Ülkemiz ve kentimizdeki emekçilerin açlık sınırının altında ücret aldığını ve tam anlamıyla sefalete terk edildiğini belirten Genel İş 1 Nolu Şube Başkanı Osman Kaplan, gelir dağılımındaki adaletsizliğin en önemli ekonomik sorun olduğunu söyledi. Kaplan, ülkemizde en az kazanandan en çok vergi alındığını belirtirken, "Gelirine göre en çok vergi asgari ücretliden alınıyor" dedi.
Emeği ile geçinenlerin cebine giren para azalıyor
Para ile para kazananların her geçen gün biraz daha zenginleştiğini, emeği ile geçinen insanların ise her geçen gün biraz daha fakirleştiğini ve eline geçen paranın azaldığını belirten Kaplan, "Ülkemizdeki en önemli ekonomik ve sosyal olaylardan biri de gelir paylaşımındaki adaletsizliğin her geçen gün biraz daha artması. Üretim yapmayan, para ile para kazanan insanlar emek sarfetmeden milyonlarca insanın üreterek kazanamadığı parayı elinde tutuyor. Mevcut ekonomik süreçte bunların elde ettiği kar her geçen gün biraz daha artıyor. Fakat kendi çapında üretim yapan ve emeğini kullanan insanlar her gün biraz daha fakirleşiyor. Bence ülkemizdeki en önemli ekonomik sorunların altında gelir dağılımındaki adaletsizlik yatıyor" şeklinde açıklama yaptı.
Asgari ücretli değil geçinmek mutfak masraflarını karşılayamıyor
DİE'nin açıkladığı rakamlara göre, çalışanların aldıkları ücretle geçinmeyi bırakın gıda ihtiyaçlarını bile gideremediğinin altının çizilmesine rağmen asgari ücretin en düşük memur maaşı kadar bile olmasının istenmediğini belirten Kaplan, "Emekçilerin her geçen gün geliri düşüyor. Şu an DİE’nin araştırmaları ve açıkladığı rakamlara göre, bir işçinin mevcut asgari ücret rakamlarından evini geçindirmesi mümkün değil. Asgari ücretliye en düşük memur maaşı bile çok görülüyor. Üstelik en düşük ücretten ciddi bir oranda vergi alınıyor. İşçi en düşük ücretten çalışıyorsa, açlık sınırının altında maaş alıyorsa, neden ondan ülke genelinde en yüksek vergiyi alıyorlar? Bunu anlamak mümkün değil” diye konuştu.
Ülke gerçeklerinden uzak hükümet havanda su dövüyor
"Yapılan araştırmalar yoksulluk sınırının 1 milyar 700 milyon lira olduğunu ortaya koymuş diyen Kaplan, "Bu demektir ki aylık kazancı 1 milyar 700 bin liranın altında olan insanlar yoksul. O zaman bizim ülkemizdeki emekçilerin yüzde yüzü yoksulluk sınırının altında maaş alıyor. Ayrıca bu rakamlara göre ülkemizde küçük bir azınlığın dışındaki milyonlarca insan yoksul. Bir de çalışanların yoksulluk sınırı diye kabul edilen rakamın beşte birini aldıkları gerçeğini ortaya koyarsanız, bu parayla evini geçindirenlerin elini öpmek lazım. Oysa yoksulluk sınırının beşte birine razı olan insanlar halen iş bulamıyor. Milyonlarca insan en verimli çağında çalışamıyor. Bu gerçeği görmezden gelen hükümet ancak havanda su dövüyor" şeklinde konuştu.
Sosyal barış için işçi göz ardı edilmemeli
Toplu iş sözleşmeleri süresince, işverenden talep ettikleri rakamın beklentinin altında olduğunu, ancak ülke şartlarını, işsizliğini ve mevcut çalışanların içinde bulundukları durumu düşünerek zam talep ettiklerini söyleyen Kaplan, "İşçilerimiz için ideal rakamı elbette biliyoruz. Fakat zam talebimizde işverenin ve ülkenin şartlarını da göz önünde bulundurduk. Yalnız bu yıl değil, önümüzdeki yıllardaki sosyal ve toplumsal barışı korumak için işçinin göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyoruz" dedi.