Yeşil alanların konumu, niteliği ve erişilebilirlikleri iyi değerlendirilmeli
Özbadem, “İmar, Peyzaj Master Planları, altlık olduğu imar planlarına şekillenmeli. Bu konularda peyzaj mimarlarına da çok büyük sorumluluk düşüyor. Binalar doğru yerde ve zeminde, parklarımız ve açık yeşil alanlar doğru yerde olursa büyük ölçüde kentlerimiz hem afet hem de yaşam için de uygun hale gelecek. İnsanların hayatını kaybettiği afet bölgelerindeki illere baktığımızda maalesef hiçbir şekilde ekolojik tabanlı bir planlama yapılmadığına şahit oluyoruz. O yüzden yeşil alanların konumu, niteliği ve erişilebilirlikleri iyi değerlendirilmeli” açıklamasını yaptı.
Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu kesinlikle unutulmamalı
Parkların hem alt hem de üst yapı bakımından donanımlı olması gerektiğini vurgulayan Özbadem, “Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu kesinlikle unutulmamalı. Parklar cetvel artığı yerlerde değil, ulaşımı kolay yüksek katlı, bina yoğunluğunun az olduğu geniş alanlar üzerine yapılmalı. Parklarımızın açık ve geniş yeşil alanların alt yapısında üzerine çadır veya konteyner geldiğinde hizmet verebilecek şekilde hazırlanmalı. Seyyar WC ile duş için alanlara bırakılmalı. Elektrik, su ve gider alt yapıları maksimum kullanım hesap edilerek yapılmalı. Afet durumlarında yer alacak seyyar mutfaklar sağlık tesisleri için de standart ölçüler belirlenmeli ve tüketim kapasiteleri mutlaka göz önünde bulundurulmalı” şeklinde konuştu.
Sorun bu noktada başlıyor
Sosyal donatının en önemli unsuru olan açık yeşil alanlar, diğer sosyal donatıların içerisinde hiçbir kriter göz önünde bulundurulmadan, diğer sosyal donatılardan arta kalan alanlarda planlanıyor. Ama sorun bu noktada başlıyor. Peyzaj mimarları olarak içinde olmamız gereken planlama sürecine genellikle en sonda bina ve diğer donatılar yerleştikten sonra dahil oluyoruz. Bulunduğumuz alana gölge yapan ağaç dik, buraya çim istiyoruz ama bırakılan alanın altındaki sistem ağaç dikmek için uygun değil, çim yapılıyor ama yeterli su yok, sürdürülmesi çok zor olan alanlar omuz gücüyle ayakta tutulmaya çalışılıyor. Artık afet gerçeğinin hayatımızın bir parçası olduğunu anlayıp buna uygun şekilde davranmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.
RSS