Renkli ve ahenkli bir tablo

YAYINLAMA: 17 Nisan 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 17 Nisan 2014 / 20.00

Günlük yaşamımızda çelişen o kadar çok şey var ki, bugün bunları yazmayı düşünürken gazetemdeki bir resmi görünce  hem mutlu oldum, hem de biraz gerilere gittim.

Önce nostalji

Epeyce bir yıl önce, Maarif’te, daha sonra Ticaret ve Sanayi Odası’nın bulunduğu binada ‘Burç Restoran’ vardı. Gidilebilecek en iyi yerdi.

Birleşmiş Milletler’in UNIDO kurumunun Gaziantep’te yerleşik uzmanları KÜSGET’i kuruyorlardı.

Amerikalı uzmanlardan, Michael ile yakın arkadaş olmuştuk. Onu bir gece lokantaya, Burç Restoran’a, davet etmiştim.

Hiç boş masa yoktu, zor yer bulmuştuk.

Yemeğin ortasında bir ara Michael, “Bugün Gaziantep’in özel bir günü değil mi?” diye sorunca, düşündüm, özel bir gün aklıma gelmedi, “Nereden çıkardın, yok öyle bir şey!” dedim.

Yok, yok var!” diye üsteleyince, “Neymiş?” demeye kalmadı, sorunun cevabını kendisi verdi:

Gaziantep’te bugün erkekler günü!..

 

Böyle bir saçmalığın olmadığını anlatınca, etrafıma dikkatli bakmamı istedi!

Baktı ki benden bir açıklama gelmiyor, şaşkınlığını şöyle ifade etmişti: “Farkında değil misin? Bu lokantada bir tek kadın bile yok! Batı’da lokantalarda bu sayı yarı yarıya olur! Burada bir gariplik var!”

Etrafıma tekrar baktım, evet tek bir kadın bile yoktu. Alıştığımız düzen bu olduğu için bir anormallik aklıma gelmedi.

Ama, o geceyi de hiç unutmadım.

Beni etkileyen resme gelince…

Bu yıl 36’ıncısı düzenlenen Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği etkinliğine ilk kez Gaziantep de dahil oldu ve şehrimize 36 ayrı ülkenin çocukları geldi.

Rengarenk giysili, hepsi ayrı güzellikte bakmaya doyamayacağınız çocuklarla birlikte resim karesine giren, o da renkli giysili, saygın bir hanımefendi, adeta tablodaki ahengi tamamlıyordu.

 

Geçen günlerde yazmıştım, uzun yıllardan beri Kanada’da yaşayan bir sınıf arkadaşımın Kanadalı eşi, seçim sonuçları açıklanınca, arkadaşıma, “Gaziantep’te bir kadın belediye başkanı seçilmiş. Burası herhalde çok modern bir kent olmalı, sen hiç oraya gittin mi?” diye sorunca, o da bana mail göndererek, eşinin güzel duygularını iletip, “Gaziantep burada çok popüler olacağa benziyor” deyip, “Turist akınına uğrarsanız şaşırma!” diye gönlümü almıştı.

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in, renkli çocuklarla bir tablo kadar güzel o resmine bu duygularla baktığım için çok etkilendim.

Bir kadın belediye başkanı seçerek dünyaya güzel bir mesaj verdik.

 

Şahin’in çocuklara yaptığı konuşmanın içeriğini çok beğendim. Eğer kaçırdıysanız, dünkü Sabah’ı bulun, 12’inci sayfadaki tüm metni okuyun, siz de çok anlamlı bulacaksınız.

Şahin, çocuklarla birlikteyken bir ara, “Adaletli olun, barış ve sevgiyi seçin” demiş.

Küçüklere, daha anlamlı ve faydalı ne söylenebilirdi ki…

Ancak, bu burada kalmasın!

Fırsatını bulunca, kocaman kocaman adamlara da aynı veciz lafı ederse, Gaziantep’in daha yaşanabilir bir kent olacağını düşünüyorum.

 

 

 


Ferran Adria ve kebap…

 

Gaziantep’in; bir sanayi kenti mi, yoksa bir gastronomi mabedi mi olarak anılması tercihini bana bıraksanız, gözüm kapalı, gastronomi derim…

Detaya girmeden düz mantıkla; herhangi bir yöreye bol teşvik verirsiniz, yatırımcıyı özendirirsiniz, sanayi üretmeye başlar.

Ama, kültürel zenginliğiniz yoksa, ithal yiyeceklerle gastronomi kenti olunmaz! Hala Hititler’den, Asurlular’dan  kalma yiyecekleri kullanıyor olmamız, Gaziantep’in neden dünyaca ünlü bir mutfağı olduğunun bir kanıtıdır.

 

Anadolu Mutfağını Araştırma Geliştirme ve Koruma DerneğiBaşkanı Tahir Tekin Öztan, “Dünyanın en sağlıklı yemeği kebaptır. Bunu herkese anlatmamız lazım” demiş!

Dünyanın bir numaralı şefi Ferran Adria’nın, Hürriyet’ten Ali Tufan Koç ile yaptığı söyleşiyi okurken birden hırsı aklının önünde gidensakıt bir kamu yöneticisini hatırladım ve öfkem kabardı!

 

Mutfaktaki başarısı ünlü Michelin yıldızlarıyla tarif edilemeyecek kadar sonsuz olan Ferran Adria’nın şu değerlendirmesi fevkalade önemli:
Kebap kültürü Avrupa’da, özellikle de İspanya’da son beş yılda çok yol katetti, değişti, zenginleşti. Sıradan bir sokak lezzeti gözüyle bakmayıp gereken özeni gösterirseniz şaşırtıcı sonuçlar elde edebilirsiniz. Kebabı hakkını vererek inceleyin, en ‘fine dining’ tabaklardan dahaşaşırtıcı bir sonuç elede edin.”

 

Gaziantep, kebap, baklava şehrinin çok ötesinde kültür ve turizm şehri olarak sadece Türkiye’nin değil dünyanın yükselen yıldız şehirlerinden bir tanesi olmuştur.

Bu kelama da söyleyene de her zaman hayıflanmışımdır. Gastronomiyi küçümseyen, kültürden saymayan zihniyet, dünyadaki değişimi farkedemiyen engelli bakış açısıdır!

 

Dünyanın bir numaralı restoranı El Bulli’nin sahibi, gastronomi tanrısı Ferran Adria, kebap artık insanların çok sevdiği, en sağlıklı yiyecektir, diyor.

 

Adria ile engelli düşünce tarzı arasındaki kültür, bilgi ve dünya vizyonu farkını göstermek için bu yazıyı yazdım.

Üzerinde oturduğumuz kültürü bilmeden, anlamadan değerlendirmeler yaparsanız mahçup olursunuz!

 

Öztan’a da diyeceğim var.

Üretim, tanıtım, pazarlama…

Birbiriyle ilintili ama ayrı konseptler.

Ferdi çalışma ile bir yere gidilemeyeceği çok kez kanıtlandı. Aynı şeyleri tekrar denemenin ve aynı sonucu almanın kaçınılmaz olduğunu, inanmazsan Albert Einstein’a sorabilirsin!..

Takım oyunu ile başarı kazanılabilir, ancak…

 

Renkli ve ahenkli bir tablo