Et ve süt hayvancılığı konusunda önemli yere sahip olan Türkiye’nin, yanlış politikalar sonucu bu alanda her geçen gün biraz daha kan kaybettiğini belirten Et ve Süt Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Polat, “Yanlış politikalar hayvancılığı bitme noktasına getirdi” dedi.
20 yıldır giderek geriliyor
Hayvancılık sektöründeki gerilemenin yaklaşık 20 yıl önce başladığını ve her geçen gün biraz daha kötüye giderek bitme noktasına geldiğini belirten Polat, “1983 yılında bölgede başlayan istenmeyen olaylar nedeniyle zorunlu göç politikasının uygulanmasıyla başlayan hayvancılık alanındaki sorunlar artarak devam ediyor. Düşünün, sorun başladığında doğan çocuklar askere gitti döndü, ancak hayvancılık sektörünün sorunları konusunda bu kadar yılda bir arpa boyu yol katedilmedi. Bırakın yol katetmeyi, gerileme artarak devam etti” dedi.
Hayvancılık sektörü yüzbinleri ilgilendiriyor
Hayvancılık sektörünün gerilemesinin yüzbinlerce insanı etkilediğine, oysa olası tedbirlerle bu sorunun giderilebileceğine dikkat çeken Polat, “Bir ülkenin kalkınabilmesi, o ülkenin ekonomisinin düzelmesi, tarım ve hayvancılığa gereken desteğin verilmesiyle mümkündür. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan halk için köye dönüş projesi uygulanmalı. Yasaklanan meraların yeniden yöre insanına açılması ve yöre insanının tek geçim kaynağı olan hayvancılığın desteklenmesi gerekir. Damızlık küçük ve büyükbaş yetiştiricileri fonlardan ve Tarım Bakanlığı kaynaklarından desteklenmeli. Denetimsiz kalan et kombineleri yeni ve caydırıcı yasalarla damızlık hayvan kesimi yasaklanmalı. Kısırlık veya başka nedenlerle kesilmesi şart olan hayvanların kesimi veteriner hekim raporu ile mümkün kılınmalıdır” şeklinde açıklama yaptı.
Süt kuzuları kesilmemeli
Kesimi yasak olan süt kuzularının kesiminin de damızlık sorununu gündeme getirdiğini, var olan az sayıda hayvanın bu şekilde telef edildiğini vurgulayan Polat, “Küçük süt kuzusunun kesimi yasaklanmalı. AB topluluğunun kuzu kesimi ortalama 18.7 kilogram, Karakaş eti olan kuzular kesilmeli.
Yem fabrikalarının yemlerinin daha faydalı olabilmesi için tarım müdürlüklerine daha geniş yetki verilmesi ve mevcut yasanın yerine yeni ve caydırıcı yasaların çıkartılması ülkede batan hayvancılığın kalkınmasına büyük katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Hayvancılığın yem pazarlamayla ilgili birtakım önemli konularında yetkinin bakanlık veya ilgili tarım kuruluşlarının yanında sivil toplum birimleri olan hayvancılık derneklerinin görüşlerini dikkate alarak yasal değişikliklerin yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Hayvancılığın önem kazanması hayat standardını da artırır
Konunun muhataplarıyla bir araya gelip sorunların masaya yatırılması gerektiğini belirten Polat, “Bu konuda üniversite, ziraat odaları, veteriner hekim odalarının görüşlerinin alınması, daha da büyük katkı sağlayacaktır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hayvancılıkla geçimini sağlayan kesimin hayat standardının yükselmesi için mutlaka hayvancılığın gelişmesi gerekmektedir. Hayvancılığın gelişmesiyle ilgili birçok teknik ve bilimsel öneriler elbette üretilecektir. Ülkede hükümetlerin hayvancılığın gelişmesi açısından devletin veya resmi mekanizmaların tarım ve hayvancılığa bakış açısı ve politikasının reel hale gelmesi gerekmektedir” dedi.
Polat, Gaziantep’te gerçekleştirilmesi beklenen organize besi bölgesinin bir an önce faaliyete geçmesi için hükümetin gerekli finansmanı sağlamasını ve çalışmalara başlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.
RSS