Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, sokak çocukları sorunu konusunda toplumun her kesiminin katkı sunması gerektiğini belirtirken, bu sorunun göz ardı edilmesinin büyük tehlikeleri beraberinde getireceğini söyledi.
Tedbir alınmazsa her biri bir suç makinesi olacak
Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, Polis Okulu’nda düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında mala yönelik tüm suçların yüzde 80’inin çocuklar tarafından işlendiğini, çocukların rehabilite edilmesiyle birlikte suçların yüzde 80 oranın da azalacağını dile getirdi.
Sokak çocukları sorunu
çözülse suç oranı da azalacak
Arslan, “Sokak çocukları problemi konusunda eğer önlem alınmazsa, o çocuklar suç makinesi gibi oluyor. Bu da bizim daha çok suçlu peşinden konuşmamıza neden olacaktır. Mala karşı işlenen suçların yüzde 80’i çocuklar tarafından işleniyor, sokak çocukları sorunu çözümlenirse, mala karşı işlenen suçlarda da yüzde 80 azalma yaşanacaktır” dedi.
Sorunlar toplumun el
ele vermesiyle çözülür
Arslan, “Gaziantep’te ve Türkiye genelinde birtakım mala karşı işlenen suçlar var. Ama bunu çok büyük bir problem olarak da görmüyoruz. Hırsızlık mı çok daha önemli yoksa, çocuk suçlu mu çok daha önemli? derseniz. Çocuk suçlu çok çok daha önemli bizim açımızdan ve toplum açısından. Ama sokak çocuğu sorununu çözümlemezsen bundan 10 yıl sonra daha ürkütücü tablolar karşımıza çıkar. Daha güzel bir Gaziantep, daha güzel bir Türkiye için sokak çocukları sorununu el ele verip çözmek zorundayız” şeklinde açıklama yaptı.
Her şeyi vatandaş polisten bekliyor
Basın toplantısında Arslan’a bazı iş yerlerinin açma kapama saatlerine uymadığı ve bu tür durumlarda nasıl bir işlem yapılması gerektiğiyle ilgili soru yöneltildi. İş yerlerinin hangi saatlerde açılıp kapatılmasının belediye encümeninin kararı olduğunu hatırlatan Arslan, “Eğlence yerleriyle ilgili açılış kapanış saatleri kararını belediye encümeni alıyor. Bizi ilgilendiren yönü pek yok. Ancak her ne hikmetse eski bir alışkanlık her şeyi vatandaş polisten bekliyor. Evinden karısı çıkmasına izin vermiyor 155’e telefon ediyor, ‘karım çıkmama izin vermiyor’ diyor. O da buna benzer bir şey her şey bize iletiliyor. Şimdi gürültü yapan birine polis gürültü yapmanı yasaklıyorum dediği anda sevimsiz hale geliyor. Aslında bizim müdahale etmememiz gerekir. Fakat biz belki sonunda bir kavga çıkar diye müdahale ediyoruz. Ama biz memnunuz. Vatandaşlarımızın bizi aramasından rahatsız olmuyor, biz ilgilenmiyoruz. Git başka yere demiyoruz. Bu da sorumluluk duygusundan kaynaklanıyor” diye konuştu.
Ceza yasaları bağlıyor
Arslan, fuhuşun arttığı ve bu konudaki huzursuzluğun ve endişenin kent halkını rahatsız ettiği şeklindeki soruya ise, “Elbette vatandaşın bu konudaki rahatsızlığından ve endişesinden haberdarız ve bu konuda bize şikayetler de var. Asayiş ahlak ekiplerimiz çalışıyor, denetlediğimiz iş yerleri, kapatılan iş yerleri, kapatma kararı mahkemeye verilenler var. Ancak Ceza Kanunu ve mahkemenin bu insanlara verdiği cezalar belli. Bu insanlar hakkında işlem yapılıyor, ancak tutuklanmıyor. Dolayısıyla yine sokaklarda aynı şeylere devam ediyorlar, bir kez daha yakalanıncaya kadar. Bu konuda son ceza kanunlarında yapılan değişiklik, tutuklanmasını engelliyor. Bu olay iki kişi arasında bir olay delillendirmek biraz zor” diye konuştu.
İhbar bile olsa hâkimden
arama kararı olmalı
Fuhuş olayının bir arz talep meselesi olduğunu vurgulayan Arslan, bir de hep polis yakalayamıyor diye suçluyoruz ama bu işe heves edenler arz talep meselesi. Bu işe heves eden insanları ve bu işe talip olan insanları da yargılamak lazım. Ama biz polis olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Polisin kanunun ötesine geçme hakkı yok. Polis kanuna göre hareket eden hukuk devletinin polisi bir kişinin evinde arama yapmak hakimin kararına bağlı. İhbar bile olsa hakimden arama kararı almadan gitme şansımız yok. Eğer arama kararı almadan gidersen insanların haklarını ihlal etmiş olursunuz ve suç işlemiş olursunuz. Arama kararı alarak gidiyorsunuz, bu da belli bir zamanı gerektiriyor. Belki bu suç da ortadan kalkıyor bile” şeklinde açıklama yaptı.