitimin 60 soruda ölçülmesi bilimsel olarak yanlış ve ölçme değerlendirme ilkelerine aykırıdır. Ders başına neredeyse 2 soru düşmektedir. Üstelik bu 60 sorunun hangi kıstaslara göre hangi ders ve konulardan seçileceği belli değildir. Bakan’ın sınavla öğrenci alacak liseler için “nitelikli” tanımını kullanması, bu okulların dışında kalan, okulların yüze 90’ının “niteliksiz” olduğunu ve çocuklarımızın bu niteliksizliğe mecbur bırakılacağını sonucunu doğurmaktadır” diye açıklamada bulundu.
Nitelikli 600 okul hangi
kriterlere göre belirlenecek?
Nitelikli 600 okulun hangi kriterlere göre belirleneceğini soran Ay, “Eğitim bölgeleri oluşturacaklarını, çocukların okullarına dair 5 tercihi bu bölgelere göre seçeceğini açıklamıştır. Bu bölgelerin hangi kriterlere göre ve ne zaman oluşturulacaktır? Kendi bölgesinde çocuğuna kontenjan da bahane edilerek sadece imam hatip lisesi gösterilen bir veli, bu eğitim bölgesini kime şikâyet edecektir? Sadece 600 okulun sınavla öğrenci alacak olması, başarılı çocukların arasındaki yarışı kızıştıracak ve pedagojiye aykırı olarak onların üstündeki yükü, stresi artıracaktır. Bakan Yılmaz, “Okul türlerine göre hiçbir öğrencimizi, istemediği bir başka okul türüne yerleştirmeyeceğiz” demiştir. Ancak fen liselerinin 33 bin, sosyal bilimlerin 10 bin, Anadolu liselerinin 340 bin olmak üzere toplam kontenjan sayısı 380 bindir. Bu okulların tümü adrese dayalı öğrenci alsa dahi 1.2 milyon öğrencinin yaklaşık 800 bini imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilecektir” şeklinde açıklama yaptı.
“Bu yıl eğrisi ve doğrusuyla eski
sistemle devam edileceği açıklanmalı”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın karar verme yetisinin kaybettiğini ileri süren Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir kişi dilek ve temennileriyle MEB'in kararlarını, planlarını değiştirmekte eğitimi yaz-boz tahtasına kolayca çevirebilmektedir. İlk uyarımız şudur; öğrencilerin dört yıl boyunca emeğini heba edecek bir uygulama söz konusudur ve büyük mağduriyetler yaratacaktır. Bugünden tezi yok akılcı, bilimsel, eşit, toplumun kabul ettiği daha adil bir sistem getirilene kadar bu yıl eğrisi ve doğrusuyla eski sistemle devam edileceği açıklanmalıdır” önerisinde bulundu.
Bağımsız bir eğitim
bilim üst kurulu oluşturulmalı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bundan sonra bu tür davranışlar içerisine girmemesi için bağımsız bir şekilde oluşacak bir eğitim bilim üst kurulunun oluşturulması gerektiğini kaydeden Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu kurulun belirleyeceği kısa-orta ve uzun vadeli bir eğitim ana planı topluma güven verecektir. Eğitimde başarı sağlamış ülkelerde olduğu gibi kurulacak ARGE Merkezi’nde; üniversitelerin program geliştirme, eğitim teknolojisi, ölçme ve değerlendirme uzmanlık alanlarından organik destek alarak bu uzmanlık alanlarındaki strateji belirleme, planlama, uygulamayı izleme ve geliştirme çalışmaları bilimsel bir temele dayandırılmalıdır.”
“Eğitim Şurası
acilen toplanmalı”
Eğitim Şurası’nın acilen toplanması gerektiğine dikkat çeken Ay, “Şuranın gündemi "ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş" olmalıdır. Toplanacak bu şûrada ülkemiz tarihinde yapılan sınav şekillerinin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi, sonuçlarının irdelenmesi, çağdaş eğitim sistemlerinin incelenmesi ve toplumsal uzlaşının sağlanması ile oluşacak ve değiştirilmesi düşünülmeyecek seçeneklerin kamuoyu ile paylaşılması zorunluluktur. Tüm bu hazırlıklar ve alt yapı çalışmaları yapılmadan, sınav sisteminde değişiklik yapılması kabul edilemez. Eğitim-İş olarak bu aniden alınan kararların, askıya alınmasını istiyoruz. Yüreği aydınlık, çağdaş bir ülke için çarpan ve bu özlemin çağdaş, laik, bilimsel, adil bir eğitim sisteminden geçtiğini bilen herkesi change.org internet sitesinde “Sınav değiştirme hobiniz, çocuklarımızın fobisi olmasın” başlıklı imza kampanyamıza destek olmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi. Hüseyin Karataş