ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Kafalarındaki plan bıktırarak susturmak!

Kafalarındaki plan bıktırarak susturmak!
YAYINLAMA: 20 Temmuz 2025 / 14.26
GÜNCELLEME: 20 Temmuz 2025 / 14.26

“Gazianteplinin parkı Gaziantepliye kalmalı” diyen mimarlar, büyükşehir belediye başkanının eleştirilerin hiçbirine yanıt vermemekle, kendince sinsi bir plan güttüğü kanısında...

Gaziantep’in, hatta bölgenin en güzel projelerinden biri olan 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı plan tadilatı aydınların, sivil toplum örgütlerinin ve duyarlı kentlinin tepkisine neden olmasına rağmen, bir avuç azınlığa rant sağlanması için değişiklik adeta dayatılıyor. Kenti ortadan ikiye bölen, Gaziantep’in akciğeri olan 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nın imara açılması yönünde bundan sonraki süreçte emsal karar olarak gösterilebileceği kaygısını göz önünde bulunduran teknik adamlar parkın plan bütünlüğünün bozulmamasından yana. Bir aylık askı süresinde CHP İl Başkanı Yaşar Ağyüz’ün itiraz ettiği plan değişikliği meclise geldiğinde, duyarlı meclis üyelerinin ret oyu kullanacağı inancı oluşurken, mimarlar bu işin takipçisi olacağını dile getiriyor.

Menfaatimiz zedelenir diye konuşmaktan kaçındılar

Özel sohbetlerde parkın plan bütünlüğünün bozulmasını içine sindiremediğini ifade eden mimarlar, inşaat mühendisleri, belediye ile ilişkilerinin bozulmaması için konuşmalarının haber yapılmasını istemezken, söylemlerinin arkasında duran mimarlar olduğunu görmek umudumuzu artırdı. Konu açıldığında büyükşehir belediye başkanı Asım Güzelbey ve AKP zihniyetini alabildiğine eleştiren bazı mimar ve mühendisler, söylediklerinin haber yapılmasının kendileri için sakıncalı olduğunu itiraf etmekten çekinmezken, Mimar Doğan Özdinç ve Mimar Cevdet Bakırcı açıklamalarının yazılmasında sakınca olmadığını belirterek, konuyu açık açık tartışan iki mimar oldu.

Özdinç: “Okyanus parkını tartışmak için kent konseyi yapacağım’ diyorsunuz. Mimarlar Odası Başkanı araştırıp soruşturduğunda ‘Henüz hazır değil, biz buna yer arıyoruz’ diyorsunuz. Mimarlar Odası Başkanı basın toplantısı yapıyor, belediye başkanı o arada kararı meclisten geçiriyor ve kent konseyi toplantısı yapıldığı gün yolun hafriyatına başlıyor” derken Bakırcı, “Benim anlayamadığım şu: İsminin önünde Dr. yazan ve yeşil alanların insan sağlığı için ne kadar gerekli ve elzem olduğunu bizden iyi bilen büyükşehir belediye başkanı nasıl olur da kentin yaşamıyla ilgili can alıcı, radikal değişiklikler yapılan alanlarla projelerle ilgili bu kentte yaşayan ve yapılacak değişikliklerle ilgili birebir sorumlu olan bilimsel öğeleri kendi bünyesinde barındıran gerek Mimarlar Odası veya diğer meslek gruplarının görüşlerini almaz?" diye konuştu.

Çevresindeki pohpohçular yöneticileri yanlışa sürükleyebiliyor

“İddia sahibi insan cesurdur, yüreklidir ve kendine özgüveni vardır. İddia sahibi insan da iddiasını kamuoyuyla paylaşır. Nasıl paylaşır, bunları sergiler" diyen Bakırcı. “Ülkemizde bilgili, birikimli yeterli insanların dışlanması kenara itilmesi marifetmiş gibi bir anane oluşturuldu" diye konuştu.

“Yöneticilerin çevresindekiler sürekli pohpohlamalarıyla onları yanlışa sürükleyebiliyor” diyen Özdinç: “Gaziantep’te yaşayan mimarlar olarak öncelikle bu kente sahip çıkmalıyız. Yapılan doğruların doğru olduğunu söyleyip, yanlışlara da karşı gelerek yöneticileri ve yapanları uyararak kentli olduğumuzu göstermemiz gerekir. Kentin merkezinde doğup büyüyen, 50 yıllık bir Gaziantepli olarak, kentin imarının gelişmesi beni yakından ilgilendiriyor. Bizim yerel yöneticilerimizin yanındakiler hep 'Doğru yapıyorsunuz başkanım doğru yapıyorsunuz sayın yöneticim' diyerek, onları yanlışa sürükleyebiliyor. Bir eski bakan Gaziantep'teki kent konseyine katılmıştı, onun söylediği lafı hiç unutamam. 'Teknik elemanlar ve belediyede çalışan üst düzey görevliler, siyasi baskılar altında zaman içerisinde kendi benliklerinden uzaklaşıyor. Farklı yerlere sürüklenmeleri onları pasifize duruma getiriyor. Bu elemanlardan da faydalanmak kentin imarına, yapısına, gelişmesine katkıda bulunmak çok zor' demişti. Onun için de sivil, toplum örgütlerinden ve serbest piyasada çalışan teknik elemanlardan sanayici ve işadamlarından belediye yönetimlerinde faydalanmak gerektiğini söylemişti.

‘Ben yaptım oldu’ zihniyeti insanları kent konseyinden uzaklaştırdı

Sabah- Kent konseyinde kentin lehine olumlu sonuçlar çıkıyor, ancak kent konseyi kararlan çok fazla dikkate alınmıyor olsa gerek ki bu kararların aksi uygulamalar yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Özdinç- Maalesef bizim kent konseyimiz yanlışlıklar yüzünden veya ‘Ben yaptım oldu' zihniyetiyle tepedeki yöneticilerin yine kendi kafalarındaki doğrularla hareket edildiğinden giderek kent konseyine katılan insanlarımız da bu işten soğudular. Katılımcılar azaldı giderek de bu kent konseyi toplandan sona erecektir. Sivil toplum kuruluşlarından birisi kent konseyi başkanı olsaydı, belki de kent konseyi çoktan dağılmış ve bitmişti.

Sabah- Kent konseyinin kararlarının yerel yöneticilerin düşüncelerini değiştirme konusunda etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

Özdinç- Büyükşehir belediyesi ve ilçe başkanları kendi bildikleri doğrulan yapmakta hala devam ediyor. ‘Onlar söyler veya yazar ben bildiğimi okurum’ havasındalar. Kentin geldiği son noktada yapılan uygulamada Maarifte, Doğumevi Kavşağında, son olarak da 100.Yıl Atatürk Kültür parkı içerisindeki okyanus parkıyla yapılmak istenen yanlışlar kiminle konuşursanız konuşun ‘Yanlış’ diye değerlendiriliyor. Fakat belediye başkanı bu değişikliği uygulamaya koymakta diretiyor.

Plan değişikliği ile 50 bin metrekarelik bir yapılaşma söz konusu olacak

Sabah- Hatta AKP il başkanı Ökkeş Eruslu bile, projenin orada uygulanmasına sıcak bakmıyor...

Özdinç- Kendi il başkanları, kendi meclis üyeleri

Sabah- Kent konseyi ve sivil toplum örgütü üyelerinin önemli bir kısmının, daha doğrusu kentlinin karşı çıktığı plan değişikliği askıya çıktı. Şimdi ne olacak?

Özdinç- Askıya çıkan meclis karan... Bir aylık süre içerisin de sivil toplum örgütleri şahısların veya ilgili kimselerin buna itiraz edebilmesi için asılmıştır. Orada üç tane meclis üyesinin muhalefet şerhine rağmen, kararın büyükşehir belediye meclisinden onaylandığını görüyoruz. Asılan imar planında da hala 100. Yılın fonksiyonları çizili vaziyette, sadece yazı olarak, yol bağlantılan olarak plana işlenmiş. Yazı olarak da 0-40 katsayı. 0-40 katsayısı 77 bin metrekare, 80 bin dersek 30 bin metrekarelik bir inşaat alanı demektir. Kaksa girmeyenleri de düşününce bu iyi bir proje, kaks hesabını iyi yapan bir mimar tarafından da projelendirilirse, yapı denetimine de dahil olmadığı için orada 50 bin metre karelik bir yapılaşma söz konusu olacaktır. Örnek veriyorum bodrum kat kaksa girmediği için o 77 bin metrekarelik alanın tamamını bodrum kat yapabilirsiniz ve o yüzde 40'a dahil değildir.

Bakırcı- Çift bodrum kat yapsa ne olur? 

Özdinç- Çift bodrum kat da yapabilir. 100 Bin 150 bin metrekarelik bir alan da yapabilirsiniz. Gerçekten ucu çok açık. Bizim Avrupa Birliği'ne girdiğimiz sözleşmelerde olduğu gibi ucu çok açık.

Bakırcı- Proje müellifinin bu konuyla ilgili görüşü alınmış mı? Çünkü 100. Yıl Atatürk Kültür Parkının bir proje müellifi var?

Özdinç- 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nın proje müellifinden gerekçeli bir rapor alınmamış. O da açıklanmıyor şifaen 'Siz yaparsanız biz onaylarız’ denmiş, ancak resmen yazılı bir beyanatı yok.

Bakırcı- Pekala bu okyanus parkı denilen nesne neyse bu yapılacak işin proje kapsamı ne ola ki buna böyle denizleri çağrıştıran ve büyük çılgınlıktan insanın kulağına getiren okyanus ismini koymuşlar? Nedir yani bu?

Özdinç- Park isminin değiştirilmemiş olduğunu halka göstermek için. Orası zaten parktı 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı

Bakırcı- Okyanus kelimesinde bir çılgınlık var yani

Buradaki rant 5 yıldızlı otel rantıdır

Özdinç- Yapılacak inşaata Okyanus ismi konması belki de Atatürk isminin 100. Yıl Atatürk Kültür Parkındaki Atatürk ismine acaba karşı olmakta mı diye hatıramıza geliyor. Ama değil, 100. Yıl Atatürk Kültür Parkının okyanus park olarak değiştirilmesi oraya 5 yıldızlı otelin yapılması demektir. Plandaki çok küçük yazılarla yazılan şey. Rant sağlayacak olan o. Yoksa o parayı getirip de buraya hiçbir kuruluş hiçbir şirket sahibi koymaz. Yani buradaki rant 5 yıldızlı otel rantıdır. Belediye başkanımızın söylediği gibi eline ekmeğini dürümünü alan insanlar oraya giremeyecektir.

İddia sahibi insan cesurdur iddiasını kamuoyuyla paylaşır

Özdinç- İddia sahibi insan cesurdur, yüreklidir ve kendine özgüveni vardır. İddia sahibi insan iddiasını kamuoyuyla paylaşır. Nasıl paylaşır? Bunları sergiler. Gerek Suburcu Caddesi’ne yapılan kavşak düzenlemesini, gerek Doğumevi önüne yapılan kavşak düzenlemesini bir maket düzenlemesi içerisinde Atatürk heykelinin önünde cam fanus içinde sergiler. Ben olsam. Çünkü bir iddiadır bu. İddiamı korum ortaya ‘Ben doğrulan yapıyorum, tüm bilimsel verileri ortaya koydum. Tüm bilimsel verileri taşıyan meslek örgütlerinin görüşlerini aldım. Buna bağlı uluslararası ve ulusal proje yarışması yaptım. Yarışma sonucunda çıkan olay budur. Benim de iddiam budur ‘diye

Bakırcı- Şimdi bu okyanus park denilen olay ne ucube bir şeyse, ya da delikler, Maarif ve Doğumevi Kavşağı düzenlemesi, bu projeleri halktan saklayan, halkın bu konuda kulağı yüreği durumunda olması gereken Mimarlar Odasına bilgi dahi sunmayan bir belediye başkanım anlamak mümkün değil. Nedir bu okyanus park? Nereden çıktı bu okyanus park? Kim çıkardı bu okyanus parkı? Bir hizmet üretirken, mülki amirler, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşlarından görüş almak lütfunda bulunmuyor. Bu duvar arkasında başka şeyler planlamanın ve yahut pazarlamanın bir ifadesi..

Yöneticilerin açık ve şeffaf olması lazım

Eski verem hastanesinin olduğu yerde yeni bir düzenleme yapılırsa bu bir iddiadır. Bu iddiayı taşıyan insan, iddiasını kamuoyunun önüne koymalıdır. 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı'nda yapılacak olan değişiklik de önemli bir iddiadır. Bu iddiayı ortaya koyup bunu, bu kentte yaşayan insanlarla paylaşması lazım. Ama maalesef bizim ülkemizde bilgili, birikimli, yeterli insanların dışlanması, kenara itilmesi marifetmiş zannediliyor.

Özdinç- Doğumevi ve Maarif Kavşağını konuşuyoruz da bu arada bir de kültür merkezi tadilatı var. Yine 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı içerisinde geçiyor. Batalhöyük, tescilli bir höyüktür. O höyüğün bitişiğine kültür merkezi tadilatı var. Bu okyanus parkının tadilatı arasında o da aradan çıkarılacak. Onun önündeki kat yüksekliği yoğunluğu ne olacaktır? İl ve ilçe belediyeleri zaman zaman halkın arasına inip sivil toplum örgütlerinde toplantılar yaparak o insanlarla görüş alış verişinde bulunmalı. Çünkü bu kent hepimizin, biz burada yaşıyoruz.

Sabah- Kent konseyinde çıkan kararların aksi yönde çalışmalar yapıldığına tanık oluyoruz. Konuyu meclisten geçirdikten sonra kent konseyine getiriyor. Bu da kent konseyinin varlığını yok varsaymak değil midir?

Özdinç- Olumlu olmuş gibi uygulamaya geçiriyor.

Sabah- Belediye, başkanı, seçimlerden önce sivil toplum örgütlerine önem vereceğini söylüyordu, oysa bakıyoruz kent in imarıyla ilgili konularda bile ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşlerini almıyor.

Bakırcı- Akıl hocaları kimse, bence burada yanlış yönlendirme var. Kent konseyinin haricinde kentin imarıyla ilgili hizmetlerde bir belediye başkanı aslında semboliktir, bunun kadroları vardır. Demek ki kadrolarda bir sıkıntı var. Başkanın teknik kadrolarında bir sıkıntı var. Bu da zorlamayla çözülmez, başkanın değerlendirmesine bağlı. Bir sıkıntı var.

Bakırcı- Kavşak düzenlemesi yaptı, ucube bir şey çıktı orta ya. Gazimuhtar Paşa Bulvarına kümbete benzer bir şey yapıldı. Keşke üzerindekini kümbet gibi değil de külah gibi yapsaydı. Hiç olmazsa Selçuklu mimarisini andırırdı.

Sabah- Kent dokusuna uygun mu bu yapılan?

Bakırcı- Bunu yapan kim. Hangi yarışma sonucu belirlendi? Bu dahi aslında kente saygının bir yansımasıdır. Orada küçük bir meydan düzenlemesinde dahi eğer sen bu kentte yaşayan Mimarlar Odasının katkılarını almazsan bu kentte saygının adını nasıl anacağız biz? Bunu birileri yaptı, o da herhalde ramazan üzeri hayrına yapmadı?

Özdinç- Bir bedel ödendi buna.

Bakırcı- Niçin mimarlar odasının mensupları bu meydana kente daha güzellikler katması için çabasını koymasın?

Eski belediye başkanının hizmetlerinin altında eziliyor mu?

Özdinç- Gazi Muhtar Paşa Bulvarı'nda Cevdet Bey'in dediği gibi o kümbetimsi şey yapıldı. Onun dışında yapılması çok daha elzem olan şeyler bir kenara itildi. Kalenin çevre sindeki Keçehane yokuşunda bir nargileci vardı, yıkıldı. Hala etrafına bir bordür döşenip de iki tane bank konup orası değerlendirilmiyor. Ama nedense buraya gelip kümbet yapılıyor. Akıl almıyor bu uygulamalara Önceki belediye baş kanının yaptığı işlerin altında ezildi mi acaba? Yani o eziklikten dolayı mı bu tip akıl almaz uygulamaları yapıyor? Etrafında teknik danışman olarak da insanlar var, onlara danışmıyor mu acaba? Kime rant sağlıyorsun o kümbeti yaptırmakla?

Sabah- Dış kaynaklı projeler bakın uygulanıyor. İki geçitte olduğu gibi. Orada dört tane ölümlü kaza oldu. Onlarca da yaralama ve maddi hasarlı kaza var. O arada bakıyorsunuz, bir tane inşaat bir yol açılmaya kalkılıyor. Veli iplik Fabrikası'nın olduğu bölgede imar anlaşmasının olduğunu görüyoruz. Şimdi buraya kadar köprülü kavşaklardan, okyanus projesine, nüvekent Kolejtepe Hastanesinin sağlık alanı dışında kullanılmasına kadar tüm bunlarda sivil toplum örgütlerinin tepkisi oldu. Örneğin; Tabipler Odası Kolejtepe’nin hastane olması gerektiği yönünde mücadele etti. Haklılardı da, fakat sivil toplum örgütünün ve Gazianteplinin tepkisi ne rağmen kentlinin talepleri reddedilebildi. Nüve kentte yine Şahinbey belediyesi diretti. Okyanus parkında da kentlinin tepkisi dikkate alınmıyor. Bu tepkilerin ciddiye alınmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bakırcı- Yerelde de genelde de AKP zihniyeti. Adalet ve Kalkınma Partisi. Ne adalet var ne kalkınma var. Sadece kültürü ve sanatı yok etme partisi. Sadece bizim kentimiz değil, kentimiz de dahil bu programın içerisinde gidiyor. Sivil toplum örgütleri söylüyor, yerel basın söylüyor. Kendileri bunlara hiçbir cevap vermiyor. Suskunlukla zaman içeri sinde bunları absorbe ederiz, biz yine yaparız düşüncesiyle unutturarak yapmayı planlıyorlar.

Özdinç- Biz mimarlar ve bu kentliler olarak unutturmayacağız. Bu işlerin takipçisi olacağız.

Sabah- Peki şimdi 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı imar tadilatı ne olacak?

Özdinç- Ana muhalefet partisi il başkanlığı bu konuda itirazını yaptı. Tahmin ediyorum Mimarlar Odası Şubesi de itirazını süresi içerisinde yapacaktır.

Sabah- Evet, Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci de itiraz edeceklerini söylemişti.

Özdinç- Genel başkanımız söylemişti. Şubemiz de bu işin takipçisi olacaktır. Onun dışında amacına uygun kullanılmadığı için orada mülk sahipleri kamulaştırmadan dolayı dava açma hakkına sahip. Mimarlar Odası geçmiş dönemde de dava açtı. Kısmen halen devam ediyor. Ancak o düşünce uygulattırılmadı. Bunun yanında özellikle söylüyorum. Batalhöyük tescilli bir höyüktür, onun yanında kültür merkezi yapılacaksa da çok iyi yarışmalı bir projeyle yapılmalıdır.

Sabah- Bırakın yarışmayı Mimarlar Odasına ‘Ben böyle bir şey yapacağım’ diye sormayanlar nasıl yarışma yapıp afişe edebilir?

Bakırcı- Eski kent dokusunun iyileştirilmesi ve yaşama kazandırılması, yeni yapılaşma alanlarındaki planlama, yürütme ve değişimde kentte yaşayan sivil toplum örgütlerinin birebir haberdar olması, bir defa bu toplum örgütlerindeki üyelerin katılımının artmasını sağlar.

Sabah- Daha canlı, daha hareketli olur. O canlı ve hareketli olan insanlar üretken olur. Ürettiği ölçüde kente faydalı olabilir. Faydalı olurken denetçi olabilir...

Bakırcı- Yönetimde olan insanların bunları sağlaması aslında kent sevdasının yansımasıdır, yurt sevdasının yansımasıdır. Eleştiri insanları başarıya yönlendirir.

Özdinç- Başarılı kılar.

Bakırcı- Eleştiri insanları hareketlendirir ve güzelleştirir.

Sabah- Kentin yaşamıyla ilgili konularda kentte bulunan sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmıyor.

Bakırcı- Toplumun görüşünü alırsa, kendi yücelir. Eğer kapalı kapılar ardında farklı egoların tatmini yoksa, ki benim düşüncem belediye başkanının sosyal ve ekonomik olarak bir problemi yoktur. Ama başka egoları ve sıkıntıları yoksa bunu sivil toplum örgütleriyle paylaşırsa, kendisi yücelir.

Sabah- Ama şu ana kadar ki uygulamalarında sivil toplum örgütleriyle paylaşmaya niyetlerinin olduğunu görmedik değil mi?

Özdinç- Biz zaten bu eksiklikleri gördüğümüz için, paylaşımcı olmadıktan için eleştiriyoruz.

Bakırcı- Eleştiriyorsun eleştiriyorsun bütün eleştirilerin duvara çarptığı zaman insan biraz hüzünleniyor, biraz da pasifize oluyor. O zaman sen ülkenin bir insanını kaybediyorsun. Aslında kötü bir olay bu.

Özdinç- Kafalarındaki olay bıktırarak susturmak!

Bakırcı- Bıktırmak da Doğan Bey

Özdinç- Ancak biz de bıkmayacağız ve susmayacağız.

Bakırcı-Tabi tabi bunun hiç akılla mantıkla örtüşecek yanı yok.

Özdinç- Şimdi konu çok fazla uzun. Gerçekten de kentimizi seviyoruz. Ben anamın yüzünü niye unutamıyorum. Hep gördüğüm için, beslendiğim için. Bu kent de beni besledi, hep görmüşüm. Bu kentin yüzünün de değiştirilmesine ke sinlikle fırsat vermeyeceğim, her ortamda bunu söyleyeceğiz ve savaşını vereceğiz. Belediye başkanlarının başarılı olmalarını istiyoruz. Onun için eleştiriyoruz. Eleştiriye kulak vermeyenler başarılı olamaz.

Sabah- Bir de ortak paydamız, kentin gelecek nesillere daha iyi imarla ve çevreyle bırakılması

Özdinç- Bu yapılsın, şu yapılsın demiyoruz.

Bakırcı- Eski kent dokusunda Eblehan’la Kozanlı arasında bir yol açma çalışması yapılıyor. Şimdi bu yol açma çalışmalarını yaparken, Doğan Bey’in de dediği gibi fazlalıklar oluşmuş. Oradaki mülk sahiplerine çok katlı yani 5 katlı yapı ruhsat izni verilerek onların yola gelen kısımları terkinin nizası sağlanmış. Şimdi bunu yapan büyükşehir belediye başkanının imarındaki sorumlu olan insanların kentten ne kadar kopuk, kentin tarihine ne kadar yabancı, kentin kültürüne ne kadar yabancı olduğunu görürsünüz. Sen şimdi 5 katlı yol üzerine yapılan yapıları çıktığın anda o yapıların arkasında kalan tarihi doku, yani eski Antepevleri’nin hepsi gölgede kalacak. İzole olacak.

Özdinç- Kentin yüzü değişecek...

Bakırcı- Çin şeddi gibi yolun kenarında, beş katlı yapıların gerisinde kalan o eski Antepevleri de şu anda yaşayan insanlar süreç içerisinde Kayacık'ta olduğu gibi Karagöz Mahallesi’nde, Şekeroğlu Mahallesinde eski halin oralarda olduğu gibi oraları terk edecekler. Oralar izbe yerler olacak. Tinercilerin, ballycilerin sığınak yerleri olacak. Plancı bir planlama yaparken, o kentin hem sosyolojik yapısını değerlendirir, ihtiyaç ve verilerini alır, ihtiyaç verilerinin çözümünde insanı da korur. Sosyolojik olarak bazı gelişmeler kor. Sen o beş katlı binaları koydun, arkadaki evler mezbelelik oldu. Orada bir grup ballyci ve tinercinin palazlanıp gelişmesi için mekanlar oluşturuyorsun. Bir nevi kötülük yapıyorsun. 10 Tane ballyci varsa 12 tane olacak. Sen onda da planlama yapamıyorsun. Bu sorunlar, bu akılla, bu Gaziantep sevdasını taşımayan insanların aklıyla çözeceği işler değil. Bir insanın yaşamış olduğu kenti sevmesi ayrı bir şey!

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *