Hükümetlerin ortalama ömrü 15 ay
Türkiye’nin AB’ye adaylık sürecinin geçmiş yıllarda iyi değerlendirilmediğini, bunun özellikle politik sorunlardan kaynaklandığını vurgulayan Mehmet Şimşek, “1950’den beri bir hükümetin ortalama ömrü 15 ay oldu. Tek başına gelen hükümetler de koalisyon hükümetleri de etkin bir siyaset yapamadı. Tek başına iktidara gelen AKP hükümetinin siyasi deneyimi yok. Hatta yüzde 80-85’i parlamentoya yeni girmiş, deneyimi olmamasına rağmen bunu giderecek etkenleri dikkate alıyorlar. En azından sizi dinliyorlar. Irak, ABD, Kıbrıs Konusunda, ABD ve AB konusunda olsun maceracı olmadılar. AKP, Türkiye için tek partinin hükümet olmasının yanı sıra bir taze nefes olması açısından da önemli” dedi.
AB, Türkiye’yi arka bahçesi olarak görüyor
Türkiye ile müzakere sürecinin başlatılması konusunda ümitli olduğunu, çünkü AB’nin Türkiye’nin ekonomik, siyasi, insan hakları ve eğitim alanında gelişmesinden yana olduğunu ifade eden Şimşek, “Avrupalılar bizi arka bahçeleri gibi görüyor. Bu nedenle Türkiye ile müzakere başlama olasılığı yüksek. Siz bir villada oturuyorsanız, arka bahçenizdeki gecekondu size zarar verilebilir. Onların çocukları eğitim almamışsa, sizin çocuklarınıza, duvarı sağlam değilse, o duvar yıkılırsa size zarar verebilir. Bu nedenle bu gecekondunun boyanmasında, çocuklarının iyi eğitim olanağından yararlanmasına olanak sağlarsınız. Hatta çöpleri kokuyor ya da sizin kapınızın önünde duruyorsa, çöpler kokmasın diye poşet alırsınız. AB’de bu nedenle arka bahçesi olarak gördüğü Türkiye’de eğitim, insan hakları ve ekonomik konuda mesafeler alınmasını istiyor” şeklinde açıklama yaptı.
AB trenini Türkiye kendi eliyle kaçırdı
Şimşek, Türkiye’nin AB’ye üyelik ve müzakere sürecinde geçmişte duyarlı davranmadığına dikkat çekerken, “Treni kaçırmamız da yine suç bizde. Zamanında Avrupa Birliği’ni sadece ekonomik bir birlik gibi görüp kendilerine yaklaşıldığında kaçtılar. Gerekli özeni göstermediler. Şimdiye kadar çoktan tarih alınabilirdi. Ancak şu anda bile AB’nin bizimle görüşmelere başlaması çok önemli bir dinamiktir. Gerçekten AB, evimizi düzeltmek istiyor. Türkiye'nin üye olup olmaması önemli değil. Müzakere süresinde evini düzeltmesi önemli. AB’nin kendi arka bahçesinin temizliği için müzakerelere başlama ihtimali yüksek” diye konuştu.