Gerçeklerle yüzleşmek…

YAYINLAMA: 21 Nisan 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 21 Nisan 2014 / 20.00

Geçen hafta Gaziantep’te yapılan ‘Kalkınma Ajansları Konferansı’nda ve hemen bütün benzeri toplantılarda sürekli Gaziantep’in başarı öyküsü konuşuluyor. İnanılmaz mucize, Tanrı’nın başka kentlere nasip etmediği başarı nedense hep Antep’in oluyor!

Sakıt belediye başkanı da Gaziantep’in dünyanın en hızla gelişen 10 kentinden birisi olduğunu iddia ederdi.

Kazara birkaç bin paket sigara yakalanırsa veya birkaç yüz kilo çay ele geçirilirse, “Kaçak sigaraya geçit yok! Güvenlik güçlerinin büyük başarısı, kaçak çay yakalandı!” gibi martavalla kent halkının uyutulmasına gazeteler bilmeyerek çanak tutarlar!

 

Bütün bu başarıları, mucizeleri, Tanrı’nın lütuflarını, kaçakçılığa geçit verilmediğini, kaçak adına ne varsa hemen yakalandığını bir an için kabul edelim.

Şimdi, bu değerli öykü yazarlarının şu sorulara yanıt vermesini bekliyorum.

 

Önce, yaşanabilir kent kriterlerinden başlayalım.

‘81 Şehir , Yaşam Kalitesi Araştırması’na göre Gaziantep, 61’inci sırada.

Gaziantep, Türkiye’nin en borçlu şehri!

Gaziantep, Türkiye’nin nüfusuna göre en az tasarrufu olan kenti!

Eğitim!.. Bu konuda zaten ünümüz bütün Türkiye’ye yayıldı. Ayıptır söylemesi, sonuncuyuz!

Oysa sırada bekleyen onlarca hayırsever var, okul yaptırmak istiyorlar, ama başarı öykülerinin yazıldığı Gaziantep’te okul yapacak arsa yok!

İl Halk Kütüphanesi Müdürü Remzi Mızrak, “Bu şehirde 95 bin kişi okuma-yazma bilmiyor. 400 bin kişi ilkokul mezunu” diyor. Henüz okul yaşına gelmeyenleri düşünürseniz, geriye pek bir şey kalmıyor!

 

Devam edelim…

Vali Erdal Ata, birçok söylevinde, Gaziantep’in yüzde 75-80’inin gecekonduda yaşadığını ifade etmişti.

Bunu teyit eden TÜİK verileri var. Ev sahibi olma kriteri açısından Gaziantep’in Türkiye’deki yeri, yine ayıptır söylemesi, 81 il içinde 81’incilik!

Bu araştırma 37 kriter üzerinden yapılmış. Her kirterin bir puanı var, ona göre yaşanılan kentin kalitesi tespit ediliyor.

 

Uzatmayacağım…

Fert başına düşen gelir açısından Türkiye ortalamasının çok altındayız. Bitlis’le aynı seviyedeyiz.

Sağlık hizmetleri, hastane yatak sayısı, kişi başına ödenen vergi miktarı, sanat etkinlikleri sayısında hep dipteyiz! Ha, haksızlık etmeyelim, kütüphane varlığında sonuncu değiliz! Sondan bir evveliz!

 

Gelelim asıl en önemli kritere: kayıtdışılık!..

İşte bu konuda Türkiye’de kimse elimize su dökemez!

Bizzat Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Antep’e geldiğinde, bu kentin ekonomisinin yüzde 50’si kayıtdışı demişti de hepimiz gülmüştük!

Neden mi? İltifat kabul etmiştik de onun için!

Ben o zaman yazdığım yazıda, “Çıkın çıkın Sayın Bakan, elinizi korkak alıştırmayın! Yüzde 70 deyin, hatta yüzde 80 bile deseniz, yüzünüzü kara çıkarmayız!” demiştim.

 

Kayıtdışıdan, kaçakçılıktan devam edelim…

Gaziantep’in yüzde 99,99’u kaçak çay içiyor! Üzerine para verseniz, Karadeniz çayını içmezler!

Gaziantep, çayı çok seven ve çok tüketen bir kenttir. Daha önemlisi, kaçak çayın dağıtım merkezi Antep’tir.

Türkiye’ye giren kaçak çayın 80 bin ton olduğunu varsayarsak (fazlası var, azı yok!), son tüketicinin ödediği parayı da baz alırsak, yaklaşık 1 milyar dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz demektir. (Bu arada, Sri Lanka’da ve Kenya’da kuraklık olduğu için çay üretimi yüzde 50 azalmış. Kaçak çaya zam var, dikkat!)

 

Sigaraya gelince, Gaziantep’te içilen sigaranın yüzde 70’i kaçak! Yerli sigara dağıtım şirketleri size bu bilgiyi teyit edecektir.

 

Gaziantep’te 1.5 trilyon, daha doğrusu milyon liraya daire satılıyor! Boğaz veya göl manzaralı falan değil! Caddeye bakıyor.

Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Melih Meriç, diyor ki:
“Gaziantep’te biz bina yaparız, ama parayı arsa sahipleri kazanır! Eskiden arsa maliyeti yüzde 30-35 iken şimdi yüzde 60-70 oldu. 3+1 daireler, 150-160 metrekare, maliyeti 100 bin liradır ama arsa payını koyunca fiyat 300-350 bin liraya çıkmaktadır. Yerine göre, daha da pahalı olabiliyor. Bu yüzden bazı müteahhitler paralarını inşaata bağlayacaklarına, arsacılığa başladılar. Tıpkı, hemen bütün sanayicilerin yaptığı gibi!..”

Bunun sebebi de yeni imar sahaları açmayan belediye değil midir? Arsa sahiplerinin baskısıyla görevini ihmal eden belediye başkanı sorumlu değil midir?

 

Gaziantep’e ‘Marka şehir’ veya ‘Marka kent’ deniyor!

Hiçbir itirazım yok!

Çünkü, bu Gaziantep’in önüne konmuş bir hedeftir ve bu hedefi layık gören de doğru yapmıştır.

Ama bu hedefe yaklaşmadan bile başarı öykülerini anlatmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.

2023 için 30 milyar dolar ihracat hedefi belirlendi. Bunu da sempati ile değerlendiriyorum, neden olmasın?

2013 yılı ihracatı 6,5 milyar dolar, ithalatı ise bu rakamdan 300 milyon dolar fazla. Olabilir. Türkiye’nin 6’ıncı büyük ihracatçı kenti olmamız hoşumuza gidiyor. Ama bunun bedelini, neye malolduğunu yukarıda kriterler vererek anlattım.

 

Bu yazı ile amacım özetle şudur:

Başarı öyküsü anlatırken mütevazı olunmalı! Bu kentin çok ama çoook sorunu var.

Bir de Gaziantep’in artık yasalarla belirlenmiş yeni bir CEO’su var.

Ona karşı da gerçekçi olunması lazım. Neyi devraldığını bilmeli, envanteri abartmadan, doğru olarak tespit etmeliyiz.

 

 

Gerçeklerle yüzleşmek…