Çocuk evlat edinecek olanlara ve misafir çocuk alacaklara tüm kolaylıklar sağlanıyor
Çoğu ilk doğduğu anda ana kucağı bile görmeyen, gözlerini açıp dünya ile ilk tanışmalarında, sevgisizlikle kucaklaşan çocuklarımız.
Bunlardan 97’si bugün Gaziantep çocuk yuvasında barındırılıyor. Birtakım bozuk aile yaşantılarının, bazı insanların bir anlık zaaflarının, geçim zorluğu nedeniyle çocuklarına bakamayan ailelerin faturası, bu çocukların üzerlerine çıkartılıyor. Ve buradaki çocuklar yaşadıkları bütün bir hayat bu faturayı çok ağır ödüyorlar.
Bu çocukların yuvadan alınıp bakılabilmeleri, sıcak bir aile yuvasına kavuşabilmeleri için ise tek çözüm evlat edinilmeleri değil. Nüfusa geçirilmeden yuvalardan alınarak koruyucu ailelerce büyütülmeleri Medeni Kanun’da bir yönetmelikle belirtilmekte.
Yetkililerden aldığımız bilgilere göre, bu çocukları sevgiyle büyütmeyi amaçlayan, evlat edinmek için ailelerin yaptığı başvuru sayısı 30’a yakın.
Ancak evlat edinme özelliklerine sahip yalnız bir iki çocuk var. Diğerlerinin anne ya da babalarından en az biri belli. Evlatlık olarak, ailelerinin onayı olmadan verilmeleri ise mümkün değil. Evlat edinmek isteyen aileler, çocukların hiç kimsesi yani aile bağlarının olmamasını istiyorlar.
Bu durumda olan iki üç çocuktan birinin yuvaya geliş dramını yetkililerden biri şöyle anlattı: «Bundan 2-2,5 ay önce Belediye Başkanı Ömer Arpacıoğlu yuvaya telefon ederek belediye binasının içerisinde 6 aylık bir bebeğin bulunduğunu, bebeğin terk edilmiş ihtimali olduğunu söyleyerek yuvada himaye edilmesini istemiş. Ve çocuk bir yazıyla yuvaya gelmiş.
Çocuk diğerleriyle aynı yazgıyı paylaşmak için işlemlerinin tamamlanmasını bekliyor.
Yetkililer, koruyucu aile olmak için sadece 3 ailenin başvuruda bulunduğunu ifade ettiler. Koruyucu aileyle İlgili bir yönetmeliğin olması gerçekten güzel bir olay. Fakat yönetmelikte bulunan bazı maddelerin, koruyucu aile açısından yıldırıcı olması, bu yönetmeliğin işlerliğini yitirmesine neden oluyor.
Koruyucu ailelere en zor yada en güç gelen şey, sağlık raporunun istenmesi. Ve 35 yaş sınırının olması. Müracaatçının adı soyadı, mesleği, geliri, medeni durumu ve öz geçmişleri, çocuk sayısı, aile de birlikte yaşanılan kişiler ve çocuk alma nedeni ile birlikte iş ve ev adresi istenmektedir. Bunu göze alan ailelerin önce müracaatları kabul ediliyor, sonra tahkikatları yapılıyor.
Çocuğun vasisinin rızası alındıktan sonra 3 aylık bir süreyle aileye verilip uyumları sağlanıyor. Uyum sağlandıktan sonra gerekli bütün işlemler tamamlanıp 2828 sayılı kanunun hükümlerine göre mukavele imzalanıyor. Çocuk aile yanına yerleştikten sonra, ilk aylarda kurul tarafından devamlı denetleniyor. Çocuğun fiziksel, psikolojik, sosyal gelişimi, aileye uyumu devamlı olarak izleniyor. Çocuğun koruyucu aile ile asıl ailesi arasındaki görüşmeler yuvanın aracılığıyla yapılıyor. Ailelerden çocuğun yükünü azaltmak ve teşvik etmek amacıyla ailelere, maaş katsayısının gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı aylık olarak ödeniyor. Bu da 60x46=2760 lira gibi bir ücret oluyor. Koruyucu ailelerin başvuru sayısının artması, çocukların sevgi dolu bir ortamda topluma sağlıklı insanlar olarak yetişmelerinin sağlanması için kampanya başlatılmalı. Kendine bunu amaçlayan kuruluşlara büyük görevler düşmektedir. Bu bilinçle hareket eden ve bir çok faaliyetleri başarıyla yürüten Anneler Derneğinin işin üstesinden geleceğini sanıyoruz. Tabii sorumluluğu yalnızca derneğe yüklemekle olmaz. Diğer kuruluşlarında aynı sorumluluğu paylaşmaları gerekiyor.
Maddi olarak ne kadar doyurucu olursa olsun, manevi olarak aç olan çocukların toplumda hırslı, kinli güvensiz çocuklar yetişeceği unutulmamalı.
Çocukların sevgi, şefkat ve koruyucu bir elin uzatılmasını beklediklerini unutmayalım.