Cumhurbaşkanlığı ve referandum

YAYINLAMA: 30 Mayıs 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 30 Mayıs 2014 / 20.00

Eski belediye başkanımız Esat Kaya Turgay hatırlattı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde olayın referanduma dönüşme ihtimali var” dedi.

 

10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçiminde yüzde 50’nin üzerinde oy alan çıkmazsa, en yüksek oyu alan iki aday ikinci tur seçimlere kalıyor.

Diyelim ki, ikinci turda adayın birisi herhangi bir nedenle çekildi. Bu durumda geriye kalan aday için referandum oylaması yapılıyor. Yani, tek aday için ‘evet’ veya ‘hayır’ oyu kullanılacak.

Eğer tek aday oyların yüzde ellisinden bir fazlasını alamazsa seçimler tekrarlanacak.

 

Burada büyük risk faktörü var.

Referandumda aday, oyların yüzde ellisinin bir fazlasını alamazsa karizması çizileceği için tekrarlanacak seçime katılmayacaktır.

 

Burada stratejik taktiklere başvurulacağı konuşuluyor. Erdoğan aday olunca karşısındaki çekilirse, Erdoğan’ın yeterli oya ulaşamaması durumunda siyaset hayatı son bulabilir. Ama nihayetinde bu bir faraziye.

Her halükarda, iş zannedildiği kadar kolay değil.

 

Erdoğan’ın aday olması halinde başbakanlığı belirli bir süre önce bırakması, seçim harcamalarını partiden yapamaması önemli faktörler.

Yani, iş çantada keklik gözükmüyor.


Tehlikeli yükseliş…

 

Geçen sene 1 Haziran Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ü vurduğu iddia edilen polis memuru Ahmet Şahbaz’ın önceki gün Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasında yine gözyaşları ve tepkiler vardı.

Mahkeme, sanık polisin tutuklanma talebini kabul etmeyince duruşma salonu karıştı.

Ancak, Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük öyle bir laf etti kitehlikeli yükselişin net bir ifadesiydi.

 Silahlı terör örgütü polis teşkilatı tarafından halkın çocukları katlediliyor. Çocuklarımızın hesabını soracağız. Ahmet Şahbaz tarihteki yerini alacaktır” dedikten sonra Sarısülük, elindeki kalemi kırarak yere attı.

 

Kalem kırmanın mesajı nedir?

Şimdi uygulanmıyor ama hakimler idama karar verdiklerinde, imza attıkları kalemi kırarlardı.

Yani, eğer mahkeme polis Şahbaz’a hakettiği cezayı vermezse, cezayı ağabey Sarısülük verecek! Nasıl bir ceza olacağını da ağabey Sarısülük kalem kırarak alenen ilan ediyor! Böylece Şahbaz’da tarihe geçmiş olacak!

 

Hukuk devletinde cezayı yalnız mahkemeler verir. Herkes kendi cezasını verirse, o ülkeye kaos hakim olur ki bunun sonucu da büyük felaket olur.

 


 

Deve olan milyarlarca dolar!..

Saddam’ın idam edilmesinden sonra saklı, gizli paralarını bulmak için oluşturulan komisyon yıllarca çalıştı. Hala da çalışıyor. Ne kadarı bulundu, açıklama yapılmadı.

Şimdi aynı şey Kaddafi için yapılıyor.

İkibuçuk yıl önce linç edilerek öldürülen Kaddafi’nin , 50 milyar dolar olabileceği söylenen servetini araştırmalar sürüyor.

 

Libya hükümetinin İngiliz hükümetine yazdığı mektupta kullandığı şu ifade bir hayli ilginç:
"Libya devleti Chesterton Humberts şirketinin bir kısmının Ali İbrahim Dabaiba veya oğlu veya kardeşi tarafından alındığına inanıyoruz. Bu durumda…"

 

Chesterton Humperts, çok küçük bir emlakçılık şirketi. Ama becerdiği iş çok büyük. Belli ki Kaddafi’nin İngiltere’den aldığı dev gayrimenkullere aracılık etmiş. Arada oğlu, kardeş falan derken kimin kim olduğu tam belli değil! İkibuçuk sene olmuş, daha bu aşamadalar!

Bu gayrımenkuller tespit edilemiyor. Olayı bilen yalnız 3 kişi! Alan, satan, bir de aracı! Alan öldü! Kalan sağların ağızları çok sıkı, hiçbir şey söylemiyorlar! Belli ki malın üzerine yatacaklar. Kaddafi, bu gibi ‘haksız kazançları’ çocukları ile bile paylaşmazmış!

Haydan gelen huya gider’ demeyin, çünkü o para gerçekte Libya halkının parası.

Olur mu öyle şey, kayıt kuyut vardır, para transferleri araştırılabilir, gibi şeyleri hiç düşünmeyin. Devletler arasında da maalesef bu gibi durumlarda malın üzerine yatılıyor!

Ama şunu hesap edebilirsiniz, kimbilir, Saddam’ın ve Kaddafi’nin ne kadar böyle parası ve gayrimenkulu deve oldu?

 

 


 

Islah önce bankalardan başlamalı!..

 

Bir ajansın gazete ilanlarından derlediği, ülkenin ekonomik seyrini gösteren özel bir çalışmasını okudum.

Türkiye’de 17 bankanın şu anda satışta bulunan 9 bin 420 parça gayrimenkulüne müşteri aranıyor.

Belli ki, kredi karşılığı teminat olarak verilen bu gayrimenkuller, kredi tahsil edilemediği için satışa çıkarıldı.

Kimbilir, bu garimenkuller hangi ‘en ehven fiyata’ satılabilecektir, ancak!

 

Başbakan Erdoğan’ın, “Faizler çok yüksek, artırırken 5 puan birden artırıyorsunuz, indirirken yarım puan!..” demesi ile sık sık bankacılığın bu ülkede hiçbir zaman gerçek bankacılık kalitesine ulaşmadığı serzenişinde bulunmasının yalanı ve haksızlığı var mı?

İşte satılık garimenkul sayısı, işte geçen sene bankaların kazandığı net 25 katrilyon lira!

 

 

 

Cumhurbaşkanlığı ve referandum