Yeni eğitim sistemini eleştiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın ideolojik bir tercihle uzun süredir yürüttüğü dönüşüm programı neticesinde, meslek liseleri ve imam hatip liselerinin ortaöğretim içerisindeki payı sistematik biçimde arttırılmıştır. Öğrencilerin meslek liselerine, imam hatip liselerine ve açık liseye fiili olarak yönlendirilmesi, sınav sisteminin bu amaca uygun olarak yapılandırılması, yoksul ailelerin çocuklarının hayatlarına camdan duvarlar örmüş, yükseköğretime geçiş sürecini daha baştan belirler hale gelmiştir” şeklinde konuştu.
İmam hatip liselerine
yönlendirme kolaylaştı
Ersönmez, “Bu genel çerçeve içerisinde ortaöğretim tasarımı modelini incelediğimizde, ‘ortaöğretimde esnek ve modüler yapı’ yalnızca Anadolu liseleri açısından kurgulanmış durumdadır. Ancak MEB’in 2023 Vizyon Belgesi ile birlikte değerlendirildiğinde karşımıza başka bir tablo çıkmaktadır. MEB, “esnek ve modüler yapı” uygulamasını imam hatip okulları için de planlamaktadır. Dolayısıyla bu hedefle uyumlu sadece imam hatip okullarının olması, genel ortaöğretimde geçişliliğin sadece Anadolu liseleri ve imam hatip liseleri arasında olmasına neden olacaktır” dedi.
Ersönmez, “Haliyle meslek liselerinin, fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar, spor liselerinin bu esnek ve modüler yapının dışında tutulması iktidarın politikaları açısından gerçekte yapılmak isteneni gözler önüne sermektedir. Açıktır ki MEB’in esneklik ile tarif ettiği sistem, okul sisteminin geleneksel yapısını alt üst edecek bir sürece işaret etmektedir. Çünkü genel ortaöğretimin temel işlevlerinden birinin yükseköğretime öğrencileri hazırlamak olduğu düşünüldüğünde; zaman içerisinde bu iki okul türünün programlarının birbirine yakınlaşması öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirilmesini kolaylaştıracaktır” ifadelerini kullandı.
Okul tercihinin esas olduğu
geçiş sistemi ele alınmalı
Bireyselleştirilmiş öğretimin dünya genelinde ki eğitimin piyasalaşması anlamına geldiğini vurgulayan Başkan Ersönmez, “Modüler sistem ‘okulu’ yapısal olarak dönüştürmekte ve kurumu pedagojik, bilimsel olarak yapılandırılmış bir kurum olmaktan zaman içerisinde çıkarmakta, ticari bir işletmeyle işlevsel olarak benzeştirme potansiyeli taşımaktadır. Tüm adımlar kurumu, okulu işlevsel ve yapısal olarak olması gerektiği zeminden uzaklaştırmaktadır.
Eğitim Sen olarak bizim için temel sorun; ortaöğretimin hangi düzlemde yeniden yapılandırılacağı sorunudur. Esnek ve modülerlik yerine, öğrencilerimizin gereksinimleri, tercihleri ve isteklerine göre yapılandırılmış dersler üretilmelidir. Eğitim sistemi, okulun tüm bileşenleriyle birlikte yeniden inşa edildiği, işbirliği ve dayanışmayı esas alan demokratik bir yapıda olmalıdır. Okul türü yerine programların farklılaştığı ve öğrencilerin okul tercihinin esas olduğu bir geçiş sistemi ele alınmalıdır”diye açıklamada bulundu.
İmam hatip liselerine
yönlendirme kolaylaştı
Ersönmez, “Bu genel çerçeve içerisinde ortaöğretim tasarımı modelini incelediğimizde, ‘ortaöğretimde esnek ve modüler yapı’ yalnızca Anadolu liseleri açısından kurgulanmış durumdadır. Ancak MEB’in 2023 Vizyon Belgesi ile birlikte değerlendirildiğinde karşımıza başka bir tablo çıkmaktadır. MEB, “esnek ve modüler yapı” uygulamasını imam hatip okulları için de planlamaktadır. Dolayısıyla bu hedefle uyumlu sadece imam hatip okullarının olması, genel ortaöğretimde geçişliliğin sadece Anadolu liseleri ve imam hatip liseleri arasında olmasına neden olacaktır” dedi.
Ersönmez, “Haliyle meslek liselerinin, fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar, spor liselerinin bu esnek ve modüler yapının dışında tutulması iktidarın politikaları açısından gerçekte yapılmak isteneni gözler önüne sermektedir. Açıktır ki MEB’in esneklik ile tarif ettiği sistem, okul sisteminin geleneksel yapısını alt üst edecek bir sürece işaret etmektedir. Çünkü genel ortaöğretimin temel işlevlerinden birinin yükseköğretime öğrencileri hazırlamak olduğu düşünüldüğünde; zaman içerisinde bu iki okul türünün programlarının birbirine yakınlaşması öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirilmesini kolaylaştıracaktır” ifadelerini kullandı.
Okul tercihinin esas olduğu
geçiş sistemi ele alınmalı
Bireyselleştirilmiş öğretimin dünya genelinde ki eğitimin piyasalaşması anlamına geldiğini vurgulayan Başkan Ersönmez, “Modüler sistem ‘okulu’ yapısal olarak dönüştürmekte ve kurumu pedagojik, bilimsel olarak yapılandırılmış bir kurum olmaktan zaman içerisinde çıkarmakta, ticari bir işletmeyle işlevsel olarak benzeştirme potansiyeli taşımaktadır. Tüm adımlar kurumu, okulu işlevsel ve yapısal olarak olması gerektiği zeminden uzaklaştırmaktadır.
Eğitim Sen olarak bizim için temel sorun; ortaöğretimin hangi düzlemde yeniden yapılandırılacağı sorunudur. Esnek ve modülerlik yerine, öğrencilerimizin gereksinimleri, tercihleri ve isteklerine göre yapılandırılmış dersler üretilmelidir. Eğitim sistemi, okulun tüm bileşenleriyle birlikte yeniden inşa edildiği, işbirliği ve dayanışmayı esas alan demokratik bir yapıda olmalıdır. Okul türü yerine programların farklılaştığı ve öğrencilerin okul tercihinin esas olduğu bir geçiş sistemi ele alınmalıdır”diye açıklamada bulundu.