Yiyecek ve giyecek hırsızlığı arttı
Geçmiş yıllarda özellikle kasa hırsızlığı ve varlıklı ailelerin evlerini açma olayının yaygın olduğunu, oysa son yıllardaki hırsızlığın özellikle yiyecek ve giyecek maddelerine yöneldiğini belirten emniyet yetkilisi, “Mesleğe ilk başladığımız sıralarda kasa hırsızlığı, kuyumcu soygunu, bilemedin zengin evlerini açmalar olurdu. Oysa şimdi hırsızlık olayları bazen bizi de utandırıyor. Çaldıklarına bakıyorsunuz maddi olarak hiçbir değeri yok. Makarna, un, yağ, giyecek çalanlar bile var” şeklinde açıklamada bulundu.
Gofret ve oyuncak çalınması insanın genzini sızlatıyor
Tüm hırsızlık olayları arasında değerlendirildiğinde ihtiyaçtan kaynaklanan ürün hırsızlığının çok fazla olduğuna dikkat çeken yetkili, “Düşünün oyuncak ve gofret hırsızlığı yapılıyor, oyuncak ve gofret çalan insan maddi bir değeri olduğu için mi çalıyor? Belli ki onu temin edecek parası yok. Üstelik bunları kimin için çaldığını düşünecek olduğunuzda gerçekten genziniz sızlıyor. Bir insan oyuncak ve gofret çalmak için hırsız damgası yemek ister mi? Ancak bunu göze alıp çalıyorsa, toplumun ne durumda olduğunu varın siz hesap edin” diye konuştu.
Mala karşı işlenen suçlar ciddi ipuçları veriyor
Mala karşı işlenen suçların artmasının toplumun sosyo-ekonomik düzeyi hakkında ciddi ipuçları verdiğini vurgulayan yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: “Hırsızlığın hastalık olduğunu kabul edecek olsak, yükte hafif pahada ağır ve ilginç ürünler çalınır. Oysa çalıntı mallara bakıyorsunuz, bunlar ne parfüm ne de pahalı bir biblo. Bir ürkütücü durum da hırsızlık yapan insanların büyük bir kısmının ciddi bir suçtan sabıkasının olmaması. İhtiyaçtan çaldığı ürünler onları sabıkalı yapmakla kalmıyor, bir de var olan değerlerini alıp götürüyor. Bunun bir sonraki aşaması sosyal çözülmeden başka ne olabilir? Toplumda sosyal çözülme çoktan kapıya dayanmış durumda.”