ANASAYFA arrow right Güncel

Yeşil alanların imara açılmasıyla kente büyük kötülük yapılıyor

Yeşil alanların imara açılmasıyla kente büyük kötülük yapılıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.43
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.43
Gökhan Çeliktirk’e “Okanlar’ın Fevzi Çakmak üzerindeki devasa binası, Primemall’un yanındaki 30-40 katlı dev binalar, son olarak Karmen Çiçek’in yerine dikilen ilçe belediyesinin ortak olduğu söylenen binalar kent mimarisi aç
Gökhan Çeliktirk’e “Okanlar’ın Fevzi Çakmak üzerindeki devasa binası, Primemall’un yanındaki 30-40 katlı dev binalar, son olarak Karmen Çiçek’in yerine dikilen ilçe belediyesinin ortak olduğu söylenen binalar kent mimarisi açısından bir katliam değil mi?” diye sorduk, “Şehrin görüntüsü açısından kesinlikle hoş olmayan şeyler, bunları tasvip etmiyoruz” diye konuştu.. Belediyenin Metro’nun arka kısmındaki yüksek yapılaşmaya izin vermemesi ve hatasından bir an önce dönmesi gerektiğini ifade etti

Yeşil alanların imara açılmasıyla
kente büyük kötülük yapılıyor
Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk, “Gaziantep’i seven her kesim, her vatandaş, her belediyeci, her başkan özellikle yeşil alan olan bir yeri imar değişikliği yapıp da yapılaşmaya açtığı dakika, şehre en büyük kötülüğü yapıyor” diye konuştu. Gaziantep’te yükselen çok katlı şaibeli yapılar ve yaratılan rant üzerine konuştuğumuz İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk, yeşil alanların kesinlikle imara açılmaması gerektiğini ve belediyenin yeşil alanları imara açarak hata yaptığını söyledi.

Çeliktürk “Her taraf 4’er 5’er kat, ortada bir adanın 10 kat olması gerçekten doğru değil. Hele hele bu arsalar, öncesinde yeşil alan ise metronun arkasında olduğu gibi, yıllardır yeşil alan olan yerler imara açıldı. Ben olaya teknik açıdan bakıyorum, bu Metro’nun çevresinin kesinlikle 15’şer katlı yapılara açılmaması gerekiyor. Belediye burada hata yapıyor. Ve bu hatadan bir an önce dönmesi gerekiyor. Çünkü yarın veya başka zaman depremle karşılaştığımız zaman Şehitkâmil bölgesinde, İbrahimli bölgesinde, toplanma alanlarımız için yer kalmıyor” dedi.

Belediyelerin belirli bölgelerde kat
yüksekliği sınırını koruması gerekiyor
-Kentin belli yerlerinde çevredeki 4-5 katlı binaların aksine çok katlı şaibeli binalar yükseliyor. Belediyelerin bu yapılaşmaya engel olması gerekmez mi?
Tabi ki belediyelerin belirli bölgelerde kat yüksekliği sınırını koruması gerekiyor. Aynı bölge de aynı yerde 5 katlı iken bir taraf 10 katlı olduğu zaman şehrin estetik açısından görüntüsünü bozuyor. Hem biliyorsunuz şehrimizin bir hava sirkülasyonu var, bu tür binalar hava sirkülasyonuna engel oluyor. Tabi belediye buralarda ada bazlı imar değişikliği yapıp ellerindeki arsayı satıyorlar. Buradan aldıklarıyla da tabi ki kendi giderlerini karşılamaya çalışıyorlar. Ben yoğun bir şekilde 4-5 katlı binaların olduğu yerde yüksek katlı binaların çıkmasını hiç doğru bulmuyorum. Ama belediyelerinde kendi çaplarında giderleri var, bunları karşılayabilmek adına bu tür şeyleri yaptıklarını söylüyorlar. Yani Gaziantep’i seven her kesim, her vatandaş, her belediyeci, her başkan özellikle yeşil alan olan bir yeri imar değişikliği yapıp da yapılaşmaya açtığı dakika şehre en büyük kötülüğü yapıyor. Gaziantep’in rüzgârı batıdan geliyor. Batı yönünde yüksek binaların olmaması gerekiyor. Ama onun dışında farklı yerlerde ve bölgelerde yüksek katlı binalar yapabilirler.

-Okanlar’ın Fevzi Çakmak üzerindeki devasa binası, Primemall’un yanındaki 30-40 katlı dev binalar, son olarak Karmen Çiçek’in yerine dikilen ilçe belediyesinin ortak olduğu söylenen binalar kent mimarisi açısından bir katliam değil mi?
Estetik açısından çok kötü görünüşlü binalar bunlar. Hem estetik açıdan kötü, hem de o bölgenin trafik yoğunluğunu artırıcı şeyler. O yüzden ada bazında yapılan imar değişiklikleri diğer çevre adalarda düşük kat olduğu zaman, şehrin görüntüsü açısından kesinlikle hoş olmayan şeyler, bunları tasvip etmiyoruz.

-Gaziantep yoğun hava kirliliği yaşayan bir kent. Kent yapılaşmasının yatay olması hava sirkülasyonu açısından önemli. Güya Şehitkâmil’de yeni alanlar imara açılıyor ama buna karşılık kent merkezinde ranta dayalı dikey yapılaşma hız kesmiyor, bu konuda neler söyleyeceksiniz?
-Her taraf 4’er 5’er kat ortada bir adanın 10 kat olması gerçekten doğru değil. Hele hele bu arsalar öncesinde yeşil alan ise.
Ben olaya teknik açıdan bakıyorum, Metronun olduğu bölgenin kesinlikle 15’şer katlı yapılara açılmaması gerekiyor. Belediye burada bir hata yapıyor. Ve bu hatadan bir an önce dönmesi gerekiyor. Ben her zaman o bölgenin bir afet anında kullanılabileceğini düşünüyordum ama Büyükşehir Belediyesi imar tadilatı yaptı. İmara açtı. Bizim Gaziantepliler olarak belediye başkanından tutun, vatandaşa kadar bütün yeşil alanlarına sahip çıkmamız gerekiyor. En başta da belediye başkanlarının sahip çıkması gerekiyor. Ama dediğim gibi onların masrafları çok fazla, bu tür şeyleri mevcut iktidarla görüşüp giderlerini o şekilde karşılamaları en doğrusu.
Metronun orası. Metronun arkası 6’şar katlı ama, 15 katlı devasa binalar dikiyorlar. Buna kesinlikle fırsat verilmemesi lazım. Hata yapılmıştır ve belediyenin bu hatadan en kısa zamanda dönmesi lazım. Fatma Şahin’e buradan sesleniyorum, en kısa zamanda bu hatadan dönmesi gerekiyor. Burası gerçekten Gaziantep için elzem bir yer Mimarlar Odası Başkanımızın da beyanatları var.. Bir sürü imar tadilatı geliyor meclise dedi. Ama Metronun orasının kesinlikle yeşil alan kalması gerekiyor.

-Birileri rant elde edecek diye tüm kentin kaderiyle oynamak vicdani ve ahlaki bir davranış mıdır?
Metro’nun oradan bahsedeceğim yine. Orada oturan halkla beraber gittik bir basın açıklaması yaptık, halkın isyanına ortak olduk. Bu tamamen vicdani sorumluluğumuzdur. Oda olarak bu tür şeyler o yüzden gittik halka destek verdik bu konuda tamamen vicdanlı birinin yapmaması gereken bir şey.

Yaptığımız basın açıklamasına yetkililerden bir cevap gelmedi mi?
Yok, hayır gelmedi. Yani bakın ben şunu demek istiyorum. Tabi ada bazındaki böyle yapılaşmanın olduğu yerlerdeki imar değişikliklerine de karşı çıkacağız. Ama Metronun olduğu bölge Gaziantep’in tamamen can damarıdır. Orada kesinlikle yapılaşmamaya müsaade edilmemesi gerekir. Orası spor alan tesisi olarak geçmekte ve afette sahra hastanesi alanı olarak geçmektedir. Böyle bir bölgeyi imara açmak gerçekten çok büyük bir hatadır, Büyükşehrin de bu hatadan dönmesini bekliyoruz. Zaten Mimarlar Odamızın ortak bir şekilde mahkemeye verdi. Buraya bizde destek olduk verdik. Bu konuda da büyük ihtimalle olumlu şeyler olacağını düşünüyoruz.

-İnşaat Mühendisleri olarak siz belediyelere bu konuda uyarıda bulunuyor musunuz?
Belediye başkanları bize ziyaret geldikleri dakika, Gaziantep’in gri Gaziantep olduğunu, Gri Gaziantep’ten vazgeçmenin veya Gri Gaziantep’i yeşil alana döndürmenin belediyelerin elinde ve inisiyatifinde olduğunu söylüyoruz. Bu tür yerlerde imar değişikliğinin olmaması gerektiğini her zaman dile getiriyoruz. Ama bunu bizim dile getirmemiz önemli değil. Belediye meclislerindeki halkın seçtiği meclis üyelerinin de biraz daha kent sorumluluğunu alıp bu tür imar değişikliklerine izin vermemeleri gerekiyor.

-Bizim havamız kesilirken, bazılarının haksız yere cebi doluyor değil mi?
Belediye kendi bünyesindeki yerlerde imar değişikliği yapıyor, buradan elde ettiği geliri de halka harcadıklarını söylüyorlar. Dedikleri doğru, kazandıkları parayı halka harcıyorlar. Ama harcadıkları vakitte de Gaziantep’in geleceğiyle oynuyorlar. Buna engel olmak gerekir. Bu sistemden vazgeçmemiz gerekiyor. Mesela belediye bütçesinin büyük bir kısmını arsa satışından oluşturmaktan uzaklaşılması gerekiyor. Biraz daha merkezi bütçeye göre bir şeyler yapılmalı.
-Gaziantep’te ranta dayalı yapılaşmanın boyutları konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bunun için büyük bir araştırmam yok. Nerede ne rant vardır, bunun hakkında çok fazla bilgim yok. Ama dediğim gibi arsa rantına elimizden geldiği kadar, yanlış olan her şeye yanlış diyoruz. Elimizden geldiği kadar itirazlarda bulunuyoruz.

Bir şehirde yüzde 70 arsa bedeli olmaz
-Kent merkezinde 1 milyon- 1 milyon 200 bin, 500 bin gibi rakamlara daire satılıyor. Bu rakamlar başka illerle karşılaştırıldığında çok anormal, ödenen paralar yalnızca beton duvara ödeniyor. Çevreye baktığınızda yine her taraf beton bu nasıl oluyor bu işler?
Arsa fiyatları, Gaziantep’te çok yüksek diğer şehirlere göre. Neredeyse İstanbul ile yarışacak seviyeye geldi. Bu da Gaziantep’in bir cazibe merkezi olduğunu gösteriyor. Gaziantep sanayisi ile güçlü, göç alan, Suriyeli misafirleri barındıran, geniş dinamiği olan bir şehir. Bu fiyatlar arsadan dolayı oluyor. Yüzde 70 arsa bedeli. Önce arsa fiyatlarının düşmesi gerekiyor. Bunu hep dile getirdim. Başkan olduğumdan bu yana her yerde, her platformda Gaziantep’te arsa fiyatlarının yüksek olduğunu söylüyorum. Bir şehirde yüzde 70 arsa bedeli olmaz. Bunu bir şekilde düşürmek belediyelerin sorumluluğunda. Yeni bölgeleri imara açmaları gerektiğini söylemiyorum. İmara açık olan yerlerin bir an önce inşaat aşamasına geçmesini söylüyorum. Böyle olursa inanın şehir merkezindeki bu yüksek fiyatlar kademe kademe düşecektir.

Bu kadar dairenin çok olduğu yerde fiyatların ucuz olması gerekmiyor mu?
Bizim müteahhitlik sektörü çok canlı Gaziantep’te. Yüksek fiyatlı daireleri almak herkesin harcı değil. Ama bu Gaziantep’te sanayinin güçlü olması ile ilgili. Sanayici çocukları olsun, dışarıdan gelen yatırımcılar olsun bu tür insanlar alıyor bu daireleri, ama dediğim gibi Gaziantep için çok çok yüksek.

Bu binalarda zengin kesim oturuyor, fakat orta kesim oturamıyor diyebilir miyiz?
Gaziantep’te alt gelir seviyesi göre konut üretmemiz gerekiyor. Acilen belediyelerin bunun önünü açması gerekiyor. Ucuz arsa üretip müteahhittin eline vermesi lazım. Arsa bedeli 70 lira, inşaat bedeli 20 lira, 10 lira da müteahhit para kazanıyor. Arsa bedeli 30 lira, 20 lira inşaat bedeli, 10 lira müteahhit kazansa 60 liraya düşecek otomatikman fiyat. Belediyenin ucuz arsa üretmesi gerekiyor. Şu anda kiracı olan bir şehiriz. Daire almaya kimsenin gücü yetmiyor.

-Sanki emlak sektöründe ipin ucu da kantarın topuzu da kaçmış gibi siz ne dersiniz?
Satışlar şu an çok düşük. Yani beklediğimizin çok altında. Çünkü insanların bir daire veya bir yatırım yapmaları için o bölgenin güvenli olması gerekiyor. İnsanlar güven duyduğu yerlerde daire almak istiyor. Ama Gaziantep Suriye sınırının dibinde ateş hattına bir adım mesafe de olan bir şehir. Hemen yanı başımızdaki Kilis’e biliyorsunuz füzeler geldi, Gaziantep’te bombalama olayları oldu. İnsanların en başta morallerinin yerine gelmesi gerekiyor. Her Gazianteplinin şu an Gaziantep’e sahip çıkması gerekiyor. Gaziantep güvenli şehir değil imajı yaratılmaya çalışılıyor, ama öyle değil, bu tamamen dış kaynaklı Gaziantep ve Türkiye’nin imajını bozan şeyler. O yüzden eminim Suriye’deki ateş sönerse Gaziantep bu işten en hızlı fayda sağlayacak şehirlerden bir tanesi.

Belediyeler bu kadar toplu konut yapıyor, ama bu emlak sahiplerinin iştahını azaltmıyor bir türlü, neden?
TOKİ’ler daire yapıyor doğrudur, ama TOKİ’nin biraz daha kaliteli daire yapması gerekiyor. Şimdi oralarda insan yaşayacak. Bir bakıyoruz çok hızlı yapılan konutlar, çok plansız yapılan konutlar. Yani siz 100 tane daireyi 1 bloka yerleştiriyorsunuz. Hiçbir sosyal donaı alanı yok, araba park yeri yok, daracık daracık daireler. İnsanlar tabi ki bunu tercih etmez. Biz Gaziantepli olarak 2 katlı binalarda, üstünde, terasında oturduğumuz bir toplumdan geliyoruz. 3 katlı binalarda zemin katta iş yeri oluyor, 1. katta kendisi oturuyor, 3. katta çocukları oturuyor. Böyle bir yapıdan gelen bir toplumuz. O yüzden biz toplu konut yaparken biraz daha Gaziantep’in yerel kültürünü baz alarak, bahçe kültürü, sokak kültürü olan bir TOKİ’leşme yoluna gitmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşümünün ana temeli bu olmalıdır. Gazianteplilerin ben burada çok rahat otururum, rahat ederim diyeceğini binalar yapmamız gerekiyor. Şimdi 10 karlı olan, her katta 6 daire olan yerlerde bizim Gaziantep kültürünü alan bir insanın yaşaması çok zor. O yüzden talep olmuyor. Hem de inşaat kalitesi bizim Gaziantep’teki müteahhit sektöründeki kaliteyle bir değil. TOKİ’nin kalitesi biraz daha düşük. Hüseyin Karataş


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *