Değişim II

YAYINLAMA: 22 Mayıs 2013 / 20.00 | GÜNCELLEME: 22 Mayıs 2013 / 20.00

Ben ‘değişim’ ile ‘değiştirmeyi’ aynı anlamda düşünmüyorum.
Yakın çalışma arkadaşlarım benimle aynı fikirde değiller, ama ben GTO’da ‘değişim’ olmadığını, ‘değişiklik’ olduğunu savunuyorum.
GTO seçiminden bir hafta sonra GTB’nin de başkanı değişti, Ömer Çelik gitti,yerine Ahmet Tiryaki oğlu geldi.
Ondan bir hafta sonra da GSM MMO Başkanı Mehmet Nabioğlu, kırankırana geçen seçimi az bir farkla da olsa kaybedince yerine Mehmet Özbay geldi.

Oysa ‘değişim’ başka birşey…
En büyük değişim içinde yaşadığımız toplumda meydana geldi.Göç olmasaydı, belki şimdi 600-700 bin nüfuslu, ortasınıfın hakim olduğu, azıcık zengini, minnacık fakiri ile daha mutlu bir kent olacaktı Gaziantep.
Şimdi 1,5 milyona dayandık.Orta sınıf diye bir şey kalmadı.Kayıtdışı-kayıtiçi zenginlerin, adeta piramidin dibine çöken kahir ekseriyet fakirlerin kenti Gaziantep cemaat ve tarikatların şehri oldu.

Kenti yönetenlerin profilleri de çok değişti.Abdülkadir Batur, Esat Kaya Turgay, Ömer Arpacıoğlu hepsi orta halli, mütevazı insanlardı.Daha sonra servetleriyle dudak uçuklatan zenginler geldi.
Toplumu temsileden vekillerin, meslek odaları başkanları gibi diğer tüm yöneticilerinin vasıfları da hayli değişikliğe uğradı.

Ülke genelinde de toplum benzer‘değişim’ yaşandı.
Türkiye laik bir ülke iken şimdi Sünni Müslüman ve laik görüşlü bir ülke oldu.
Uluslararası Kriz Grubu’nun Türkiye Proje Direktörü Hugh Pope bizi şöyle nitelendiriyor:
Başbakan Erdoğan’ın kişisel tercihlerini biliyoruz. En son Kızılcahamam konuşması Kuran’dan alıntılarla ve dini eğitimi ortaya seren vurgularla doluydu.Dini görüşlü bir lider her ülkede olabiir.AmaTürkiye laikgörüşlü bir ülke.Laikdeğil.”

Türkiye’de son 10 senede meydana gelen ‘değişim’ neredeyse çeyrek asırda ancak yapılabilecek ‘değişim’e bedel.
‘Askeri Vesayet’i kaldırmaya kim cesaret edebilirdi?
Barış süreci’nde geldiğimiz noktada çok net anlaşılıyor ki, Türkiye’nin önünü açacak böyle bir proje ancak güçlü ve disiplinli bir iktidar tarafından kararlılıkla başarılabilirmiş.
Yani, ‘değişim’ çok büyük bir olay, getirisiyle, götürüsüyle toplumu dönüştüren olaylar silsilesidir.
Yoksa, bir adayın yerine, uzun yıllar sonra da olsa, bir başkasının seçilmesi ‘değişim’ değildir.
Yarın meslek odaları seçimine ait üçüncü ve son yazımıyazacağım.





Fetullah Gülen muamması

Üç kutuplu Türkiye’nin en az sorunlu olması gereken ‘dinciler’ kutbunda sorun giderek büyüyor.
AK Partiile cemaatın arasının pek de iyi olmadığı Hoca Efendi’nin salvolarından anlaşılıyor.
Birkaç hafta önce Pensilvanya’ya giden bir grup gazeteciyi Hoca Efendi kabul etmiş, ancak konuşulanların ‘off the record’ kalacağınısöylemişti.
Haliyle neler konuşuldu tam olarak yazılmadı.Bölük pörçük yazılanlardan Hoca Efendi’nin ‘Barış sürecinin’ bazı stratejk hata ve noksanlarına işaret ettiğini, ‘Başkanlık’ sistemine ise zinhar karşı olduğunu öğrendik.

400 üstün vasıflı insanımızla çıktığımız tarihi Amerika ziyaretinde Başbakan Erdoğan’ın Hoca Efendi’yi ziyaret edip etmeyeceği büyük merak konusu olmuştu.
Atatürk Havaalanı’ndaErdoğan, Fetullah Gülen’in ziyaret edilip edilmeyeceği minvalli bir soruya verdiği yanıtta şöyle demişti: “Gökten ne yağar ki yer kabul etmez!”
Bu edebi yanıtıyla Erdoğan ne demek istedi, doğrusu fikrim net değildi.
Cüneyt Ülsever’in yorumu: “Fethullah Gülen benden daha yüksek yerdedir “gök”, ben onun yanında ancak yağdıracağı yağmuru kabul edecek“yer” seviyesinde kalırım.”
Bir başka analiz de şöyle:
“Kelime anlamı itibariyle bakıldığı zaman gökyüzünden yağan bütün yağmurları, karı, doluyu yerin kabul ettiğ ibelirtilmektedir. Ancak mecazi anlamında ise ziyaret edilecek olan kimsenin misafirlerini devamlı olarak kabul ettiği manasına gelmektedir. Gidilen yerin misafirperver olduğu belirtilerek Fethullah Gülen’in Başbakan Erdoğan’ı kabul edeceğidir.”

Aslında Başbakan Erdoğan’ın Fethullah Gülen’i gerçekten ziyaret etmek istediğini, ancak bilmediğimiz bir sebepten dolayı gidemediğini anlıyorum.
Böyle bir durumun oluşmasına karşılık ihtiyatlı davranılarak Başbakan Yardımcısı BülentArınç’ın kafileye dahil edildiği anlaşılıyor.Bazı kaynaklar Numan Kurtumuş’un da Arınç’la birlikte gitmiş olabileceğini düşünüyorlar.

Benim gibi bu ziyaretin cok önemli olduğunu düşünüyorsanız, bu akşam saat 22.00’de Bülent Arınç, TRT Türk’te Pensilvanya gözlemini anlatacak.
Önemli diyorum, çünkü bilgisine inandığım cemaat üyesi bir akademisyen, benim AK Parti mi?Hoca Efendi mi?şeklindeki sorum üzerine, “Olur mu öyle şey! AK Parti siyasi bir parti, bugün var, yarın olmayabilir.Ama biz örgütlü, inanmış bir cemaatız.Nasıl sorarsın böyle bir soruyu” deyip adeta beni azarlamıştı.





Değişim II