Efiloğlu Yakından inceleme yapmış!
Kılık kıyafet yönetmeliğine rağmen, türbanlı eşini dilediği zaman öğretmenevine getiren Efiloğlu’nun kendini yasalar ve mevzuatın üstünde gördüğü gözlendi. Efiloğlu, Hülya Keskin’i daha önce kıyafetinden dolayı uyardıklarını, Keskin’in normal kıyafetiyle gelmeye devam etmesi üzerine kapıdan alınmaması yönünde görevlilere talimat verdiğini büyük bir gururla anlatırken, ilginç açıklamasına şöyle devam etti: “Bu kadın, kimi zaman omuzları açık kıyafet giyiyor. Kimi zaman da göbeği açık. Öğretmenevine alınmadığı gün de yine üzerinde beyaz fırfırlı bir gömlek vardı ve gömleğin altından siyah sütyeni gözüküyordu. Siz eşinizle birlikte oturduğunuz yerde çocuğunuz size ‘baba bu kadının gömleğinin altındaki ne’ diye sorsa ne cevap verebilirsiniz? Kadının memeleri görünüyor. Burası plaj mı, insanlar iç çamaşırlarını gösteren kıyafetle geliyor? Böyle bir kıyafetle ailelerin oturduğu yere giremez. Gerekeni yaptık” dedi.
Havalar bile yeterince sıcak değil, nasıl transparan giyilir?
Öğretmenevi görevlilerinden bazıları, Efiloğlu’nun; Keskin’in kıyafetlerinin normalin dışında açık ve şeffaf olduğu iddiasının abartılı olduğunu söylerken, havaların da henüz iddia edilen kıyafetleri giyecek kadar sıcak olmadığını ifade etti. Eğitim Bir Sen Şube Başkanı da olan Öğretmenevi Müdürü Zekeriya Efiloğlu’nun türbanlı olan eşinin dilediği zaman öğretmenevine girdiğini söyleyen Hülya Keskin, “Ben onun eşinin türbanını karışıyor muyum? Eğer beni kılık kıyafet yönetmeliği nedeniyle içeri almıyorlarsa, türbanlı olan eşini de almasın. 4 yıldır rahatça girip çıktığım hatta zaman zaman misafirhanesinde kaldığım, öğretmenevlerinde 3 Kasım seçimlerinden sonra problem yaşamaya başladım” diye konuştu.
Hülya Keskin, “Daha önce de beni ‘Kıyafetin uygun değil’ diye uyardılar. Ben sokakta pek çok kişinin giydiği kıyafetleri giyiyorum. Burada bir kasıt var. Babam yıllarca bu camiaya hizmet etti. Hakkını alıncaya dek mücadele edeceğim” diye konuştu.
“Benden öncekiler de vasıfsızdı”
Vasıfsız olduğu halde bu göreve atandığı iddialarını da yanıtlayan Öğretmenevi Müdürü Zekeriya Efiloğlu kendisini, “Benden öncekiler de vasıfsızdı” şeklinde savundu. Efiloğlu Keskin’in daha önce öğretmenevinde hiçbir uygunsuz hareketine rastlamadıklarını, tek kusurun açık kıyafet giymek olduğunu belirtirken, “Hülya Keskin hakkında bize şikayet başvuruları geldi. Kendisi çok açık kıyafetler giyiyor. Buraya aileler de gelip oturuyor. Siz olsanız eşinizle gelip oturduğunuz bir yerde açık bir kadının oturmasını ister misiniz? Milli Eğitim Müdürü konuyla ilgili olarak benimle görüştü. Amirlerim kararımın yönetmeliğe uygun olduğunu belirterek beni desteklediklerini söylediler. Bu bayan artık hangi kıyafeti giyerse giysin hatta artık kapalı kıyafetlerle de gelse onu içeri almayacağız” şeklinde açıklama yaptı.
Üyeler için olay çıkarıyordu
Efiloğlu, bir soru üzerine Gaziantep öğretmenevinde üyelere alkollü içki verilmemesine ilişkin kararın 2 yıldan bu yana uygulandığını bildirdi. Alkollü içki yasağının gerekçesini kendisinin sonradan öğrendiğini ifade eden Efiloğlu, açıklamasını şöyle tamamladı: “Burada alkol alan bazı üyelerin daha sonra olay çıkardıklarını, çıkan olaylar nedeniyle polisin sık sık öğretmenevine gelmek zorunda kaldığını öğrendim. Bu olaylardan rahatsız olan öğretmen ve öğretmen yakınlarının öğretmenevine uğramamaları nedeniyle işletme zarar etmeye başlamış. Zarar önlenerek buranın açık tutulabilmesi için mecburen alkollü içki yasaklanmış”
Kadrolaşma yavaş yavaş sonucunu gösteriyor
İnsanların kıyafetleriyle uğraşmanın, kadrolaşma süreciyle birlikte başladığını belirten Eğitim Sen Şube Başkanı Mehmet Bozgeyik, “3 Kasım seçimlerinden sonra yapılan atamalarla yönetime gelenler önce öğretmenevi lokalini zarar ettiriyor gerekçesiyle kapattı. Biz sendika olarak bu haksız davranışı Milli Eğitim Bakanlığı’na kadar götürdük. Hatta mecliste bunun için soru önergesi bile verildi. Bugün eğitimci arkadaşlarımızın çoğu bu kurumdan yararlanamazken dışarıdan turlarla şehre gelenlere otel hizmeti verilmektedir. Bunların da büyük bölümü ne eğitimci ne de eğitimci yakınızdır. Bunların bir tek amacı var, kendi gibi düşünenlere ve kendi kesimlerine hizmet etmek ve diğer insanlara baskı yaparak sindirmek” dedi.
Kılık kıyafet yönetmeliği herkese uygulanmalı
“Eğer kılık kıyafet yönetmeliği uygulanacaksa, bu herkese eşit uygulanmalıdır” diyen Bozgeyik şöyle devam etti, “Öğretmenevleri dinlenme yerleridir. Burada resmi dairelerde uygulanan kılık kıyafet yönetmeliğinin uygulanması da ayrıca bir haksızlıktır. Tur için gelenlere böyle bir şart koşmuyorlar. Bu öğretmenevlerinin önümüzdeki süreçte tüm kesimlere kapatılacağının bir sinyalidir. Çünkü amaç kılık kıyafet uygulaması olsa neden türbanlılara izin veriliyor da modern giyimli kadınlara baskı yapılıyor. Bir yerde bir kural ve uygulama varsa bu herkes için ve her kesim için uygulanmalı”