Terzi kendi söküğünü dikemezmiş!

YAYINLAMA: 15 Aralık 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 15 Aralık 2013 / 18.00

Toplumun doğru bilgilendirilmesi adına görev yapan gazeteciler, her kesimin hakkını savunuyor, sorunlarını irdeliyor ve kamuoyuna aydınlatıyor. Ancak ‘Terzi kendi söküğünü dikemez’ atasözündeki gibi kendi hakkını, hukukunu savunma noktasında birlikte hareket edemiyor!

Gaziantep’te günlük yayınlanan ve resmi ilan alan 16 gazete vardı. Resmi ilanların ülke çapında dağıtımı ve denetlemesini yapan Basın İlan Kurumu, çok sayıda gazetenin niteliksiz yayınlandığını, ilan havuzundan daha fazla gelir elde edip daha kaliteli gazeteler çıkarmak için gazetelerin birleşerek sayıyı azaltmalarını tavsiye etti.

Batı’da bizim kadar nüfusa sahip metropollerde genellikle iki, bilemediniz üç gazete yayımlanıyor. Bunları da genellikle geçmişleri gazetecilikle bağlantılı aileler yayımlıyor. Gaziantep’te ve hemen diğer bütün illerde gazete sayısı akıl almayacak kadar çok. Şanlıurfa’da galiba 22 günlük gazete yayımlanıyor. Çoğu zaman, gazetecilik yapmak için değil, ilandan daha fazla pay alabilmek uğruna bir yayıncı birden fazla gazete çıkarıyor. Bunun Gaziantep’te de örneği var!

Basın İlan Kurumu temelde haklı. Çoğu birbirine benzeyen, anlamsız, niteliksiz ve kağıt israfından oluşan bir sürü gazete!..

Gazetelerin sayısının sürekli artması kuralsızlıktan oldu! Hem kurallar çağdaş değildi, hem de mevcut kurallar adaletli uygulanmadı.

Kurallar AB normlarına uygun olmadığı gibi bir türlü reform da yapılamadı. Örneğin İtalya’da ‘Gazeteciler Odası’ var. Yani, Baro gibi, Tabipler Odası gibi, Eczacılar Odası gibi veya Mimarlar Odası gibi… Şimdi, beğendiğiniz veya hoşunuza gittiği için gidip ‘Baro’ya, Tabipler Odası’na kayıt yaptırabilir misiniz? Sizden diplomanızı isterler! İşte, ‘Gazeteciler Odası’na da kayıt yaptırabilmek çin öngörülen bazı fakültelerin diploması isteniyor. Gazetecilik yapabilmek için bu Oda’ya kayıtlı olmanız şart. Böylece, mesleğe bir standart geliyor. Önüne gelen gazetecilik yapamıyor.

 

İlkokul diploması bile olmayanlar, lise diplomasını sonradan torpille dışarıdan alanlar, yüzkızartıcı suçlardan mahkum olanlar, devleti soyanlar, kredilere aracılık yapanlar, tehdit ve şantajla işadamlarından para sızdıranlar gazetecilik yapamıyor.

AB ile yeni fasıllar açıldıkça, artık rezalet haline gelen bu iş de çağdaş normların gelmesiyle mutlaka düzelecektir.

 

Nicelik olarak gazetecilikte bazı gelişmeler oldu. Çok sayfalı ‘web ofset’ sistemi ile çıkan gazeteler var. Ancak, nitelik yakalanamadı. Bunun nedeni ayrı bir yazı konusu. Basın İlan Kurumu’nun tavsiyesi ile iki gazete kapanarak başkaları ile birleştiler ve sayı 14 gazeteye düştü.

Ancak, bunu yeterli görmeyen Basın İlan Kurumu, resen tavır almak zorunda kaldı ve 5 gazete dışındaki 9 gazetenin resmi ilan hakkını iptal etti. Bu üç aydır da böyle devam ediyor. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’nın iki gazetesi olduğu için resmi ilanın yüzde 40’ını tek başına alıyor. Üç aylık bilançonun tahminen bir milyon lira olduğunu varsayarsak, size durumumuz hakkında bir fikir verebilir.

 

Terzi kendi söküğünü dikemezmiş’ derken bizim de üyesi olduğumuz Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nin durumunu anlatmak istedim. Cemiyetin ana görevi, üyelerinin haklarını ve hukukunu savunmaktır. Ama cemiyet başkanı bizzat ilanın nerede ise yarısını alınca, pasif kalmayı yeğledi.

 

Cemiyet seçimleri henüz yeni yapıldı. Deneyimli gazeteci Yusuf Ağar’ın karşısına çıkan, gencecik, daha askerliğini bile yapmaya fırsatı olmamış bir genç olan İbrahim Ay, seçimi kazanarak başkan seçildi. Bu çok genç arkadaşı haliyle iyi tanımıyorum. Babası Hasan Ay’ı iyi tanırım.

Yusuf Bey seçilseydi, tarafsızlığı, deneyimi ve gazetecilik kültür ve bilgisiyle her gazeteye eşit mesafede olacağı için hak hukuk aramada mutlaka etkili olacaktı. Ama olmadı! Böylece gazeteler örgütlü hak aramadan yoksun kaldılar.

 

Sabah, Gaziantep’in en eski gazetesi, gelecek sene Şubat ayında 69 yaşından gün almaya başlayacak. Demokrat Parti’ye muhalefetinden başlayıp, yıllarca sayısız badireyi atlatarak, bin türlü meşakkatten geçerek  bugüne ulaşmış bir gazete.

Teknolojik olarak basın hayatına bütün yenilikleri ilk getiren gazete hep Sabah olmuştur. Elektronik dizgi sistemi, ofset baskı, web ofset gazete, şimdi önemi olmayan ama yıllar önce en pahalı teknolojik aygıt olarak kabul edilen ‘renk ayrım’ makinasını getiren gazete. Bunların artık bir önemi yok. Fakat çok önemli olan bir şey var, Sabah gazeteciliği hep eğitimli insanlarla yapmıştır.

Gaziantep’te halen tek bir gazeteci vardır, ulusal ve uluslarası basın ödülü sahibi olan: Nurgün Balcıoğlu. Sabah’ı 30 yıldan beri o yönetiyor.

 

Gaziantep’te yayınlanan, resmi ilan alan veya almayan hiçbir gazetede mesleğinde yüksek lisans yapmış Balcıoğlu dışında başka bir gazeteci maalesef yok.

Bütün bunları Sabah’ın resmi ilan alamaması nedeniyle yazmıyorum. Ancak, resmi ilan alan diğer gazetelerle Sabah’ın arasında, kurallara uymak bakımından bir farkın bulunmadığını söylemek istiyorum. Örneğin, resmi ilanın yüzde 40’ını alan iki gazetenin kurallara göre 28 muhabiri olması gerekiyor. Bunun olması mümkün değil, tartışmaya bile gerek yok. Diğer bir gazetenin 21 muhabirinin olması gerekirken, bu sayının hayal olduğunu onlar da herkes gibi kabul ediyor. O halde neden böyle? Bilmiyorum!..

Ama her şey kamuoyunun önünde yaşandığı için herhalde bilen biliyor…

Kimseyi kesinlikle suçlamıyorum. Hak aramanın da kuralları var, ona uyuyoruz. Umarım yakın bir gelecekte hak sahiplerine yeniden fırsat verilir.

 

 

 

 

 

Terzi kendi söküğünü dikemezmiş!