Haklarımızı almak haklılığımızı ispat etmek için örgütlü toplum olmalıyız
Toplumda gelir adaletsizliğinin ve emeğin sömürüsünün giderek arttığını, bunun ise var olan toplumsal sorunları daha da derinleştirdiğini belirten DİSK Bölge Başkanı Muzaffer Subaşı, "Çalışırken olduğu kadar emekliliğimizi de insanca yaşamak istiyoruz. Bunun için gelir dağılımında ve vergide adalet istiyoruz. Haklılığımızı kabul ettirmek ve haklarımızı almak için daha fazla örgütlenmek zorundayız" dedi.
Emeğin sömürüsü giderek artıyor
Uygar ülkelerde emek giderek değer kazanırken ülkemizde emeğin sömürüsünün ve işçilerin haklarına saldırının arttığını ifa de eden Subaşı, "Hak ve özgürlüklerimizi özgürce kullanmak istiyoruz. İşçi, kamu çalışanı, emekliler olarak sendika, toplu sözleşme ve grev hakkımızı sonuna kadar kullanmak istiyoruz. Eğitim ve sağlık hizmetlerinden ayrımsız, ücretsiz yararlanmak istiyoruz. Oysa emeğin sömürüsü giderek artıyor. İşçilerin haklarına saldırılıyor. Çalışma saatleri uzatılıyor, ücretlerimiz azaltılıyor. Sosyal güvenlik haklarımız her gün biraz daha budanıyor. Yakında emekli olabilmek bile bir hak olmaktan çıkacak. Hastaneler, okullar bize hizmet veremeyecek diye konuştu.
Sırtımıza her gün yeni bir yük yükleniyor
Subaşı, politikacıların hatalarının faturasının işçiye ödetilmek istendiğini, oysa kötü süreçten en çok etkilenen işçinin hiçbir suçunun olmadığını belirtirken, "Uluslararası sermayenin örgütleri IMF politikası, dünya ticaret örgütü bizlere sunmak için yoksulluk reçeteleri dayatıyor. Sermayenin iktidarları bu reçeteleri fazlasıyla uygulamaya çalışıyor. Bütçe açığımız var, borçlarımız var' diye durmaksızın sırtımıza yeni yükler yüklüyorlar. Bu açıkları biz mi yarattık? Devlet bankaları, şirketleri hortumlayanlar biz miyiz? İşletmeleri zarar ettiren bizler miyiz? Elbette hayır. Peki o zaman bedelini niye biz ödüyoruz? Sermaye düzenlerine boyun eğen insan çalışanları köleleştirecek her yolu deniyor. Eğitimden sağlığa, sosyal güvenceden tüm alanlara sosyal devleti daha da küçültmeyi amaçlıyor. Özelleştirme ile bir yandan kamu malları yağmalanıyor, öte yandan emekçiler işsiz bırakılıyor" diye konuştu.
Kamu malları yağmalanıyor
Subaşı, "Komşumuz Irak'ta, Filistin'de her gün kan dökülüyor. Hukuktan demokrasiden söz eden ABD, Irak'ta çocuk-yaşlı demeden katlediyor. Terörist eylemlerle açıkça cinayet işliyor. Bu yalnızca uluslararası tekellerin çıkarları ve silahları için yapılıyor. Barış için yükselen seslere kulaklar tıkanıyor. Bir yakalan emperyalizm, öbür yakaları yerli işbirlikçilerin elinde kalmış bu iktidarlar savaşlara bir ticaret gözüyle bakıyorlar. Savaşlar, işgaller birilerinin kasasını doldurmak için yapılıyor. Ölüme gönderilen ortaya çıkan maliyetlerin bedelini ödeyenler ise yine biz emekçiler oluyoruz. Biz savaşa ve cinayetlere karşıyız" dedi.
Güçlerin birliği için örgütlü toplum olmalıyız
Türkiye'de emekçilerin ve emeklilerin yeteri kadar örgütlü olmadığını, güçleri birleştirmek ve daha iyi yaşama koşulları yaratabilmek için örgütlü toplun olunması gerektiğine dikkat çeken Subaşı, "Haklarımızı ve özgürlüklerimizi savunmak için yoksulluğun önlenmesi için, yolsuzluklara son vermek için, çocuklarımızın geleceği için insanca, hakça kardeşçe bir yaşam için demokratik, örgütlü ve bağımsız bir toplum istiyoruz. Bu çarpık düzene emperyalizme ve saldırgan politikalara bir tek dur diyecek de yine bizleriz. Bunun için daha fazla örgütlenmeliyiz. Emekliler emekçiler olarak güçlerimizi birleştirmeliyiz diye konuştu.