“Kadına yönelik şiddetin önemli sebeplerinden biri de ekonomik ve sosyal baskılar”
Uluslararası Uyuşturucu ve Kadına Şiddet İle Mücadele Derneği Genel Başkanı Ayten Semerci, ‘’ Madde bağımlılığı ve kadına yönelik şiddet, toplumun en zorlu ve karmaşık sorunları arasında yer alıyor. Ancak doğru tedavi yöntemleri, toplumsal farkındalık ve destekleyici rehabilitasyon süreçleriyle bu sorunlar üstesinden gelinebilir. Kadınların hem bağımlılıkla hem de şiddetle mücadelede daha güçlü bir şekilde ayakta durabilmesi, toplumun ortak sorumluluğu. Hep birlikte, daha güvenli, sağlıklı ve adil bir toplum yaratmak mümkün’’ açıklamasını yaptı.
Toplumsal farkındalık artmalı
Madde bağımlılığı ve kadına yönelik şiddetin, toplumda hala en önemli çözülmesi gereken sorunlardan biri olarak varlığını sürdürdüğünü kaydeden Semerci, ‘’Bu iki olgu arasındaki ilişki, çoğu zaman gözden kaçan bir gerçeklik taşıyor. Madde bağımlılığı, kadına şiddeti artıran bir faktör olabilirken, şiddet mağduru kadınların rehabilite süreçlerinde de önemli bir engel oluşturuyor. Uzmanlar, madde bağımlılığının ve kadına yönelik şiddetin karmaşık yapılarla iç içe geçtiği bu sorunun üstesinden gelebilmek için toplumsal farkındalığın artması gerektiğini vurguluyor’’ ifadelerine yer verdi.
Kadına yönelik şiddetin önemli sebeplerinden biri de ekonomik ve sosyal baskılar
‘Kadına yönelik şiddet, fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak pek çok biçimde kendini gösterebiliyor’ diyen Semerci, ‘’Özellikle alkol ve uyuşturucu kullanımı, bireylerin davranışlarını kontrol etme yetilerini zayıflatabilir ve agresif davranışları artırabilir. Kadına yönelik şiddetin önemli sebeplerinden biri de ekonomik ve sosyal baskılar. Bağımlı erkeklerin, kadınları maddi olarak baskı altında tutması, daha da kötüleşen bir şiddet döngüsüne neden olabilir. Bu durumda şiddet, bir kontrol aracı olarak devreye girebilir’’ dedi.
Madde bağımlılığı, kişinin duygusal ve fiziksel dengesini bozuyor
Bağımlılıkla mücadele eden erkeklerin, kadınlara yönelik şiddet uygulama riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Semerci, ‘’Madde bağımlılığı, beynin ödül merkezini etkileyerek kişinin duygusal ve fiziksel dengesini bozuyor. Bu da, özellikle duygusal ve sosyal bağları zayıf olan bireylerde, şiddet davranışlarının daha sık görülmesine yol açabiliyor. Madde bağımlılığı ve şiddet mağduru kadınların rehabilitasyonu, birçok açıdan karmaşık ve zorlu bir süreç. Rehabilitasyon sürecinde, kadınların karşılaştıkları başlıca engeller arasında düşük özgüven, suçluluk ve korku yer alıyor. Şiddet görmüş bir kadının, hem fiziksel hem de psikolojik olarak toparlanması zaman alabilir. Bağımlılıkla mücadele eden bir kadın, rehabilitasyon sürecinde hem geçmiş travmalarını hem de maddeye duyduğu bağımlılığı aynı anda ele almalı’’ değerlendirmesinde bulundu.
Ebeveynlerin veya partnerlerin desteği, iyileşme sürecini hızlandırabilir
Semerci, ‘’Kadınların rehabilitasyon sürecinde sadece madde bağımlılığını tedavi etmek yeterli değildir. Aynı zamanda şiddet mağduru olmaları, psikolojik destek ve güvenli bir ortamda iyileşmeleri gerektiği anlamına gelir. Bu süreçte, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları perspektifinin de önem kazanması gerekir. Rehabilitasyon merkezlerinin, kadınların kendilerini güvende hissetmeleri için özel olarak tasarlanmış olması gerekiyor. Kadınların, şiddetle mücadele ettikleri dönemde başkalarıyla paylaşacak cesareti bulabilmeleri için güvenli bir alan yaratılmalı. Aynı zamanda aile içindeki ilişkiler, kadınların tedavi sürecinde hayati bir rol oynuyor. Ebeveynlerin veya partnerlerin desteği, iyileşme sürecini hızlandırabilir" şeklinde konuştu.
Toplum, madde bağımlılığı ve kadına şiddet konularına karşı daha duyarlı olmalı
Uluslararası Uyuşturucu ve Kadına Şiddet İle Mücadele Derneği Genel Başkanı Ayten Semerci, konuşmasını şu şekilde devam ettirdi: ‘’Toplumun, madde bağımlılığı ve kadına şiddet konularına karşı daha duyarlı olması gerektiği de bir diğer önemli nokta. Her iki sorun da sadece mağdurları değil, toplumu da derinden etkiliyor. Özellikle eğitim ve farkındalık çalışmaları, bu alanda yapılacak en önemli yatırımlardan biri olarak öne çıkıyor. Okullarda, iş yerlerinde ve yerel topluluklarda yapılacak eğitim programları, şiddet ve bağımlılıkla ilgili yanlış algıları kırabilir, kadınların bu konularda daha fazla konuşabilmelerini sağlayabilir.’’