Eş Genel Başkanlık…

Cumhurbaşkanlığı tartışması bütün heyecanı ile sürüyor.

Dün topa Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce girdi. Şimdiye kadar  bilinmeyeni yazdı.

Abdullah Gül, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile ortak basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı seçimi için, “Seçimlerde halk karar verecektir. Hiçkimse şimdiden 'Bu iş cebimdedir' demeyecektir” dedi.

Başbakan Erdoğan da AK Partili milletvekilleri ile yaptığı toplantıda  katılımcılara cumhurbaşkanı adaylarının sorulduğu bir form verdi. Formlarda cumhurbaşkanı adayı olarak Başbakan Erdoğan'ın ismi öne çıktı. Erdoğan'ın Köşk'e çıkması durumunda tam yetkiyle Cumhurbaşkanı olması gerektiği değerlendirmesi yapıldı.

Bazı milletvekilleri toplantıda edindikleri izlenimi şöyle özetlediler:

“Bizim kanaatimiz Başbakan’ın Köşk’e çıkacağı. Zaten yerel seçim sonuçları da bunu gösteriyor. Başbakan alt yapı hazırlıyor.”

Hüseyin Gülerce’nin çarpıcı görüşlerinden önce AK Parti’nin kahvaltılı toplantısından kulis haberleri şöyle:

AKParti içinde cumhurbaşkanının kim olacağı tartışması grubu ikiye bölmüş durumda.

Kulislerde Erdoğan’ın Gül için anket yaptırdığı söylentileri dolaşırken çatlak da gittikçe dallanıp budaklanıyor. Gül’ün tarafında olanlar partinin başına geçmesiyle birlikte 1.Üç dönem kuralının kalkacağını, 2. AB ile sorunların çözüleceğini, 3. Ekonomik güç dengelerinin rayına oturacağını düşünüyorlar. Erdoğan’ın katı ve sert üslubundan da rahatsızlar.

Erdoğan taraftarları da kendi içlerinde ikiye bölündü. Mevcut düzeni korumak isteyen bu isimler Gül’ün bir dönem daha Çankaya’da oturmasını destekliyor. Bir kısmı da Erdoğan’ın bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini belirtiyor. Gül’ün başkanlığında AKParti’nin yüzde 30’un altına düşeceği endişesi de hakim.

Cemaatle iktidar arasında orta yol bulma çabasıyla bilinen Gülerce, BDP’nin zaten uyguladığı ama AK Parti’nin 2 Mart’ta eş genel başkanlığı neden yasalaştırdığı şimdi anladığını söyleyerek köşesinde şu görüşlere yer verdi:

“Gündemde artık cumhurbaşkanlığı seçimi var ve bu ‘eş genel başkanlık’ meselesini şimdi daha iyi anlıyoruz. Kanaatimce yerel seçimlerde alınan yüzde 45,5 oy, konuyu netleştirdi. AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı bellidir ve kesindir: Recep Tayyip Erdoğan. Sayın Erdoğan, 30 Mart akşamı yaptığı balkon konuşmasında bunun işaretini de verdi. Bundan sonrası için ‘Üzerimize hangi emanet yüklenirse, Allah’ın izniyle ona sadakatle sahip çıkarız.’ dedi. Başbakan yardımcıları, genel başkan yardımcıları daha net söylediler.

AK Parti açısından şimdi en can alıcı soru şudur: Erdoğan Çankaya’ya çıktığında AKP’nin geleceği ne olacaktır? Çünkü daha önce Başbakan, rahmetli Özal ve Sayın Demirel’le ilgili örnekleri hatırlatmış ve ‘İkisi de cumhurbaşkanı olunca partileri dağıldı’demişti. Bunun anlamı, Ben, AK Parti’nin geleceğini tehlikeye atarak cumhurbaşkanı olmam…”

Kısacası, Erdoğan’ın taşıdığı geçerli bir endişesivar: Kendisi Çankaya’ya çıkınca AKParti ne olacak?

Gülerce, bence buna da makul bir çözüm üretmiş:

“Bu sorunun cevabı için iki önemli siyasi aktörün alacağı pozisyon önemli. Sayın Abdullah Gül ile Sayın Numan Kurtulmuş… İşte eş genel başkanlık sistemi burada devreye girecek. Anladığım kadarıyla Sayın Erdoğan, AKParti’yle bağını koparmamak için kendisinden sonra Sayın Gül’ün, hem başbakan hem de genel başkan olmasını arzu etmiyor. Bunun Sayın Gül’ün şahsıyla ilgili olduğunu sanmıyorum. Çankaya’ya çıkarken gözünün arkada kalmasını istemiyor. Sayın Gül’ün devlet tecrübesi ile Başbakanlık makamını fazlasıyla dolduracağını ama bu arada partinin, teşkilatların ihmale uğrayabileceğini düşünüyor. Bu tarafı tahkim etmek için de Sayın Kurtulmuş’u düşünüyor. Milletvekilliği için üç dönem şartı getirmesini de, daha baştan beri, tecrübeli arkadaşlarını Genel Merkez’de istihdam etme düşüncesine bağlıyorum. Çankaya’da Erdoğan, başbakanlıkta Gülve AKParti’nin başında eş genel başkan Kurtulmuş… 2015 seçimlerine AKP, rüzgârını kesmeden ancak böyle bir formülle gidebileceğini hesaplıyor.”

Çok güzel bir analiz.

Eş Başkanlık formülünün yasalaştırılması da bu işin çook uzun bir zamandan beri siyaset mühendislerince titizlikle planlandığı intibaını veriyor.

Ancak…

BDP’nin bir kadın-bir erkek olarak uyguladığı eş başkanlık, demokrasiyi özümsemiş partiler tarafından uygulanabilir özelliklere sahip bir sistemdir. Oysa, burada bu sistemle amaçlanan ayan beyan belli değil midir?

Futbolda 4-4-2, bilinen en iyi oyun sistemidir! Ama, hertakıma uymaz! Rakibe göre, kendi takımının oyuncularının özelliklerine göre kazanmak için değişik sistemler uygulanmalıdır.

Benim düşüncem, eş başkanlık sistemi AK Parti’ye uymaz! Bozar!

Bugün Gül, TÜSİAD’da konuşacak.

Gül, çetin ceviz!