Yerel gazetecilikte reform

YAYINLAMA: 15 Eylül 2013 / 20.00 | GÜNCELLEME: 15 Eylül 2013 / 20.00

Bütün Türkiye’de olduğu/olacağı gibi Gaziantep’te de yerel gazeteler pek yakında büyük bir değişime uğrayacak. Buna bir reform da diyebiliriz.  Çünkü bu kadar radikal bir değişime, en azından son yarım asırlık bir zamanda tanık olunmadı.

Önce size sistemin nasıl çalıştığını kısaca anlatayım. Süreli bir yayın (gazete ve dergi gibi) çıkarmak,  örneğin bir bakkal dükkanı açmaktan çok daha kolaydır. Bir yerde okumuştum, bir bakkal dükkanı açabilmek için neredeyse 50’nin üzerinde bürokratik izin/imza gerekiyormuş. Oysa, Anayasamıza göre gazete çıkarmak için izin almaya gerek yok, çıkardığınız gazeteyi daha sonra bazı mercilere bildiriyorsunuz, o kadar! Yasalar, basına daha başka da ayrıcalıklar tanıyor.

En önemli ayrıcalıklardan birisi, devlet gazetelere ‘Basın İlan Kurumu’ aracılığı ile resmi ilan vererek, bir nevi gazeteleri sübvanse ediyor. (Bazı vilayetlerde ilan dağıtımını bizzat valilik yapıyor.) Burada amaç gazetelerin yeterli gelir temin etmelerinin zorluğu karşısında demokrasinin sağlıklı işleyebilmesine katkı olarak diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi desteklenmesidir.

Batılı ülkelerin hepsi bu desteklemeyi, örneğin ucuz kağıt temin ederek, epey bir süre sağladılar. Daha sonra liberal ekonomiyle birlikte yaşanan gelişmeler devletin gazetelere maddi destek sağlamasının demokrasinin ruhuna aykırı olduğu gerekçesi ile terkedildi.

Ancak, ülkemizde bu durum istismar edilerek, hatta destekleme alanı daha da geliştirilerek sürdürüldü. 2013 yılında gazetelere yaklaşık 300 trilyon TL (yeni TL ile 300 milyon) resmi ilan yoluyla devlet desteği sağlanıyor. Bu miktarın yalnızca 2,2 trilyon lirası Gaziantep’te 16 gazete arasında paylaşılıyor. Paranın çok önemli bir bölümü Ankara ve İstanbul’da yayınlanan gazetelere veriliyor.

Resmi ilan’ kamu kurumlarının ihale ve icra dairelerinin satış ilanlarından oluşuyor. Aslında bunun 300 milyon lira karşılığında gazetelere ilan olarak verilmesinin verimlilik açısından hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bunun tek nedeni basını desteklemek. Bu iş düzgün yürüyebilse çok faydalı ve yararlı bir hizmet olarak nitelendirilebilir. Ancak, gerçekte öyle değil! Bu iyi niyet hem istismar edilmiş, hem de siyasiler tarafından yozlaştırılmış. Bugün Batı’daki en önemli ve prestijli meslek sınıfının karşılığı ülkemizde/kentimizdegazeteci esnafı’ olmuştur.

Geçen Cumartesi günü Gaziantep’te bütün gazete sahipleriyle toplantı yapan Basın İlan Kurumu yetkilileri, “Arkadaşlar, artık deniz bitti, karaya çıktık! Bundan sonra niteliksiz gazetelerin yayınına resmi ilan ile destek olmayacağız. Bu kent için 16 günlük gazete çok! (Haftalık gazetelerin de sayısı 84) Gaziantep’in bir çok kritere göre 3 misli olduğunu farzettiğimiz Bursa’da 6 gazete yayınlanmaktadır. Bütçemizin yüzde 40’ını Adalet Bakanlığı sağlamaktadır. Bir milletvekili ile bakanlıktan bir yetkili bizim genel müdürümüze Anadolu’da çıkan vasıfsız bir gazeteyi göstererek, ‘Siz, bizim bakanlığımızın paralarını böyle gazeteleri mi veriyorsunuz’ demiş. Bizim genel müdür de söyleyecek laf bulamamış! Belli ki, bütçeleriniz daha iyi bir gazete çıkarmaya yetmiyor. O halde sayınızı azaltıp güç birliği yaparak daha iyi gazeteler çıkarmanızı bekliyoruz. Aksi halde devletin ilanını artık vasıfsız gazetelere veremeyeceğiz” dedi.

Toplantıda söz alan tecrübeli bir gazeteci şu doğruları söyledi: “Ben lise mezunuyum. Bunu az görüyorum. Gazete yayımcıları mutlaka en az üniversite mezunu olmalılar. Gittiğim başka vilayetlerde, okur yazar olmayan gazete sahipleri gördüm. Bu işin yeniden yasalarla düzenlenmesi lazım.

Aslında, lise mezunu olması o arkadaşımızı ‘gazeteci esnafı’ içinde elit bir seviyede tutuyor. Bana göre mütevazı bile davrandı. Bu işin çözümü o kadar basit ki… Hiç uğraşmaya gerek yok, AB kriterlerini uygulayabilirsek, sorunu hemen çözebiliriz. Kriter şöyle, nasıl ‘Baro’, ‘Tabipler Odası’, ‘Mimarlar Odası’ var, AB’de ‘Gazeteciler Odası’ var. Hukuk eğitimi görmeden, avukatlık stajını tamamlamadan sizi ‘Baro’ya kabul ederler mi? Doktorluk veya mimarlık diplomasına sahip olmadan ‘Tabibler Odası’na veya ‘Mimarlar Odası’na kayıt olabilir misiniz? İşte ‘Gazeteciler Odası’na da kaydolabilmek için öngörülen eğitimi ve stajı yapmanız gerekiyor. Ancak ondan sonra bu mesleği icra etmenize izin veriliyor.

Avrupa, Amerika ve gelişmiş Uzakdoğu ülkelerinde bizim nüfusumuza sahip kentlerin 2 veya en çok 3 gazetesi bulunuyor. Bizde, Gaziantep’te neden böyle, yarın değineceğim. Ama şunu söylemeliyim, Basın İlan Kurumu’nun bu reform hareketini destekliyorum. Tek eleştirilecek tarafı ise, geç bile kaldılar. Keşke daha evvel yapsalardı…

 

Yerel gazetecilikte reform