“Eğitim tarihinin çok önemli bir uğrağına tanıklık edeceğiz ve Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılını belirleyecek bir karar alacağız” Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Eğitim, öğrencileri, velileri ve eğitim emekçileri ile eğitim kurumlarında, evde ve sokaklarda tüm yurttaşlar ile etkileşen kamusal bir hizmettir. Eğitim emekçileri dahil, yurttaşlar olarak uygulanan sermaye politikaları ile yoksullaşıyor, yoksunlaşıyor ve yüksek enflasyon koşulları altında eziliyoruz. Türkiye’de gelir dağılımı her gün emekçiler aleyhine, eğitim emekçileri aleyhine kötüleşiyor” tespitini yaptı.
Eğitim emekçileri bilimsel temelde eğitimin yaygınlaştığı bir eğitim için oy verecek
Eğitim ve bilim emekçilerinin, 100 yılı aşkın bir zamandır uğruna mücadele ettiği grev hakkıyla birlikte toplu iş sözleşmesi hakkını kullanmak, insanca geçim ve çalışma koşulları sağlamak için oy vereceğini söyleyen Parlakçı, “Eğitim ve bilim emekçileri, okullarda ve üniversitelerde yaşamın çoğul akışını durduran tek adam rejimine, bu rejimin okullardaki kopyalarına “artık yeter” diyecek, demokratik ve katılımcı bir eğitim sistemine, ILO-UNESCO ortak belgesi olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi ile uyumlu ve “eşit işe eşit ücret” ilkesini yaşama geçirecek yoksulluk sınırının üzerinde adil bir ücret sistemi, ILO 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması, İstanbul Sözleşmesinin geri çekilme kararının geri çekilmesi, kız çocuklarının eğitim haklarının geliştirilmesi, kreşlerin yaygınlaşması, bakım emeği yükünün kadınların üzerinden alınması, bilimsel ve laik eğitimi tahrip eden eğitim politikalarına “artık yeter!” diyecek ve birlikte yaşamın güvencesi olan gerçek ve özgür laiklik ilkesinin geçerlilik kazandığı, tarikat yapılarına desteğin kesildiği, eğitimdeki dinselleşmeye son verilip bilimsel temelde eğitimin yaygınlaştığı bir eğitim için oy verecek” ifadelerini kullandı.
Eğitime ayrılan bütçe ilk aşamada en az iki kat arttırılmalı
Eğitimin temel bir hak ve herkesin parasız yararlanabileceği kamusal bir hizmet olduğunu kaydeden Parlakçı, “Eğitime ayrılan bütçe ilk aşamada en az iki kat arttırılmalı. Devlet okullarının tüm ihtiyaçları genel bütçeden karşılanmalı, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalı. Eğitim ve bilim hizmet kolunda en düşük ücret yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmeli. Ekonomik kayıplarımız, TL’de yaşanan değer kaybı ve satın alma gücündeki azalma üzerinden net bir şekilde hesaplanarak ödenmeli ve söz konusu fark, kamu emekçileri ve emeklilerin taban aylığına mutlaka yansıtılmalı. Öğretmen Meslek Kanunu’nda yer alan ekonomik iyileştirmeler bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde yansıtılmalı, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmeli. Toplu sözleşme görüşmeleri kamu emekçilerinin büyük bölümünün izinli olduğu ağustos ayında değil, Ekim ayında yapılmalı” açıklamasını yaptı.
Yılda en az iki kez, iki maaş tutarında ikramiye ödenmeli
Parlakçı, “En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde bebek bakım üniteleri ile kreş açılmalı, çalışan sayısı 50’den az olan işyerleri birleştirilerek bu hizmet verilmeli. Kadın çalışanların çalışma koşulları iyileştirilmeli, süt izinleri sağlıklı yürütülmeli, kadın çalışanlar için emzirme odaları sağlanmalıdır.
Öğretmen, hizmetli ve teknik personel açıkları sözleşmeli ya da güvencesiz istihdam ile değil, doğrudan kadrolu/güvenceli istihdam ile kapatılmalı. Eğitim ve bilim emekçilerinin tamamına yılda en az iki kez, iki maaş tutarında ikramiye ödenmeli. Ek ders ücretleri arttırılmalı, 1 saatlik ek ders ücreti; 4. derecenin 1. kademesinden aylık alan bir öğretmenin, aylık ve aylığa bağlı parasal haklarının toplamının, bir öğretmenin aylık karşılığı girmek zorunda olduğu ders saatine bölünmesiyle elde edilecek miktar kadar olmalı. Eğitim ve bilim emekçilerine kira yardımı, servis ya da yol parası ve yemek yardımı yapılmalı” çağrısında bulundu.
Öğretmen açıkları kadrolu istihdam yoluyla kapatılmalı
Eğitim öğretim tazminatı senede iki kez en az bir maaş tutarında olması ve ayrım yapılmaksızın bütün eğitim ve bilim emekçilerine ödenmesinin altını çizen Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Eğitimde özellikle 4+4+4 sonrasında artan angarya çalışma ve iş yükü artışına paralel olarak meslek hastalıklarındaki artış dikkate alınarak gerekli önlemler alınmalı. Öğretmen mesleğini itibarsızlaştıran, eğitim ve bilim emekçilerinin emeğini değersizleştiren her türlü politika ve uygulamaya derhal son verilmeli. Öğretmen açıkları kadrolu istihdam yoluyla kapatılmalı, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu acilen çözülmeli.” Adem Kesenek